Irak parlamentosu, yüzyıldır siyasi dönüşümleri yansıtıyor

Irak Kültür Bakanlığı, Konferans Sarayı'nın organizasyon yönünden, genel yapısından ve çalışanlarından sorumluydu halen de sorumludur

 Irak parlamentosunun oturumlarından bir kare (AFP)
Irak parlamentosunun oturumlarından bir kare (AFP)
TT

Irak parlamentosu, yüzyıldır siyasi dönüşümleri yansıtıyor

 Irak parlamentosunun oturumlarından bir kare (AFP)
Irak parlamentosunun oturumlarından bir kare (AFP)

Mueyyed et-Turfi
Irak Temsilciler Meclisi, çeşitli isimlendirmeleriyle, farklı siyasi sistemlere ve devletin bir asırlık hayatındaki siyasi ve sosyal davranışlarına rağmen modern Irak devletinin ve yönelimlerinin kurulmasında önemli bir rol oynadı.
100 yıl önceki kesintili yasama hayatında Irak parlamentosu, karargâh ve toplantı olarak hizmet vermek üzere farklı yerler arasında hareket etti. 1920’li yılların başında, Osmanlı Müsteşarlık Meydanı'ndaki Beytu’l Hikme’nin bitişiğindeki bir binanın kullanılıyordu. Irak devletinin kuruluşunun başlangıcında, başkentte başka yerlere taşınmadan önce, Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanlığı ve diğer bir dizi dairenin binalarını karargâh olarak içeriyordu.
1930’lardan 1958 yılına kadar mevcut Cumhuriyet Sarayı'nın yakınında o dönem Karadat Maryam olarak adlandırılan Yeşil Bölge'deki bir bina merkez olarak alındı. Geliştirilmesinin ardından şimdilerde Irak Savunma Bakanlığı ofisi olarak kullanılıyor. Yüksek sütunlara ve Bağdatlıların ‘İngiliz binası’ olarak adlandırdığı o dönemki modern mimarinin şekline sahiptir.

20 yıllık ara
Irak'ta monarşiyi deviren ve Irak Cumhuriyeti'nin ilan edildiği Temmuz 1958 darbesinin ardından Irak Ulusal Meclisi feshedildi ve bu karar 1980 yılına kadar yürürlükte kaldı. Eski Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin, Irak Ulusal Meclisi'nin yeni şekli olan Irak Ulusal Konseyi için seçimler düzenlediğinde, adaylık Baas Partisi'ne bağlı olanlar veya onun tavsiyesini alanlar ile sınırlıydı.
Bu Konsey başkent Bağdat'ın merkezindeki el-Alevi bölgesindeki Ulusal Konsey merkezi olarak adlandırılan bilindik bir binayı merkez aldı. Genel merkezi Saddam Hüseyin rejiminin 2003 yılında düşüşüne kadar, hasara, yağma ve talanlara maruz kaldı. Daha sonra 2008 yılında yeniden Meclis merkezi olarak kullanılmak üzere restore edildi.

Tek oturum
2019 yılının Nisan ayında, eski Ulusal Meclis binası, milletvekilleri ve eski Başbakan Adil Abdulmehdi'nin katılımıyla parlamentonun çalışmalarını devretmeye bir giriş olarak Irak parlamentosu oturumuna tanık oldu. Söz konusu oturum, 2003'ten bu yana türünün ilk örneği olmuştu.  Ancak siyasi bloklar ve meclis başkanlığı, özellikle başkentin merkezindeki en önemli ana caddelerin yakınında yer alması nedeniyle Ekim 2019 gösterilerinin ardından karar geri alınmıştı.

2003 yılından sonra Parlamento
Saddam rejimi devrilince Irak'ta Amerikalı sivil yönetici Paul Bremer tarafından yönetilen geçici bir otorite kuruldu. Bu otoriteye Uluslararası İttifak'ın Koalisyon Otoritesi adı verildi. Bu otorite daha sonra Irak hükümetinin kurulmasından sonra feshedildi. Bu Koalisyon Otoritesi, 1982'de açılan başkent Bağdat'taki Konferans Sarayı'nın Genel Merkezi, şu anda yeşil bölgenin bir parçası olan Kutlama Meydanı ve Al-Rasheed Otel binasının yakınında yer almaktadır.
Ulusal Kurucu Meclis burayı merkez olarak aldı. Geçmiş yıllarda Irak'ın sembollerinden biri olacak yeni bir merkez inşa etmek için ciddi adımlar atılmasına rağmen bugüne kadar Irak parlamentosunun merkezi olarak kaldı.

