Queen'den Freddie Mercury'li yeni şarkı

Grubun bateristi Roger Taylor yeni şarkı için "Çok tutkulu bir parça" yorumunu yaptı

Queen'den Freddie Mercury'li yeni şarkı
TT

Queen'den Freddie Mercury'li yeni şarkı

Queen'den Freddie Mercury'li yeni şarkı

Queen, vefat eden grup üyesi Freddie Mercury'nin yer aldığı yeniden keşfedilmiş ve piyasaya sürülmemiş yeni bir parçayı dün paylaştı.
"Face It Alone" (Tek Başına Yüzleş) adlı şarkı, grubun 8 yıldan uzun süredir Mercury'yi içeren ilk ürünü.
The Independent'ta yer alan habere göre şarkı ilk olarak mayısta, gitarist Brian May ve baterist Roger Taylor tarafından çalınmıştı. Şarkı, grup üyeleri kasımda piyasaya sürülecek The Miracle (Mucize) setinin yeniden yayımlanması üzerine çalışmak için orijinal kayıtları incelediğinde keşfedilmişti.
Taylor o zamanlar, parça için "Freddie'nin unutur gibi olduğumuz küçük bir cevheri" demişti. May bu ifadeye katılıp "çok güzel, dokunaklı" sözlerini eklemişti.
"Face It Alone", 1988'de grubun Knebworth Park'taki son konserinden sonra oluşturulan The Miracle albümünün yapımı sırasında kaydedilmişti. Ünlü konserde grubu dinlemeye yaklaşık 160 bin kişi gelmişti.
Kayıtlar sırasında grup, birçoğu hiç yayımlanmayan 30 parça kaydetti. "Face It Alone" bugüne kadar dinleyicilerin hiç duymadığı bu şarkılardan biriydi.
Taylor, "Bu parçayı unutmuş gibiydik. Ama işte oradaydı, bu küçük mücevher. Bu harika, gerçek bir keşif. Çok tutkulu bir parça" dedi.
May, "Ekibimiz bu şarkıyı bulabildiği için mutluyum. Bunca yıldan sonra, dördümüzü de dinlemek harika... Evet, Deacy de orada... Stüdyoda tamamlanmamış harika bir şarkı fikri üzerinde çalışıyor, ta ki şimdiye kadar!" dedi.

Queen'in "Face It Alone" şarkısı dün yayımlandı (Queen)
Grup, Mercury'nin hastalığı sırasında stüdyoda birlikte çalıştı ve o zamanlar grup üyeleri, bunun şimdiye kadar birlikte en yakın çalıştıkları dönem olduğunu söylemişti.
May kayıtlar sırasında, "Atıfları bölmek bizim için çok önemli bir karardı. Egolarımızı stüdyo kapısının önünde bıraktık" demişti. Mercury, "Bence bu, birlikte yazma konusunda en yakın olduğumuz zaman" diye eklemişti.
İlk kez 1989'da piyasaya sürülen The Miracle, küresel başarı elde etmiş, Birleşik Krallık ve birkaç Avrupa ülkesindeki listelerde bir numaraya ulaşmıştı.
Yeni şarkı, 18 Kasım'da piyasaya sürülecek 8 diskli Queen The Miracle Collector's Edition setinin parçası. Set, grubun 13. albümünü tekrar anımsatacak.
Özel sürümde orijinal kayıtlar, demolar, kaba kayıtlar ve "Dog With A Bone", "I Guess We're Falling Out", "You Know You Belong To Me" ve "Face It Alone" dahil daha önce yayımlanmamış 6 parça yer alacak.
Set ayrıca, albümün kayıt seanslarından nadir konuşulan yorumları da içerecek. Burada Mercury "I Want It All"da, "Hepimiz bayılmadan önce, şunu deneyebilir miyim?" gibi şeyler söylerken duyulabiliyor.



‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor
TT

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

Müziğin ve konuşmanın çocukların öğrenme yetenekleri üzerindeki olumlu etkisi bilim tarafından geniş çapta kabul edilmektedir ancak yakın zamanda, bir çocuğun çevresinden gelen belirli işitsel sinyallerin, gelişmekte olan genç beynindeki dil işleme ağlarının oluşumunda karmaşık bir rol oynadığını doğrulayan kanıtlar ortaya çıktı.

İşitsel sinyallere maruz kalma

Erken dönem beyin plastisitesi ve çocukların bilişsel ve dil gelişimi konusunda uzmanlaşan ünlü araştırmacı April Benasich, çığır açan yeni bir keşfe ışık tuttu. 6 haftalık bir deneyde, bir grup bebek kısa, sözel olmayan sesler ile bir dizi pasif işitsel içeriğe maruz bırakıldı.

Katılımcı bebekler işitsel parçaları tanımlama ve ayırt etmede yüksek oranda doğruluk gösterdi. 12 ve 18 aylıkken pasif işitsel maruziyete maruz kalmayanlara kıyasla daha yüksek dil puanlarına sahip oldukları görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Cerebral Cortex dergisinde yayınlanan çalışmadan aktardığına göre çalışmanın sonuçları önemli bir bilimsel gelişme zira sözel olmayan seslere pasif maruz kalmanın değiştirici gücünü ortaya koydu. Birkaç milisaniye içinde meydana gelen küçük ses değişiklikleriyle karakterize edilen bu işitsel uyaranlar, bebekleri dilin varlığı konusunda uyaran sinyallere benziyor ve dilin etkili bir şekilde işlenmesi için gerekli sinir bağlantılarının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Benassich’in laboratuvarındaki araştırmacılar tarafından yürütülen önceki çalışmalar, etkileşimli işitsel ipuçlarının temel beyin ağları üzerindeki değiştirici etkisini olduğunu ve bunun da zamanla bebeklerde odaklanma ve dil sonuçlarının iyileşmesine yol açtığı ortaya çıkardı.

Dilsel uyaran

Ancak asıl soru hala varlığını sürdürüyor. Benzer işitsel uyaranlara pasif olarak maruz kalmak dil ağlarında benzer etkiler yaratabilir mi? Yeni çalışma, dil işleme yetenekleri ve gelecekteki dil gelişimi üzerindeki önemli etkisini doğrulayan önemli sonuçlara ulaştı.

Sonuçlar, pasif işitsel maruz kalma yoluyla bile erken gelişim yıllarında hızlı işitsel işlem yeteneklerinin geliştirilmesinin, daha sonraki dil yeterliliği üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi.

Rutgers-Newark Moleküler ve Davranışsal Sinirbilim Merkezi’nde seçkin Sinirbilim Profesörü April Benasich “Gelişen dil ağlarını pasif olarak etkileme yeteneği ileriye doğru atılmış çok önemli bir adımdır. Pasif yol, optimal ağları teşvik etmek için daha basit ve daha ucuz bir alternatif sunarak ebeveynlere, evde tipik gelişimi destekleme fırsatı sunmanın yanı sıra, dil gelişiminde sıkıntılarla yüzleşen bebeklere klinikte veya pediatri merkezlerinde erişilebilir bir müdahale yapılmasına olanak sağlar” dedi.

Benasich’in önceki araştırmalarında, hızlı işitsel işlemleme yeteneği ölçümlerinin, en yüksek dil gecikmesi ve bozukluğu riski altındaki bebekleri tespit etmek için kullanılabileceğini ve bu duruma karşı müdahale etme ve sonuçlarını hafifletme fırsatı sağladığı sonucuna ulaşıldı.

Uzman araştırmacı “Bebeğin beyninin analiz etmesi gereken karmaşık ses farklılıkları, dil gelişimi için çok önemlidir. Beyinleri, gelen ilgili çevresel sesleri analiz edecek şekilde programlanmıştır. Eğer bu seslerin hepsi aynı frekansta ve aynı yoğunluktaysa beyin gerekli farklılıklara karşı duyarsızlaşabilir ve böylece güçlü dil ağlarının oluşumunu engelleyebilir” ifadelerini sözlerine ekledi.