Hint şehrinden üç köpek türüne yasak

Ghaziabad sakinlerinin pitbull, Dogo Argentino ve Rottweiler beslemesi yasaklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Hint şehrinden üç köpek türüne yasak

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

The Independent'ta yer alan habere göre Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletindeki bir şehir, bir dizi saldırının ardından kent sakinlerinin aralarında pitbullun da olduğu üç "vahşi" köpek türünü beslemesini yasakladı.
Rottweiler ve Dogo Argentino, Ghaziabad'da yerel belediye tarafından yasaklanan diğer iki ırk.
Cumartesi günü belediye, evcil hayvan sahipleri için 1 Kasım'dan itibaren uygulanacak bir dizi kural yayımladı. Kurallara göre bu cinslerden köpeklerin sahiplerinin evcil hayvanları için lisans alması gerekecek ve hiçbir ailenin birden fazla evcil köpek beslemesine izin verilmeyecek.
Ghaziabad Belediye Meclisi Üyesi Sanjay Singh, PTI haber ajansına yaptığı açıklamada "Bu üç cins vahşi ve bu köpekleri beslemek için kimseye izin verilmeyecek. Lisans çıkarılmayacak. Birisi bu cinslerden birini alırsa sorumlu tutulacak" dedi.
Bu köpek ırklarının yasaklanması önerisi Singh tarafından önerildi ve belediye meclisinde kabul edildi.
Gelecekte sahiplenmek yasak olsa da bu üç avcı ırktan köpekleri olan sakinlere evcil hayvanlarını kısırlaştırmaları ve tescil ettirmeleri için iki ay süre tanındı.
Belediye Başkanı Asha Sharma haber ajansına verdiği demeçte, "Kısırlaştırma olmadan sertifika tescili verilmeyecek. Köpeğin 6 aydan küçük olması durumunda, sahibinin bir yaşına geldiğinde evcil hayvanı kısırlaştıracağı güvencesini içeren yeminli beyan sunması gerekecek" dedi.
Kurallara göre, çok katlı konutlarda yaşayan evcil hayvan sahipleri köpeklerini dışarı çıkarırken ayrı servis asansörleri kullanmak ve halka açık yerlerde köpeklerine ağızlık takmak zorunda kalacak.
Tüm bölge memurlarına yeni kurallar hakkında bildiriler yayımlama ve evcil hayvan sahiplerini bilgilendirme yönünde baskı yapılıyor.
Kararname, kentteki birkaç yerleşim bölgesi ve konut kompleksinde artan bir dizi köpek saldırısının ardından geldi.
Sharma, "10'dan fazla çocuğu köpekler ısırdı. Sanjay Nagar kolonisindeki bir çocuğa pitbull saldırdı ve yüzüne 150 dikiş atıldı. 4 gün sonra, başka bir çocuk bu cinsten bir köpeğin saldırısına uğradı" dedi.
Son saldırıda 11 yaşındaki bir kız çocuğu, kapıyı açık bulduktan sonra sahibinin evinden kaçtığı bildirilen bir pitbull tarafından iki bacağından ısırıldı.
Eylülde, Haryana eyaletinin Panchkula belediye meclisi, kentte yaşayanların pitbull ve Rottweilerları evcil hayvan olarak bulundurmasını yasaklamıştı.



Gençler ve sosyal medya

Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
TT

Gençler ve sosyal medya

Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)

Sosyal medya kullanımı, özellikle gençler ve geç çocukluk dönemindeki çocuklar olmak üzere tüm aile üyeleri için bir tür günlük rutin haline geldi. Sanal da olsa sosyal ağların, gençleri psikolojik ve sosyal açıdan destekleyerek ve onları farklı yerlerdeki aile üyeleri ve sevdikleriyle bir araya getirerek duygusal farkındalıklarını geliştirmede önemli bir rol oynadığına şüphe yok.

Sosyal medya olgusunu ele alan çalışmaların çoğu esas olarak ergenler üzerindeki olumsuz etkisine odaklanmış olsa da, olumlu etkisi de yadsınamaz veya önemi küçümsenemez.

Sosyal iletişim

Bu alandaki en son çalışma bu yılın Ekim ayı başında Journal of Pediatrics'te yayımlandı ve Portekizli araştırmacılar tarafından Okul Çağındaki Çocuklarda Sağlık Davranışları üzerine yürütüldü. Bu araştırma 1998 yılından bu yana her 4 yılda bir Portekiz'de Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği içinde yürütülüyor. Çalışmada, sosyal medyanın -çeşitliliğine rağmen- kontrol edilebilen bir araçtan başka bir şey olmadığını ve iyi ya da sağlıklı veya yıkıcı bir şekilde kullanılmasının, internetin ortaya çıkmasından önce meydana gelen herhangi bir gelişme gibi korkunç sonuçlara yol açtığı açıklandı.

Olumsuz etkilerden duyulan korku - her ne kadar tamamen anlaşılabilir ve haklı olsa da- abartılı olabilir ve çocuklar ve ergenler için bir tür gözdağı yaratarak onları bu uygulamalarla başa çıkmaya psikolojik olarak hazır hale getirir.

Araştırmacılar çalışmayı yaşları 11 ile 13 ve 15 ile 18 arasında değişen 7 bin 643 ortaokul ve lise öğrencisi üzerinde gerçekleştirdi. Katılımcı öğrenciler, sosyal medyayı takip etme ile ilgili anket sonuçlarına dayanarak, 3 ana gruba ayrıldılar: birincisi en az takip edilen ve bu araçlara bağımlı olan, ikincisi orta düzeyde kullanım grubu ve üçüncüsü aşırı kullanım ve yüksek bağımlılık grubu.

Öğrencilere kaç saat ve ne kalitede uyudukları, sürekli uyumakta zorlanıp zorlanmadıkları, ayrıca günlük olarak ne oranda ve ne kadar süre egzersiz yaptıkları, beslenme alışkanlıkları, gencin yalnız mı yoksa başkalarıyla mı birlikte olduğu, aile üyeleri ve arkadaşlarıyla tartışmaya girip girmediği soruldu.

Gerginlik ve endişe duyguları ve öfke durumunda sözlü veya fiili şiddet uygulama olasılıkları da sorulan diğer sorular arasında yer aldı.

Sağlık ve davranışsal yönler

Sonuçlar, sosyal medyaya yoğun bir şekilde güvenen ve onu takip etmek için daha fazla zaman harcayan gençlerin uyumakta zorluk çektiğini, başkalarıyla iletişim kurmakta sorun yaşadığını, aile ve arkadaşlarıyla uyumsuzluk yaşadığını, sıklıkla şiddet içeren davranışlarda bulunduğunu ve çoğunun kötü ilişkilere sahip olduğunu gösterdi. Okuldaki öğretmenlerle ve gerçek toplantılardan çok çevrimiçi arkadaşlarla vakit geçirmeyi tercih ettikleri görüldü.

Erkeklerin aksine sosyal medyaya en çok bağımlı olanlar ise kızlardı. Daha büyük yaş grubundaki gençler de sosyal medyada çocuklardan daha fazla zaman geçiriyor; sigara, alkol ve yasaklı ilaç kullanımı gibi kendine zarar verme davranışlarına daha yatkın oluyorlardı.

Öte yandan, sosyal medyaya en az bağımlı olan gençlerin psikolojik durumlarının daha iyi olduğu, aileleri ve arkadaşlarıyla güçlü ve canlı ilişkiler kurdukları, uykusuzluk çekmedikleri ve organik sağlıklarının iyi olmasının yanı sıra öfke ve gerginlik gibi olumsuz duyguları daha iyi kontrol edebildikleri görüldü. Düzenli olarak daha uzun süre fiziksel aktivite yapmışlar, öğretmenleriyle iyi ilişkiler kurmuşlar ve çeşitli web sitelerini takip ederek vakit geçirmekten keyif almışlardı.

Çalışma, sosyal medyanın ergenleri etkileme derecesinde rol oynayan, başkalarına açık olmayı ve onlarla zorbalık ya da önyargı olmadan ilgilenmeyi teşvik eden çevre gibi dış faktörlerin yanı sıra ebeveynlerden ve akranlardan alınan psikolojik destek de dahil olmak üzere birçok faktör olduğunu doğruladı. İster okul arkadaşları ister aile üyeleri olsun. Çocuğun cinsiyeti, fiziksel aktivite oranı, psikolojik durumu ve maruz kaldığı baskılar gibi bireysel farklılıkların yanı sıra organik sağlığı, belirgin fiziksel kusurları ve ailenin mali ve sosyal düzeyi gibi her gence özgü faktörler de bulunuyor.

Çalışma, sosyal medyanın genç üzerindeki etkisini belirleyen şeyin kullanım yöntemi olduğunu, yani bu platformlarda geçirilen süreyi ve bununla uğraşmanın ne ölçüde bağımlılık yapıcı bir davranış olarak kabul edilebileceğini yalnızca bir eğlence ve insan iletişimi aracı olduğunu gösterdi. Ayrıca bu araçların çocuğun gerçek hayatını etkilediği yani onu çevreleyen toplumdan tamamen izole ettiği, başkalarıyla etkileşime girmeyi zorlaştırdığı ve gerçek arkadaş eksikliğini meydana getirdiği belirtildi.

Çalışma, gençlere psikolojik ve zihinsel sağlıklarını korumak için çeşitli sosyal medya mecralarını takip etmek ile diğer eğlence faaliyetleri arasında bir denge kurmaları ve gerçek ilişkilere alternatif olarak sanal ilişkilere güvenmemeleri gerektiği tavsiyesinde bulundu. Araştırmacılar, sosyal medya kullanımının, aile üyeleri, öğretmenler ve arkadaşlarla olumlu ilişkiler gibi belirli korunma araçlarının eşlik etmesi halinde sağlıklı bir davranış olabileceğini doğruladı. Çalışma, ebeveynlere gencin psikolojik sağlığını korumak için gence psikolojik destek sağlamalarını, çocuklarıyla yeterince zaman geçirmelerini, onları takip etmelerini ve mümkün olduğunca birlikte yemek yemelerini tavsiye etti.

Dr. Hani Remzi Avd (Danışman çocuk doktoru)