Kültür Bakanlığına bağlı
Kültür Bakanlığı sözcüsü Ahmed el-Ulyavi, Konferans Sarayı binasının örgütsel olarak Kültür Bakanlığı'na bağlı olduğunu ve bundan sorumlu olduğunu söyledi. İnşaat edilmesinin üzerinden 40 yıl geçen yapının bir mimarlık firması tarafından yapıldığına ve üslubunun geçmiş ile modernitenin harmanlandığına dikkat çekti.
Ulyavi, “Önceki rejim yerel değil, uluslararası düzeyde etkinlikler düzenlerdi. Dolayısıyla halihazırda Irak Parlamentosu'nun faaliyetlerinin yürütüldüğü Konferans Sarayı binası, o zamanlar, Arap ve yabancı ülkelerin liderlerinin zirvelerine tahsis edilmişti” dedi.
Sözcü, Kültür Bakanlığı'nın teşkilat yönünden, genel yapısından, işçilerden ve elektrik, mühendislik ve bahçeler de dahil olmak üzere tüm hizmet bölümlerinden sorumlu olduğunu ve hala bundan sorumlu olduğunu açıkladı. Yapının ilk olarak Finlandiyalı bir firma tarafından yapıldığını ve proje çizimlerini hala mevcut olduğunu, bina yaşının 40 yıl olarak tahmin edildiğini ancak yine de iyi durumda olduğunu, yapı ve hizmetler açısından farklı yeteneklere sahip olduğunu ifade etti.

Özel mühürler
Binanın, konukların binaya giriş sürecini kolaylaştırmak için bu amaçla tasarlanmış özel bir tünel ile Al-Rasheed Otel'e bağlı olduğuna dikkat çeken, Kültür Bakanlığı sözcüsü Ahmed el-Ulyavi, binanın şu anda Yeşil Bölge'de bulunduğuna ve merkezi tüm hizmetleri sağladığını tespit eden Irak Temsilciler Konseyi tarafından kullanıldığını söyledi. Ulyavi, “Bu, ‘Bağdat'ın diğer bölgelerinde bu tür binalara ihtiyacımız olduğu’ anlamına geliyor” dedi. Binanın mimarisinin ve içeriğinin çağdaş ve eski tarzını birleştirdiğini, modernlikten hoşlanan resmi bir karaktere sahip olma eğiliminde olduğunu, bir bodrum katına ek olarak birkaç katı bulunduğunu açıkladı.
Bina yapılırken mutfak eşyaları, bardaklar ve kaşıkların ithal edilerek Konferans Sarayı için özel bir mühürle işaretlendiğini ve artık koleksiyonlara dahil edildiğini sözlerine ekledi. Binanın her şeye hazır olmasının istendiğine dikkat çeken Bakanlık Sözcüsü, binanın acil çıkışların yanı sıra birçok giriş ve çıkış kapısına sahip olduğunu belirtti.

