Bir kuşun yaşamı, fosilinin yeniden yapılandırılmasıyla ortaya çıkarıldı

Kuşun koku duyusuna bağlı yaşadığı ve sadece gün boyunca aktif olduğu belirtildi.

Jeholornis kuşunun tasviri. (araştırma ekibi)
Jeholornis kuşunun tasviri. (araştırma ekibi)
TT

Bir kuşun yaşamı, fosilinin yeniden yapılandırılmasıyla ortaya çıkarıldı

Jeholornis kuşunun tasviri. (araştırma ekibi)
Jeholornis kuşunun tasviri. (araştırma ekibi)

Yaklaşık 120 milyon yıl önce yaşayan ve karga büyüklüğünde olan Jeholornis, kuşa dönüşen ilk dinozor örnekleri arasında yer alıyor. Yıllar boyunca üzerinde tortu katmanlarının birikmesi sonucunda hiç kimse Çin'de bulunan bu kuşun fosilinin kafasına daha yakından bakamadı. Ancak Zoology dergisinde geçtiğimiz pazartesi günü yayımlanan yeni çalışmaya göre araştırmacılar, söz konusu kuşun kafatasını dijital olarak yeniden yapılandırarak kuşun gözlerinin ve beyninin ayrıntılarını ortaya çıkardı. Çalışma, kuşun görme ve koklama şekline ışık tuttu.
Çalışmanın yazarlarından olan, ABD’deki Field Museum'daki Fosil Sürüngenler Bölümü'nden Jingmaye O'Connor, çalışmanın yayınlanmasıyla birlikte müzenin inernet sitesinde yayınlanan raporda şunları söyledi:
"Bu, kuşun kafatasının neye benzediğini ve beyninin nasıl olması gerektiğini anlamamızı sağlayan ilk çalışma. Gerçekten heyecan verici. Dinozor kafataslarına bakarsak, sürüngenlere çok benzediklerini görürüz. Bu da onların çok büyük koku soğancıkları olduğu ve beyindeki görsel lobların küçüldüğü anlamına gelir. Bu da iyi bir koku alma duyusuna sahip olduklarını gösterir. Diğer yandan modern kuşlara bakarsak bunun tam tersi, yani küçük koku soğancıkları ve ortada yer alan çok büyük görsel loblar bulunduğunu görürüz.”
Field Museum'da doktora sonrası araştırmacı olan, çalışmanın ortak yazarlarından Matteo Fabri’nin açıklaması da şyle oldu:
"Jeholornis, merkezi bir bölgede bulunuyor ve çoğu modern kuştan daha büyük ‘olfaktör bulbus’a sahip. Bu da muhtemelen bugünkü kuşlardan daha çok (koku duyusuna güvenen akbabalar hariç) koku alma duyusuna güvendiği anlamına gelir. Bu bilgi, ekibin bu kuşun en eski meyve yiyen hayvan olduğunu gösteren yakın tarihli bir başka araştırması bağlamında anlamlı görünüyor. Meyveler olgunlaştıklarında çok fazla kimyasal salıyorlar. Bunu henüz kanıtlayamıyoruz ancak bu kimyasallar daha iyi bir koku alma duyusuna sahip olması kuşun meyveyi bulmasına yardım etmiş olabilir."
Araştırmacılar, ‘Jeholornis'in muhtemelen gündüzleri geceden daha iyi gördüğünü’ ortaya koydular. Fabri ‘kuşların, gözlerine ne kadar ışığın girdiğini belirlemeye yardımcı olan, sert halka adı verilen kemikleri olduğunu ve baykuşlar gibi geceleri görmesi gereken türlerin, daha fazla ışık alması için göz yuvasına göre daha geniş olan sert halka açıklıkları bulunduğunu’ belirttiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Gün boyunca aktif olan kuşların, bir kamera deliği gibi ışığın geçmesine izin veren daha dar açıklıkları vardır. Jeholornis’in gözündeki katı halkalar, gün boyunca daha aktif olduğunu gösteriyor. Tüm bu tanımlanabilir kafatası özellikleri, erken dönemde yaşamış kuşun yaşam tarzının ve ekosisteminde oynadığı rolün daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.”



Modern tarihte kaydedilen en büyük kuş felaketi: 4 milyon kayıp

Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
TT

Modern tarihte kaydedilen en büyük kuş felaketi: 4 milyon kayıp

Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

Heather Renner ve çalışma arkadaşları yaklaşık 10 yıl önce Alaska sahillerine vuran binlerce bayağı dalıcı martıyı fark ettiğinde bir şeylerin fena halde yanlış gittiğini düşündü. 

Seneler süren araştırmalar sonucunda dün Science adlı bilimsel dergide yayımladıkları makale, acı gerçeği ortaya koydu: Bu, modern tarihte en fazla sayıda kuşun öldüğü kayıtlı olay. 

2014-2016'da Pasifik Okyanusu'nun kuzeyindeki suları sıradışı bir sıcak hava dalgasının etkilediği ve bunun sonucunda balık popülasyonunun büyük ölçüde düştüğü bildirildi. 

Balıklarla beslenen çeşitli türlerle birlikte milyonlarca kuşun açlıktan öldüğü vurgulandı. 

Ulusal Alaska Deniz Yaban Hayatı Barınağı'ndan biyolog Heather Renner, Alaska'daki bayağı dalıcı martıların yarısından fazlasının, yani 4 milyon tanesinin öldüğünü buldu.

Diğer yandan çok benzer bir tür olan ince gagalı dalıcı martının bu olaydan ciddi bir şekilde etkilenmemesi de kafa karıştırdı. Araştırmacılar bunun sebebini inceliyor.

Renner, 7 yıldır yürüttükleri çalışmanın ardından "Düşündüğümüzden çok daha kötüymüş" diyor.

Bu felaketin balıklar haricinde en fazla sayıda omurgalının öldüğü olay olarak modern tarih kayıtlarına geçtiğini söylüyor. 

1989'da Alaska'da meydana gelerek tüm dünyada gündem olan Exxon Valdez petrol sızıntısında dahi ölen bayağı dalıcı martı sayısının yüzbinlerle ifade edildiğini belirtiyor. 

2014 ve 2021 arasındaki fark böyle görüntülendi (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

2014 ve 2021 arasındaki fark böyle görüntülendi (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

Makalenin yazarlarından Brie Drummond da başta bu kuşların çiftleşmek için kayalık bölgelere gitmemesine şaşırdıklarını, ancak sonra trajediyle yüzleştiklerini ifade etti:

Geri gelmiyorlar çünkü öldüler.

Sıcak dalgasının öncesi ve sonrası incelendiğinde 2016-2022'de Bering Denizi ve Alaska Körfezi'ndeki bayağı dalıcı martı sayısının 2008-2014'e göre yüzde 52 ila 78 düştüğü görüldü. 

Bu popülasyonun yeniden aynı rakamlara ulaşması beklenmiyor. 

Washington merkezli sivil toplum kuruluşu Ocean Conservancy'den (Okyanus Koruma) Megan Williams, dahil olmadığı araştırmayı överek çıkarılacak önemli dersler olduğunu vurguluyor:

Bering Denizi ve Alaska Körfezi'nin son 50-100 yılda olduğu kadar üretken kalmasını bekleyemezsiniz. Artık bu türlerin bazıları deniz ekosistemi tarafından desteklenmiyor. Bu gerçekten trajik.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times