İmam Türki Bin Abdullah Doğa Koruma Alanı Geliştirme Kurumu CEO’su Muhammed eş-Şaalan, Şarku’l Avsat’a konuştu: Ekoturizm, küçük ve orta ölçekli şirketlere aktif katkı sağlayacak

Suudi Arabistan, Ekonomik Diyalog ile doğa koruma alanına yatırımlarını sürdürüyor.

Özel sektörü yaban hayatın geliştirilmesine dahil etmek için yapılan İmam Turki bin Abdullah Koruma Alanı ve kurumun CEO’su Mühendis Muhammed eş-Şaalan. (Şarku’l Avsat)
Özel sektörü yaban hayatın geliştirilmesine dahil etmek için yapılan İmam Turki bin Abdullah Koruma Alanı ve kurumun CEO’su Mühendis Muhammed eş-Şaalan. (Şarku’l Avsat)
TT

İmam Türki Bin Abdullah Doğa Koruma Alanı Geliştirme Kurumu CEO’su Muhammed eş-Şaalan, Şarku’l Avsat’a konuştu: Ekoturizm, küçük ve orta ölçekli şirketlere aktif katkı sağlayacak

Özel sektörü yaban hayatın geliştirilmesine dahil etmek için yapılan İmam Turki bin Abdullah Koruma Alanı ve kurumun CEO’su Mühendis Muhammed eş-Şaalan. (Şarku’l Avsat)
Özel sektörü yaban hayatın geliştirilmesine dahil etmek için yapılan İmam Turki bin Abdullah Koruma Alanı ve kurumun CEO’su Mühendis Muhammed eş-Şaalan. (Şarku’l Avsat)

Çevreyi korumak ve Suudi Arabistan’ın kuzeydoğu bölgesini tanıtmakla konusunda çalışmalar yürüten İmam Türki Bin Abdullah Doğa Koruma Alanı Geliştirme Kurumu CEO’su Mühendis Muhammed eş-Şaalan, ister otellerde, isterse kırsal evlerde ve sürdürülebilir balıkçılık alanlarında olsun özel sektörün katılımı ve sermayenin rezerv içine girişi için çok sayıda mesire alanının var olduğunu söyledi. Yetkili, şirketleri ve kurumları güçlendirme ve tüm sektörleri yatırım yapmaya teşvik etme vizyonunda temsil edilen hedeflere ulaşmanın amaçlandığını vurguladı. Mühendis Muhammed eş-Şaalan, genel olarak korunan alanlara yatırımcıları çekmek için Turizm Bakanlığı ve Suudi Turizm Otoritesi ile bir anlaşma imzalandığı bilgisini de verdi.
Doğal hayatın korunması için kapsamlı bir plan çerçevesinde, Hubara kuşunun üremesi için özel bir merkezin kurulduğunu belirten Şaalan, sektör ve çevre dengesi ile ilgilenen Suudi Arabistan’ın vizyonunun hedeflerinin uygulanması çerçevesinde bunun cesur bir girişim olduğunu kaydetti. Yetkili ayrıca, bu organizmaları çoğaltıp yeniden salıvermeyi ve sürdürülebilir balıkçılıkta üretim fazlasının değerlendirilmesini amaçladıklarını dile getirdi.
Mühendis Muhammed eş-Şaalan, Şarku’l Avsat’a verdiği bir röportajda, koruma alanının amaçları arasında, Suudi Arabistan’da eko-turizmi etkinleştirmenin yanı sıra yerel topluluk için iş olanakları sağlamanın ve küçük ve orta ölçekli şirketlerin katkılarını artırmanın da yer aldığını söyledi.
İmam Türki Bin Abdullah Rezerv Geliştirme Kurumu CEO’su Mühendis Muhammed eş-Şaalan’ın Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda sürece ilişkin merak edilenlere ve Suudi Arabistan’ın bu alanda attığı adımlara ilişkin soruları cevapladı:

