Lübnan’daki Suriyeli sığınmacı sayısı 2 milyonu aştı

Lübnan Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü, ülkedeki sığınmacı Suriyelilerin sayısının 2 milyon 80 bine ulaştığını açıkladı

Suriyeli çocuklar Lübnan'da Bika Vadisi'ndeki bir mülteci kampında oynuyor (Reuters)
Suriyeli çocuklar Lübnan'da Bika Vadisi'ndeki bir mülteci kampında oynuyor (Reuters)
TT

Lübnan’daki Suriyeli sığınmacı sayısı 2 milyonu aştı

Suriyeli çocuklar Lübnan'da Bika Vadisi'ndeki bir mülteci kampında oynuyor (Reuters)
Suriyeli çocuklar Lübnan'da Bika Vadisi'ndeki bir mülteci kampında oynuyor (Reuters)

Lübnan Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü, Lübnan topraklarındaki sığınmacı Suriyeli sayısının 2 milyon 80 bine ulaştığını açıkladı. Duyuru, Lübnan hükümetinin himayesinde yüzlerce yerinden edilmiş insanın, Suriye topraklarına gönüllü bir dönüş yolculuğuna çıkmasıyla aynı zamana denk geldi.
Şarku’l Avsat’ın Lübnan'ın doğusundaki saha kaynaklarından aktardığı habere göre, bu sabah Lübnan'dan Suriye'ye doğru yola çıkan 3 gruptan, birincisi Suriye ile Masna sınır noktasından, ikincisi ise Bika bölgesindeki Arsal kasabası üzerinden, 300 ila 400 arasında yerinden edilmiş kişiyle Suriye'ye giriş yapacak. Bir başka grup ise Kuzey Lübnan'daki el-Ubudiyye sınır kapısından girecek.
Yerinden edilen yaklaşık 6 bin kişinin gönüllü dönüş kafileleriyle geri dönmesi bekleniyordu, ancak çoğu aile, çocuklarını Lübnan okullarına kaydettirdikleri ve bu zamanda ayrılırlarsa Suriye'deki okullarda bir yıl kaybedecekleri için beklemeyi tercih etti.
Lübnan, yükünü hafifletmek için yerinden edilmiş Suriyelileri gönüllü olarak geri göndermeye çalışırken, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn defalarca Lübnan'ın Suriyeli sığınmacı krizinin sonuçlarına artık katlanamayacağını ilan etti.
BMMYK listelerinde kayıtlı yerinden edilmiş kişilerin sayısı şu anda 900 bin mülteciyi geçmezken, son yedi yıl içinde binlerce kişinin Lübnan topraklarını terk etmesinin ardından, Kamu Güvenliği Genel Müdürü Tümgeneral Abbas İbrahim dün yaptığı açıklamada, şu anda Lübnan'da yerinden edilmiş iki milyon 80.000 Suriyeli olduğunu belirterek, "2017'de geri dönüş planının başlamasından bu yana yaklaşık 540 bin Suriyeli gönüllü olarak ülkelerine döndü" dedi.
Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında İbrahim, yerlerinden edilen Suriyelilerin dosyasının milli bir dosya olduğunu belirterek, onları topraklarına iade etmenin yerine getirmeleri gereken milli bir görev olduğunu kaydetti. İbrahim, “Yerinden edilen Suriyelilerin geri dönüş dosyasıyla ilgili Suriye tarafından hiçbir şey almadık” dedi.
Abbas İbrahim, "Mülteci dosyasının her düzeyde olumsuz yansımaları var, bu nedenle çözümlenmesi gerekir. Lübnan, iradesini bize dikte etmeye çalışan insani yardım kuruluşlarının öncülüğündeki pek çok kişinin bu sorunla başa çıkma şeklini reddediyor" dedi ve ekledi: "Lübnan halkının çıkarları her şeyden önce geldiği için baskıya boyun eğmeyeceğiz ve yerinden edilmiş kimseyi geri dönmeye zorlamayacağız. Bu bizim ilkemiz. Biz sadece Lübnan'ın üzerindeki yükü azaltmaya çalışıyoruz".
Bu sabah planlanan gönüllü geri dönüşün arifesinde, geçici hükümetin Sosyal İşler Bakanı Hektor el-Hiccar, kuzey Bika'daki Kamu Güvenlik Merkezini ziyaret etti. "Ziyaretimiz, güvenlik servislerinden ve yerinden edilmiş Suriyelilerden gönüllü geri dönüş sürecinin güvenli bir şekilde nasıl tamamlanacağını öğrenmek ve bunu yerinde görmektir" dedi. "Bugünkü mesajımız iki yönlüdür: Geri dönüşün baskı olmadan güvenli olduğundan emin olmak ve gönüllü kalışın, yanlış yönlendirme ve aldatmaların bir sonucu olmayacağından emin olmak".
Hiccar, gönüllü geri dönüş dosyasında “Sayılara değil, güvenli bir dönüşü başlatmaya odaklanıyoruz. Lübnan'ın, mültecilere yeterli mali ve sağlık desteği sağladığı için öncü bir ülke olduğunu uluslararası topluma gösteriyoruz" dedi. Hiccar sözlerine şöyle devam etti: “Bugün artık dayanacak gücümüz yok, fakir bir ülkeye dönüştük ve tek çözüm geri dönüş. Ziyaretimizin amaçlarından biri, mülteciler üzerinde baskı olup olmadığını kontrol etmek. Bizi ilgilendiren, Suriyelilerin zorla gönderilmemeleri, gönüllü olarak ülkelerine dönmeleridir”.
Hiccar, Arsal'daki en-Nahil kampını ziyareti sırasında yerinden edilen Suriyelilere, Suriye'ye vardıklarında çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalacaklarına dair söylenenlere atıfta bulunarak, "söylentilerden uzak durmaları" çağrısında bulundu. Hiccar, yerinden edilen kamp sakinlerine seslenerek şunları söyledi: “Genel Güvenlik Merkezi aracılığıyla iki ülke arasında mutabık kalınan bir anlaşma ile döneceksiniz ve Suriye'ye her giden kişi bizim sorumluluğumuz altındadır. Suriye’ye dönmek için kayıt yaptıranların sayısını azaltmak için söylentiler ve yanlış haberler yayıyorlar" dedi.
Suriyelilere seslenen Hiccar, “Burada kalışınız geçici, bugün Suriye topraklarının yüzde 85'i güvende. Kalamun güvende ve Suriye sizi almaya hazır. Ayrıca Suriye devleti tarafından çeşitli aflar çıkarıldı. Karşılaşacağınız sorunları çözmek için Tümgeneral İbrahim ile birlikte takibe hazırız. Lübnan'a ve sizinle kurduğumuz kardeşliğe saygı duyuyorsanız, size Lübnan'ın kötü bir ekonomik duruma girdiğini söylemek istiyoruz. Umarız az sayıda kişi bize ulaşmaz, çünkü az sayıda kişinin dönmesi sorunu çözmeye yetmez" diye açıklamada bulundu.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.