Steven Seagal, 'dünyanın en büyük liderlerinden' dediği Putin'e tuhaf bir doğum günü mesajı gönderdi

Oyuncu, "Umarım Putin ihtiyaç duyduğu desteği ve saygıyı görür" dedi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Steven Seagal, 'dünyanın en büyük liderlerinden' dediği Putin'e tuhaf bir doğum günü mesajı gönderdi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

The Independent'ta yer alan habere göre Steven Seagal, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş devam ederken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e doğum günü mesajı gönderdi.
Bir defasında Putin'in "en büyüğü olmasa da en büyük dünya liderlerinden biri" olduğunu söyleyen Kuşatma Altında (Under Siege) yıldızı, Instagram'da paylaştığı videoda bugünü "çok önemli bir gün" olarak nitelendirdi.
Seagal, Rus lidere desteğini yineledi ve şu ifadeleri kullandı:
"Bugün Başkan Putin'in doğum günü. Şu anda çok ama çok zor zamanlardan geçtiğimizi düşünüyorum. Putin, dünyanın en büyük liderlerinden ve en büyük başkanlarından biri."
Seagal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ve Putin'in ihtiyacı olan desteği, sevgiyi ve saygıyı görmesini gerçekten umuyor ve bunun için dua ediyorum. Şu anda devam eden tüm sıkıntılar yakında sona erecek ve barış dolu bir dünyada yaşayacağız."
Seagal'ın Putin mesajından 6 ay önce, eski Hollywood yıldızının onuruna Moskova'da bir yemek verilmişti.
Seagal'ın 70. doğum günü için düzenlenen etkinlikte aktör, Putin'in Ukrayna'yı işgalinin ardından AB yaptırım listesine alınan isimlerin de bulunduğu konuklara şunları söylemişti:
"Hepinizi seviyorum ve iyi günde de kötü günde de birlikte ayakta duruyoruz."
2018'de Rusya, ABD'yle ilişkilerini geliştirmek için Seagal'ı özel elçi olarak atamıştı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Seagal'ın görevinin "kültür, sanat, kamu ve gençlik değişim programlarında işbirliği de dahil insani yardım alanında Rusya ve Birleşik Devletler arasındaki ilişkileri kolaylaştırmak" olacağını söylemişti.
Seagal 2017'de, Ukrayna'nın doğusunda Rus isyancılarla Ukrayna güçleri arasındaki çatışmalar şiddetlenirken Rus vatandaşlığı aldığında, Ukrayna oyuncunun ülkeye girişini yasaklamıştı.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research