-İmam Türki bin Abdullah Koruma Alanı’nın temel sütunlarından bahsedebilir misiniz?
Bu, Kraliyet emriyle 2018 yılında kurulan Suudi Arabistan’daki altı kraliyet koruma alanından biridir. Ülkenin kuzeydoğu kesiminde 91 bin kilometrekarelik bir alanda yer almaktadır. Başta yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi olmak üzere üç temel hedefi var. Bu hedeflere, ara üretim merkezleri, mantar organizmalarının salınması, tohumların toplanması ve dağıtılması ve ekim zamanlarında fidelerin yetiştirilmesi de dahil. Koruma alanı kapsamındaki köy ve çöllerde yaklaşık 80 ila 100 bin kişi yaşıyor. Bu nedenle, yerel topluluk için iş ve eğitim yaratmaya ve küçük ve orta ölçekli şirketlerin katkısını artırmaya çalışıyoruz. Ekoturizm, küçük ve orta ölçekli şirketlere aktif katkı sağlayacak. Koruma alanı, Linah’taki tarihi Kral Abdülaziz Sarayı, tarihi çarşı ve Zubaydah sokağı da dahil güzel alanların varlığı nedeniyle genel ve özel olarak rezerv kapsamında ekoturizmi harekete geçirmeyi amaçlıyor. Bu alanlar, bu tür tarihi ve ekolojik alanları keşfetmek isteyen hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler için oldukça çekici yerler.

-Özellikle Hubara yetiştiriciliği için bir merkez kurulmasının nedeni nedir?
Koruma alanı, Yönetim Kurulu Başkanı Prens Turki bin Muhammed bin Fahd’ın desteği ve rehberliği ile Hubara Yetiştirme Merkezi’nin inşasına başladı. Temel hedef, bu kuşun, özellikle Asya Hubarası’nın yeniden yetiştirilmesinin ve doğal ortamına bırakılmasının yanı sıra üzerinde çalışmalar ve araştırmalar yürütmektir. Merkez, yerel topluluk için iş yaratmayı hedefliyor. Bu da yerel ekonominin gelişmesini, nihayetinde sürdürülebilir balıkçılık için fazla üretimin sağlanmasını, yasallaştırılmış balıkçılık rezervlerinin etkinleştirilmesini ve ayrıca yatırımcıları ve sektörle ilgilenenleri cezbetmeyi teşvik ediyor. Bu kuş özellikle tanımlandı. Özellikle İmam Türki bin Abdullah Koruma Alanı’nın kalbinde yer alan et-Tisiyye Koruma Alanı, Hubara kuşunu korumak amacıyla kuruldu. Krallığın bu alandaki çabaları uzun süredir devam ediyor. 1980’lerde Prens Saud el-Faysal Yaban Hayatı Koruma Merkezi, daha sonra et-Tisiyye Koruma Alanı kuruldu. Vizyon başladığından beri, Suudi Arabistan’da çevresel olaylar önemli ölçüde hızlandı. Bu nedenle Hubara kuşunu bu temelde korumaya çalışıyoruz.

-Bu kuş türünü evcilleştirmek ve üremesi için uygun ortamı sağlamak zordur. Bunu başarmak için planınız nedir?
Hubara, yaratılıştan beri var olan bir canlıdır. Onunla ilgili çalışma yürütmek, onunla uğraşmak ve üretim için evcilleştirmek kolay değildir. Bu ana hedeflerden biri. Bu nedenle dört milyon metrekarelik bir alanda Hubara yetiştiriciliği merkezi kurma çalışmalarına başladık. Hubara’nın geçmişte doğal yaşam alanlarının tahribi ve kaçak avcılığın yaygınlaşması sonucunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu biliniyor. Bu durum, bu kuşun varlığını azalttı ve bazı bölgelerde neslini tüketti. İlk yıllarda ağırlıklı olarak eğitim ve hazırlık aşamasında, ardından ister üretim ister yem sürecinde olsun, temelde doğayı taklit ederek bu üretimden tam anlamıyla yararlanabilmemiz için yaklaşık bin kuş kapasitesi ile başlayacağız. Üretim sürecinin, kuşun doğada var olduğu şekilde gerçekleştirilmesi için genetik dizilimi, çevresel ve doğal özellikleri başta olmak üzere kuşu korumak bizim için önemlidir.

