ABD, İran’daki halk hareketini desteklemiyor

ABD’li analistler Şarku’l Avsat’a konuştu: “Hamaney’in ölümü rejimin zayıflamasını hızlandırabilir”

ABD, İran’daki halk hareketini desteklemiyor
TT

ABD, İran’daki halk hareketini desteklemiyor

ABD, İran’daki halk hareketini desteklemiyor

22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltında hayatını kaybetmesinin ardından İran’da protestolar sürüyor. Bu durum, İran rejiminin yaşamsal ve toplumsal meseleler zemininde her zaman patlak veren onlarca yıllık gerginlikten sonra son yıllarda ulaştığı çıkmazı yansıtıyor. Bugün, protestolar devam etsin ya da rejim bunları bastırmayı başarsın gösterilerin, sonucu kestirilemeyen bir siyasi çatışmada rejimin meşruiyetini sarsmayı başardığı göz ardı edilemez. İran toplumu ya da en azından eylemcilerin ‘yarısını’ oluşturan kadınlar tarafından yükseltilen sloganlar, açıkça ruhban sınıfının otoritesine son verilmesi çağrısında bulundu. Bu durum ise protestolara daha öncekilerden farklı bir özellik katıyor.
Mevcut ABD yönetimine farklı bir tavır takınması için çağrılar ve eleştiriler artıyor. Demokrat yönetim, İranlıların ‘normal’ bir devlette yaşama hırsları ve arzuları pahasına olsa bile hala İran’ı nükleer bir anlaşma imzalamak için ‘kendine çekmeye’ çalışmakla suçlanıyor. Ancak Demokratları eleştirmek, Beyaz Saray sakininin kimliği ne olursa olsun, ABD tavrının gerçekliğini belirlemek için yeterli olmayabilir. 2009 yılında İran’daki reformist Yeşil Hareket’i desteklemeyen eski Başkan Barack Obama döneminden bu yana Demokratlar ve 2017- 2019 ayaklanmalarını desteklemekten kaçınan eski Başkan Donald Trump ile Cumhuriyetçiler, ‘bölgenin çöl kumlarında’ boğulmaya devam edilmesinden duydukları ‘umutsuzlukları’ dile getirdi.
Washington merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı’nda İran’daki yaptırımlar ve yasadışı finansman konusunda araştırmacı olan Said Kasıminejad, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Rejim, en az 154 eylemciyi öldürmesine ve 3 binden fazla kişiyi tutuklamasına rağmen İran halkının son protestolarını henüz susturmayı başaramadı. İranlılar yaklaşık 3 haftadır ülkenin her yerinde, tüm illerde gösteriler yapıyor. Protestolara 140’tan fazla şehir katıldı. Bu durum, rejime bağlı güvenlik güçleri üzerinde büyük bir baskıya yol açtı. Her iki taraf da bir irade savaşındadır. Rejimin silahları var, ama halkın büyük çoğunluğu buna karşı çıkıyor” ifadelerini kullandı. “Eylemciler mi hızlı bir şekilde hüsrana uğrayacak yoksa güvenlik ve askeri kurum mu daha çabuk bölünecek?” diye soran Kasıminejad, Biden yönetiminin tavrı hakkında ise “Memnuniyetle karşılama ve olumlu açıklamalara, yaptırımlara ve internet erişimini kolaylaştırmak için sarf ettiği çabalarına rağmen yanıtı yavaş ve yetersiz olmuştur” dedi.
Said Kasıminejad bununla birlikte, “ABD, Tahran’ın nükleer programına geçici ve geri döndürülebilir kısıtlamalar karşılığında rejime yüz milyarlarca dolara erişim izni vermekte ısrar ettiği sürece, İran halkını etkin bir şekilde destekleyemez” dedi. Kasıminejad ayrıca, “Para sadece rejimin baskı makinesini güçlendirecek. Ayrıca Washington’un rejimle bir anlaşma yapma arzusu, kendisinin İran’daki tek müttefikimiz olan protestoculara gerçek ve etkili destek sağlamasını engelliyor” diyerek, rejime maksimum baskı uygulanması ve göstericilere maksimum destek sağlanması çağrısında bulundu.
Öte yandan Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nde İran uzmanı araştırmacı Patrick Clawson, “Protesto hareketlerinin kaderini tahmin etmek zor. Bununla birlikte rejim öldürücü güç kullanmaya istekli ve halkın dörtte birinin desteğine güvenebilir. Bu yüzden gösterilerin kısa vadede kalma ihtimali yüksek. Ancak rejimin ideolojisi ağır hasar gördü. Elitler arasında bölünmeler ortaya çıkarsa ve büyük olasılıkla Rejimin Lideri Ali Hamaney öldüğünde, ideolojinin popüler olmaması sistemi baltalayabilir” dedi. Clawson, “Biden’ın ekibinin, nükleer müzakerelere devam edip etmeyeceğini netleştirmeden protestocuları desteklemesi çok güzel. Biden, nükleer anlaşmanın zamanı olmadığını anlamış görünüyor” şeklinde konuştu.
Diğer taraftan Amerikan Girişim Enstitüsü’nden Michael Rubin, en iyisini umut ettiğini söylerken, “Ama bu rejim savaşmadan düşmeyecek” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Rubin, Devrim Muhafızları’nın görevinin devrimi savunmak olduğunu söylerken, “Bu da düşmanlarının hem yabancılar hem de İranlılar olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Clawson, rejimin şiddetinin ‘aşırı’ olacağını söylerken, ancak çoğunluğu ailelere sahip olan güvenlik güçlerinin silahlarını bırakmaya istekli olup olmadığını sorguladı. Bunun gerçekleşmesi halinde ise “İran ordusunun 1979 devrimi sırasında çatışmaları durdurmasına benzer bir dönüm noktasına ulaşmış olabiliriz” diyen Clawson, “Ancak bunun 2011’de Suriye’de yaşananlara benzer bir senaryoya dönüşmesinden korkuyorum” şeklinde konuştu. Ancak alternatif, “Rehber” Hamaney’in sağlığının bozulması olabilir. Bu çerçevede Patrick Clawson, ölmesi halinde rejimin kanatlarındaki hiç kimsenin, tüm güvenlik güçlerinin sadakatine sahip olmadığına dikkat çekti. Biden’ın nükleer meseleyi parçalama ve ayrı olarak ele alma girişimini de eleştiren Clawson, “Sorun şu ki, nükleer programı kontrol eden Devrim Muhafızları, protestocuları bastırmaktan da sorumlu. Biden donmuş varlıkları serbest bırakırsa veya daha fazla yaptırım uygulamayı reddederse bu, ihtiyaç duydukları anda protestoculardan ziyade rejime yardımcı olacaktır. Bu yaklaşımın teraziyi rejim lehine çevirmesinden korkuyorum” değerlendirmesinde bulundu.



ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
TT

ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koymasıyla Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savundu.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelendi.

Trump'ın "Venezuela petrolüne el koymak istediği" ve bu yüzden uyuşturucu kaçakçılığını bahane ederek ülke açıklarındaki gemilere saldırı düzenlediği savunuldu.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla CBS'e konuşan kaynaklar, el konan tankerin adının Skipper olduğunu belirtiyor.

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Kaynaklar, tankere yönelik harekatın USS Gerald R. Ford'dan kaldırılan iki askeri helikopterle gerçekleştirildiğini söylüyor.

20 yıllık tankere baskın düzenleyen ekipte özel harekatçıların ve donanma askerlerinin yer aldığı aktarılıyor.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

Bakanlığın açıklamasında tankerin, yine ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus iş insanı Viktor Artemov'un kontrolündeki şirketlerden birine ait olduğu savunulmuştu.

Geminin üzerinde Guyana bayrağı olması da dikkat çekti. Ancak Guyana yönetiminden yapılan açıklamada, geminin ülkede kaydı olmadığı iddia edildi.

Diğer yandan Reuters'ın aktardığına göre Venezuela limanlarında 80'den fazla tanker var ve bunlardan en az 30'u ABD'nin yaptırım listesinde.

Analizde, Venezuela'dan hareket eden tankerlerin genellikle konumlarını gizleyerek Çin ve Malezya'ya petrol taşıdığına dikkat çekiliyor. Bu gemilere, Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'nın limanlarında sahte isimler altında yükleme yapıldığı öne sürülüyor.

CNN'in haberinde de Trump'ın ekonomik baskıyı artırmak için tankeri hedef aldığı belirtiyor. Bölgede yaptırımları delerek petrol taşıyan "gölge filo" kaptanlarına gözdağı verilmek istendiği de yazılıyor.

Trump, ABD'nin 2019'dan beri yaptırım uyguladığı Latin Amerika ülkesine ekonomik baskıyı artıracaklarını önceki açıklamalarında belirtmişti.

Independent Türkçe, CBS, CNN, Reuters


ABD, UNRWA’yı terör örgütü mü ilan edecek?

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
TT

ABD, UNRWA’yı terör örgütü mü ilan edecek?

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)

ABD, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yaptırım uygulamayı planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre ABD Dışişleri Bakanlığı, UNRWA'ya terör suçları kapsamında yaptırım uygulamaya hazırlanıyor.

Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan, Ürdün ve Suriye'deki faaliyetleriyle milyonlarca Filistinliye yardım, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler sağlayan kuruma yönelik planların, bakanlıktaki bazı yetkililer tarafından endişeyle takip edildiği aktarılıyor.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklara göre UNRWA'nın "yabancı terör örgütü" listesine alınması da gündemde.

Böyle bir hamlenin, mültecilere yardım çabalarını altüst edebileceği ve halihazırda finansman kriziyle boğuşan UNRWA'nın faaliyetlerini felce uğratabileceği aktarılıyor.

Diğer yandan tüm ajansa mı yoksa UNRWA'da görev yapan belirli yetkililere mi yaptırım uygulanacağı henüz belli değil.

Dışişleri Bakanlığı'ndan gönderilen açıklamada UNRWA, "teröristlere yardım ve yataklık yaptığı kanıtlanmış yozlaşmış bir kuruluş" diye nitelendi:

Tüm seçenekler değerlendiriliyor. Henüz nihai bir karar alınmadı.

UNRWA'nın Washington direktörü William Deere ise ajansın yabancı terör örgütü ilan edilmesinin "hem eşi benzeri görülmemiş hem de haksız" bir karar olacağını vurguluyor:

Ocak 2024'ten bu yana, ABD Ulusal İstihbarat Konseyi de dahil 4 bağımsız kuruluş UNRWA'nın tarafsızlığını inceledi. Farklı zamanlarda ve farklı bakış açılarından yapılmış araştırmaların hepsi aynı sonuca vardı: UNRWA vazgeçilmez, tarafsız ve insani yardım alanında faaliyet gösteren bir kuruluştur.

Washington, UNRWA'nın en büyük finansal destekçisiydi. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın selefi Joe Biden, İsrail'in kuruluşu Hamas'a 7 Ekim 2023 saldırısında yardım etmekle suçlaması üzerine geçen yıl ocak ayında UNRWA'ya finansal desteği durdurmuştu. ABD, Hamas'ı terör örgütü listesine 1997'de almıştı.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, yıllardır UNRWA'nın kapatılmasını talep ediyor. Tel Aviv yönetimi, UNRWA'nın faaliyetlerini ve İsrail makamlarıyla temas kurmasını 30 Ocak'ta yasaklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


AP’nin kadrajından: Yıla damga vuran 10 fotoğraf

İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
TT

AP’nin kadrajından: Yıla damga vuran 10 fotoğraf

İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)

Gazze ve Ukrayna'daki çatışmalardan çeşitli ülkelerdeki protesto gösterileri ve doğal afetlere kadar bu yıl da dünyada birçok önemli olay yaşandı.

Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), yıla damga vuran olayların fotoğraflarını paylaştı.

wef

Foto haber dosyasının kapağında, martta tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'na destek protestolarından bir kare yer aldı.

ewf

6 Mart'ta çekilen başka bir fotoğraftaysa Ramazan'da Sultanahmet Camii'nin arkasından batan yarım ay görüntülendi.

ef

Ayasofya Camii önünde ağustosta düzenlenen Filistin'e destek gösterileri de ajansın Ortadoğu fotoğraflarının kapağında yer aldı.

er

Yazın çıkan orman yangınları ülkedeki birçok şehri etkiledi. AP, Çanakkale'ye bağlı Güzeleli'ndeki yangında ölen hayvanlarından birinin yanında ağlayan 64 yaşındaki çiftçi Turkan Özkan'ın fotoğrafını da paylaştı.

e

Suriye'de 8 Aralık'ta Beşar Esad'ın devrilmesi, bu yıl Ortadoğu’daki en çarpıcı gelişmelerden biri oldu. Devrik Suriye liderinin babası ve eski Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad'ın heykeli rejim karşıtı isyancılar tarafından parçalandı.

fref

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaşta İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırıları bu yıl da onbinlerce can aldı.

erfr

Nepal'de gençlerin başını çektiği protestolar sonucu hükümet devrildi. Eylülde başlayan eylemlerde göstericilerle polisler arasında sert çatışmalar yaşandı.

e

Enflasyon ve ekonomik krizle boğuşan Arjantin'de emekli maaşlarının iyileştirilmesi için düzenlenen haftalık protestolar dikkat çekti.

fer

ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmenlere karşı başlattığı operasyonlar birçok şehirde bu yaz protesto edildi. En büyük eylemler Los Angeles'ta yaşandı.

erf

Grönland'ın Nuuk kentindeki evlerin üzerinde beliren Kuzey Işıkları'nın nefes kesici görüntüsü de AP'nin kadrajındaydı.
 

Independent Türkçe, AP