Yeni bina inşası
Geçtiğimiz yıllarda Irak parlamentosu üyeleri, Kültür Bakanlığı'ndan ödünç alınan bina yerine kalıcı bir merkez olarak yeni bir bina inşa etmeyi düşündüler. Bu amaç için 2011 yılının Kasım ayında bir yarışma ilan edildi. Yarışma, Londra merkezli mimarlık firması ‘Assemblagee’ projeyi tasarlaması için ödül almasıyla sonuçlandı. Yeni binayı inşa etme maliyeti 1 milyar dolar olarak tahmin edildi.
Parlamento binası, Abbasi kökenli Abu Cafer el-Mansur tarafından kurulduğunda Bağdat'ın dairesel şeklinden esinlenerek dairesel geometrik şeklin gücü ve sadeliği için dairesel bir şekilde tasarlandı.
Eski Al-Muthana Askeri Havaalanı sahasındaki yeni havaalanı binasının inşaatının 2014 yılının başlarında başlaması gerekiyordu. Ancak güvenlik durumunun kötüleşmesi, DEAŞ ile savaşın başlaması ve petrol fiyatlarının düşmesi, tüm bu faktörler, projenin o zamandan beri durdurulmasına neden oldu.
Yakın tarih uzmanı Prof. Dr. İsmail el-Cabiri, 1920'lerde modern Irak devletinin kuruluşundan bu yana Irak parlamentosu tarafından kullanılan birçok binanın olduğunu bunlardan sonuncusunun mevcut parlamento tarafından işgal edilen mevcut bina olduğunu söyledi.
Parlamentonun temeli olan Irak Kurucu Meclisi'nin 1924'te kurulduğunu ve toplantılarının şu anda Hikmet Evi'nin salonu olan Abbasi Sarayı'nın bitişiğindeki Hikmet Evi'nin salonlarından birinde konferanslar gerçekleştiğini sözlerine ekleyen Cabiri, Meclis binası onaylanana kadar bir süre toplantıları o salonda devam ettiği belirtti.

Duraklama dönemleri
1958'de monarşinin yıkılmasından sonra ülkedeki siyasi durumun istikrarsızlığını ve 1963'te müteakip devrimleri anlatan Cabiri, Baas Partisinin 1968 darbesinden sonra iktidara geldiğini ve 1980’lerde Irak parlamentosunun kurulduğunu ardından Ulusal Konsey adını aldığını ifade etti. Temsilciler Meclisi'nin yetkisini temsil eden ve merkezi Yeşil Bölge yakınlarındaki el-Alevi bölgesinde bulunan bina, şimdiye kadar Ulusal Meclis Binası olarak anılıyor.

Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi
2003 yılından sonra ABD'nin Irak'ı işgali sonrasında kurulan Ulusal 1980’li yılların başında inşa edilen Kültür Bakanlığı'nın Konferans Sarayı binasında meclis toplantıları yapmaya başladığını, o dönemde konferansların ve zirvelerin yapıldığı ana binalardan biri olduğunu sözlerine ekledi.
Konferans Sarayı binasının kuruluş gerekçesi ve en belirgin özellikleri hakkında ise modern bir üslup temelinde inşa edildiğini, o sırada Bağlantısızlar Zirvesi'ne ev sahipliği yapmasının umulduğunu ancak Irak-İran savaşı nedeniyle başka bir yere taşındığını söyleyen Cabiri, binanın birkaç kattan, çeşitli tesislerden ve yemek hazırlamak için büyük bir kafeteryadan oluştuğuna, ayrıca Parlamento komitelerine tahsis edilen birçok odayı içeren birçok koridoru olan Anayasa Salonu da dahil olmak üzere çeşitli toplantı salonlarına, siyasi bloklar ve personel ofislerine sahip olduğunu bildirdi.

Temel olan güvenlik
Eski Milletvekili Abdulhadi el-Hassani, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden sonraki güvenlik durumunun, o sırada oluşturulan Yönetim Konseyi'ni, yeni bina güvence altına alınabileceği için öncekinden farklı bir bina seçmeye ittiğini söyledi.
Hassani, önceki rejimin askeri bir şekilde değişmesi bir güvenlik dengesizliği yarattığını ve Yeşil Bölge'nin tüm yürütme, yasama ve yargı kurumlarını, hatta Savunma Bakanlığı'nı bile orada topladığını sözlerine ekledi. Kapatılan Yönetim Kurulu'nun Kültür Bakanlığı'na ait olan ve Konferans Sarayı olarak adlandırılan mevcut binayı seçerek bir vizyona sahip olduğunu belirtti.

Taşınması zor
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Hassani, güvenlik durumunun Temsilciler Meclisi'ni Yeşil Bölge'nin korumasının dışına çıkarmasına izin vermediğine, çünkü hala bir güvenlik karmaşası içinde olduklarına dikkati çekerek, önceki binanın bu süre zarfında Ulusal Meclis tarafından kullanıldığını bu nedenle, etkileri nedeniyle önceki binadan uzak durmak daha iyi olduğunu sözlerine ekledi.



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”