-Bu alanlar yatırım amaçlı nasıl kullanılabilir? Ya da bir başka deyişle alana yönelik yatırımlara özel sektörü dahil etmek için planlarınız nelerdir?
Oteller, kırsal evler, sürdürülebilir balıkçılık alanları veya Zubaydah parkur aktiviteleri ve turistik alanların canlandırılması olsun, bugün çok sayıda mesire alanı var. Turizm Bakanlığı ve Suudi Turizm Otoritesi ile genel olarak korunan alanlara yatırımcı çekmeyi amaçlayan bir anlaşma imzaladık.

-Koruma alanının harmonisi ile doğru alanı seçtiğinizi düşündünüz mü?
Merkez, uygun iklimde bir yer. Altyapının hazır olması ve arazinin topografyasının uygunluğu ile karakterize edildiği için mekânı seçmeye gerçekten çok hevesliydik. Aynı şekilde ulaşım kolaylığı, lojistik ve çalışanlar için destek hizmetlerinin yakınlığının yanı sıra kentsel alanın dışında olmasına da dikkat ettik.



Katar’ın Trump’a 400 milyon dolarlık uçak hediyesi güvenlik krizi yarattı

Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)
Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)
TT

Katar’ın Trump’a 400 milyon dolarlık uçak hediyesi güvenlik krizi yarattı

Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)
Katar'ın Trump'a hediye ettiği uçak, şubatta ABD'ye gönderilmişti (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Katar'ın gönderdiği uçağı kullanmak istemesi güvenlik alarmına yol açtı. 

Trump, Katar yönetiminin hediye ettiği 400 milyon dolarlık Boeing747-8’i kendi makam uçağı olarak kullanmak istiyor. ABD Başkanı, Katar’ın gönderdiği uçağın mevcut Air Force One’dan daha yeni olduğunu belirtiyor. Trump’ın makam uçağı yaklaşık 40 yıllık, Katar’ın gönderdiği Boeing ise 13 yıllık.

Diğer yandan ABD Başkanı’nı taşıyan Air Force One uçakları, Amerikan ordusunun belirlediği standartlara göre tasarlanıyor. 

Washington Post’un (WP) iletişime geçtiği ABD’li yetkililer, Katar’ın gönderdiği uçağın bu standartlara göre yenilenmesinin milyarlarca dolara mal olacağını ve çok uzun süreceğini söylüyor. 

Uzmanlara göre uçağın Air Force One’a dönüştürülmesinin, Trump’ın yönetim süresi içinde tamamlanması mümkün değil. 

Air Force One’ın teknik özellikleri hakkında bilgi sahibi olan eski bir ABD'li yetkili, uçağı “nükleer saldırıya dayanıklı bir komuta merkezi” diye niteliyor. Adının paylaşılmasını istemeyen yetkili, Katar’ın gönderdiği Boeing’in bu seviyeye getirilebilmesi için ABD Hava Kuvvetleri’nin uçağı söküp baştan tasarlaması gerekeceğini belirtiyor. 

Eski ABD Hava Kuvvetleri Sekreteri Frank Kendall, karşı istihbarat meselesinin de önemli bir risk olduğuna dikkat çekiyor: 

Uçağa dinleme cihazı yerleştirilmediğinden emin olmamız gerekiyor.

Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın ekibinde çalışmış emekli Gizli Servis ajanı Mac Plihcik de şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu uçağı iskeletine kadar söküp tekrar toplamanız lazım. Her parçanın güvenliği büyük önem taşıyor.

Diğer yandan yetkililer, süreci hızlandırmak için Trump’ın bu güvenlik kontrollerinin bazılarını yaptırmayabileceğini belirtiyor. 

Katar’ın gönderdiği uçak, 15 Şubat’ta Doha’dan Florida’daki Palm Beach Havalimanı’na getirilmişti. Trump da golf oynamaya giderken uçağı en az bir saat gezmişti. 

Trump, ilk döneminde Air Force One’ın değiştirilmesi için Boeing’le sözleşme imzalamıştı ancak uçakların 2027’ye kadar teslim edilmesi mümkün görünmüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC