Çernobil'de nükleer evrim: Yeşil kurbağaların rengi siyaha döndü

"Çalışmamızın sonuçları, Çernobil kurbağalarının radyasyona tepki olarak hızlı bir evrim sürecinden geçmiş olabileceğini düşündürüyor"

Latince adı Hyla orientalis olan kurbağalar Çernobil'de neredeyse zift kadar siyah (Germán Orizaola/Pablo Burraco)
Latince adı Hyla orientalis olan kurbağalar Çernobil'de neredeyse zift kadar siyah (Germán Orizaola/Pablo Burraco)
TT

Çernobil'de nükleer evrim: Yeşil kurbağaların rengi siyaha döndü

Latince adı Hyla orientalis olan kurbağalar Çernobil'de neredeyse zift kadar siyah (Germán Orizaola/Pablo Burraco)
Latince adı Hyla orientalis olan kurbağalar Çernobil'de neredeyse zift kadar siyah (Germán Orizaola/Pablo Burraco)

Çernobil'de nükleer felaketten sonra varlığını sürdüren yaban hayatını gözlemleyen İspanyol araştırmacılar, son derece hızlı bir evrimsel sürece tanık oldu.
Hayvanların radyasyonla yaşamaya uyum sağlayıp sağlamadığını tespit etmeye çalışan araştırmacılar, normalde parlak yeşil olan kurbağaların renginin siyaha döndüğünü gözlemledi.
Oviedo Üniversitesi'nden Germán Orizaola ve Doñana Biyolojik İstasyonu'ndan Pablo Burraco, 2016'dan beri yürüttükleri araştırmadan elde edilen bulguları The Conversation'da yayımlanan bir yazıda aktardı.

Çernobil'deki yaban hayatı
1986'da Çernobil Nükleer Santrali'nin 4. reaktöründe meydana gelen kaza, insanlık tarihinin en büyük radyoaktif madde salınımına neden oldu.
Kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre de bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazalardan biri.
Felaket nedeniyle oluşan radyoaktif serpinti bulutu Sovyetler Birliği'nin batısından Avrupa'ya ve Karadeniz üzerinden Türkiye'ye sürüklendi.
2000 yılına kadar Belarus, Rusya ve Ukrayna'da ciddi derecede kirlenmiş bölgelerden toplam 350 bin 400 kişi tahliye edildi.
Öte yandan kazanın üzerinden 30 yıldan fazla süre geçmişken Çernobil, Avrupa'nın en büyük doğal rezervlerinden biri haline geldi.
Ayılar, kurtlar ve vaşaklar da dahil olmak üzere nesli tükenmekte olan birçok tür artık buraya sığınıyor.

Ağaç kurbağalarının rengi
2016'da bu rezervi gözlemlemeye başlayan araştırmacıların dikkatini kurbağalar çekti. 2017 ve 2019 arasında Ukrayna'nın kuzeyinde "Doğu ağaç kurbağası" diye bilinen hayvanların renkleri ayrıntılı olarak incelendi.
 
Araştırmacılar radyasyona karşı "melanin korumasına" işaret ediyor (Germán Orizaola/Pablo Burraco)
12 farklı üreme havuzunda yakalanan en az 200 erkek kurbağanın sırt derisinin rengi kayda geçirildi. Kurbağaların yakalandığı bölgeler, radyasyondan farklı seviyelerde etkilenmişti. Bu da araştırmacıların, kurbağaların radyasyona nasıl tepki verdiğini karşılaştırmalı görmesine olanak tanıdı.
İki araştırmacı, "Çalışmamız, Çernobil ağaç kurbağalarının, bölge dışındaki alanlarında yakalanan kurbağalardan çok daha koyu bir renge sahip olduğunu ortaya koyuyor.Bazıları zift kadar siyah" diye yazdı.

Radyasyona karşı melanin 
Suda erimeyen ve yoğunlaştığı bölgelerde siyah renkli bir pigment olan melanin birçok organizmada koyu renkten sorumlu. 
Ancak araştırmacılara göre bu pigment sınıfı aynı zamanda ultraviyole radyasyonun olumsuz etkilerini de azaltabiliyor. Radyasyon enerjisinin bir kısmını emiyor ve dağıtıyor.
Bu nedenle Çernobil'in siyah kurbağalarının melaninin koruyucu etkisi sayesinde çoğaldığı tahmin ediliyor. Araştırmacılar da şu sonuca varıyor:
"Çalışmamızın sonuçları, Çernobil kurbağalarının radyasyona tepki olarak hızlı bir evrim sürecinden geçmiş olabileceğini düşündürüyor."
Independent Türkçe, The Conversation, Phys.org



Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)
TT

Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)

Andrew Griffin 

Bu çığır açıcı gelişme, sonunda katı hal bataryalarının üretimine ve yaygın kullanımına olanak sağlayabilir. Bunlar, alev alabilen mevcut lityum iyon bataryalardan daha fazla kapasiteye sahip olduğundan geleceğin kilit teknolojisi olarak görülüyor ve bir gün elektrikli arabalara ve diğer teknolojilere güç sağlamak için kullanılabilir.

Ancak katı hal bataryaları, imalat ve kullanım aşamasındaki çeşitli zorluklar nedeniyle henüz yaygın bir şekilde benimsenip üretilemiyor.

Araştırmacılar yeni bir malzemenin, artık bu sorunların bazılarını çözmeyi sağlayarak bu bataryaları gerçekten piyasaya sürmeye yönelik bir adım olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar lityumdan, daha önce bilinen tüm maddelerden yüzde 30 daha hızlı yeni bir malzeme üretti. Lityum, antimon ve skandiyumdan oluşan malzeme sadece rekor kırmakla kalmayıp başka pratik uygulamaların geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Bulguları açıklayan makalenin yazarlarından Jingwen Jiang, "Keşfimizin geniş bir yelpazedeki diğer malzemelerde iletkenliği artırma yönünde daha geniş etkileri olabileceğine inanıyoruz" diyor. Araştırmacılar, yeni bataryaların geliştirilmesine yol açan aynı ilkelerin başka atılımlara da uygulanabileceğini öne sürüyor.

Münih Teknik Üniversitesi'nden Hubert Gasteiger, "Az miktarda skandiyum ekleyerek diğer element kombinasyonlarına model olabilecek yeni bir ilkeyi ortaya çıkardık" ifadelerini kullanıyor. 

Malzemenin batarya hücrelerinde kullanılabilmesi için hâlâ birçok test yapılması gerekse de iyimseriz.

Çığır açıcı adım, hakemli dergi Advanced Energy Materials'ta yayımlanan "Scandium Induced Structural Disorder and Vacancy Engineering in Li3Sb – Superior Ionic Conductivity in Li3−3xScxSbv" (Li3Sb'de Skandiyum Kaynaklı Yapısal Bozukluk ve Boşluk Tasarımı: Li3-3xScxSbv'de Üstün İyonik İletkenlik) başlıklı yeni bir makalede aktarılıyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech