Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Mağzavi, Said’in ‘istisnai önlemleri’ iptal etmesini istedi

Parti Başkanı Mağzavi, parlamento seçimlerinin gerçekleşeceği koşulları eleştirdi

Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Züheyr el Mağzavi
Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Züheyr el Mağzavi
TT

Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Mağzavi, Said’in ‘istisnai önlemleri’ iptal etmesini istedi

Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Züheyr el Mağzavi
Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Züheyr el Mağzavi

Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Züheyr el Mağzavi, partisinin Tunus Cumhurbaşkanı Kay Said’in aldığı istisnai önlemlerin ardından gelinen aşamadan memnun olmadığını açıkladı.
Parti Başkanı, 17 Aralık’ta yapılması planlanan parlamento seçimlerinde bu önlemlerin kaldırılması ve kurumların normal işleyişte çalışmaya devam etmesi gerektiğine dikkati çekti.
Mağzavi, partisinin toplamda 161 seçim bölgesinden 120 bölge için katılacaklarını belirterek 400 kişiden eşit öneri alma şartının ışığında adayların yüzde 80’inin gerekli koşulları yerine getirdiğini belirtti. Mağzavi, öte yandan parlamento seçimlerinin gerçekleşeceği koşulları eleştirerek yönetimin tarafsızlığını koruması gerektiğini ve seçimlerden beklenen sonuçların elde edilememe ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.
Birçok siyasi parti ve isim, yaklaşan seçimleri boykot etme kararı almıştı. Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi, Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, Hamma Hammami’nin başkanlığını yaptığı İşçi Partisi seçimleri boykot etti. Said’in 25 Temmuz’da aldığı kararlardan bu yana söz konusu boykot ve eleştiriler devam ediyor.
Bağımsız insan hakları platformu Tunus Ekonomi ve Sosyal Haklar Forumu başkanı Abdurrahman Huzili, bölgelerdeki üst düzey devlet yetkililerinin yaklaşan parlamento seçimlerine hazırlanmaktan başka bir sorumluluğu olmadığını belirtti. Huzili, ‘devlet yetkililerinin ülkede yaşanan sosyal sorunlar ile ilgilenmek zorunda olmadığını, zira hükümetin çıkarının yaklaşan seçimlere odaklanmak olduğunu’ ifade etti. 
Huzili, dün düzenlediği basın toplantısında Tunus’taki sivil toplum kuruluşlarının rolünün bugünlerde zorlaştığını vurguladı. Huzili, Zarzis’te hayatını kaybeden göçmenler hakkında yaptığı açıklamada ‘söz konusu cesetlerin kimliklerini bilmeden yabancılar mezarlığına gömülmesinin bir talihsizlik’ olduğunu belirtti.
Huzili, yaşanan facianın ardından Adalet Bakanlığı’nın olayı soruşturma talimatının 19- 20 Kasım’da Cerbe’de yapılacak Frankofon Zirvesi ile eşzamanlı olduğunu belirterek kararın, ‘olası protestolardan endişe duyulduğu için halkın öfkesini azaltmak’ amaçlı verildiğini vurguladı.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.