Ukrayna’da iki şirket yetkilisine Rusya’yla iş birliği suçlaması

Ukraynalı iki şirket yetkilisi, ‘Rusya ile iş birliği yapmak’ ile suçlanıyor

Havada yakıt ikmali yapan Rus savaş uçakları (Reuters)
Havada yakıt ikmali yapan Rus savaş uçakları (Reuters)
TT

Ukrayna’da iki şirket yetkilisine Rusya’yla iş birliği suçlaması

Havada yakıt ikmali yapan Rus savaş uçakları (Reuters)
Havada yakıt ikmali yapan Rus savaş uçakları (Reuters)

Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), dün yaptığı açıklamada, Ukrayna merkezli uçak motoru üreticisi Motor Sich şirketinden iki yetkilinin Rusya ile iş birliği şüphesiyle tutuklandığını açıkladı. Söz konusu açıklamada, “Dev sanayi şirketi Motor Sich’in başkanı, Rusya Federasyonu ile iş birliği yaptığı şüphesiyle tutuklandı” ifadelerine değinildi. Aynı zamanda şirketin yurtdışı ekonomik faaliyetler departmanı başkanının da tutuklandığı belirtildi. Ancak SBU, söz konusu şahıs isimlerine değinmedi.
Bahsedilen şahısların Motor Sich tarafından Rus savaş uçaklarına yasadışı askeri teçhizat tedariki hakkında cezai soruşturma kapsamında iş birliği faaliyetleri ve saldırgan devlete yardım şüphesiyle tutuklandıkları ifade edildi. Şirketin Zaporijya bölgesinde bulunan fabrika yönetiminin Rus savunma grubu Rostec ile gizli anlaşma içinde hareket ettiğine değinen SBU, iki şüphelinin uçak motorlarının Rusya'ya yasadışı tedariki için ulusötesi kanallar kurduğunu bildirdi.
Rusya'nın bu motorları saldırı helikopterleri üretmek ve onarmak için kullandığına işaret eden SBU, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sürecinde bu durumdan büyük ölçekte faydalandığına dikkat çekti. İki şüphelinin yabancı bir tarafa tedarik sağlamak için başvuran Orta Doğu, Avrupa ve Doğu Asya'daki şirketlere motor satışı yaparak yaptırımları ihlal ettiği vurgulandı.
Rusya, Kırım'ın ilhak edildiği 2014 yılı öncesinde, endüstriyel türbinlerin yanı sıra helikopterler ve uçaklar için motorlar üreten Motor Sich şirketinin önde gelen müşterisiydi.
Diğer yandan ABD’li analist ve ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi John Herbst, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in şu an çıkmazda kaldığı görüşünü dile getirdi. Putin’in Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy hükümetini devirmek ve Ukrayna’daki siyasi kontrolü daha kapsamlı hale getirmek için yaklaşık sekiz ay önce bir savaş başlattığına ancak bu amaca ulaşılamadığına değinen Herbst, şimdi ise Putin hükümetinin stres belirtileri gösterdiğine dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre Atlantik Konseyi Avrasya Merkezi Kıdemli Direktörü Herbst, ABD merkezli The National Interest dergisinde yayınlanan yazısında, Putin'in siyasi kapsamda aldığı son kararların Ukrayna'nın doğu ve güneydeki başarılı karşı saldırısı sonucunda kaydedilen durumu daha da kötüleştirdiğini vurguladı.
Söz konusu karşı atak, Ukrayna'nın Moskova'nın tüm Donbass bölgesini ele geçirme kampanyasını durdurması ve önemli bir başarı elde etmesi ardından Ağustos ayı başlarında başladı. Nitekim Ukrayna, Eylül ayı ortalarına kadar Moskova'nın geçtiğimiz Nisan ayından bu yana ele geçirdiğinden daha fazla toprağı geri aldı. Ukrayna'nın bu başarısı, Rusya genelindeki yetkililerin savaş çabalarını eleştirmelerine yol açtı. Rusya’nın BRICS ülkelerinden dostları Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi de Özbekistan'ın Semerkant şehrinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinde Putin’in Ukrayna politikasını eleştirmişti.
Herbst, bu durum karşısında Putin’in ise Ukrayna'daki kuvvet eksikliğini gidermek için kısmi seferberlik ilanı ve kısmen Rus kontrolündeki dört Ukrayna bölgesinde şüpheli referandumların düzenlenmesi gibi riskli adımlar attığını vurguladı. Üst düzey Rus yetkililer ise Ukrayna saldırıları devam ettiği taktirde, nükleer silahlara başvurmak gibi Kremlin'in elindeki tüm araçlarla bu bölgelerin savunulabileceği yönünde açıklamalarda bulundu.
Ukrayna'ya yönelik işgalini ‘özel bir askeri operasyon’ adı altında başlatan Putin, böylece Rusların savaşta yer almasından kaçınmak istemişti.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.