‘Sürgünde Günbatımı’ kitabının yazarı Baha Tahir yaşamını yitirdi

Büyük edebiyatçı Baha Tahir. (Mısır Haber Ajansı)
Büyük edebiyatçı Baha Tahir. (Mısır Haber Ajansı)
TT

‘Sürgünde Günbatımı’ kitabının yazarı Baha Tahir yaşamını yitirdi

Büyük edebiyatçı Baha Tahir. (Mısır Haber Ajansı)
Büyük edebiyatçı Baha Tahir. (Mısır Haber Ajansı)

Mısır’da kültür camiasının yanı sıra hastalıklarla mücadeleye de büyük katkılarda bulunan yazar, romancı ve çevirmen Baha Tahir perşembe günü, 87 yaşında yaşamını yitirdi.
Sanat eleştirmeni Tarık el-Şennavi, Facebook sayfasında şu paylaşımda bulundu:
“Her insanın isminden bir nasibi vardır. Üstad Baha Tahir ise hem (baha) güzellikten hem de (tahir) temizlikten nasibini almıştır… Unutulmaz bir iz bırakan hocamıza veda… Asla gün batımını bilmeyen, ‘Sürgünde Günbatımı’nın yazarına veda…”
Reuters haber ajansının aktardığına göre Mısır Kültür Bakanlığı da yazarın ölümünden duyulan üzüntüyü dile getirdiği açıklamasında onu ‘Mısır topraklarının yaratıcılığını ve Arap kütüphanesini düzinelerce roman ve çalışmalarla zenginleştirmek için verdiği mücadele ile büyük bir yazar’ olarak nitelendirdi.
İbrahim Abdulmecid, Eşref el-Aşmavi, Mansura İzzeddin, Ammar Ali Hasan, İbrahim İsa, Samir Derviş, Halid el-Safti ve Nura Naci gibi farklı nesillerden bir dizi yazar da sosyal medya üzerinden Baha Tahir’in vefatından duydukları üzüntüyü dile getirdiler.
Baha Tahir’in ölümü Mısır dışında da büyük bir üzüntüyle karşılandı. Cezayirli yazar Vasini el-A‘rac, Ummanlı yazar Süleyman el-Ma‘meri, Suudi Arabistanlı yazar Ahmed el-Samiri, Kuveytli yazar Saide Müfreh, Birleşik Arap Emirlikli yazar Saliha Ubeyd ve Iraklı yazar Hamza Alivi, Tahir’in vefatından duydukları derin üzüntüyü dile getirdiler.
Baha Tahir 13 Ocak 1935’te, kökleri Güney Mısır’daki Luksor’a kadar uzanan bir ailede dünyaya geldi. Coğrafya, birçok edebi eserini derinden etkiledi.
Lisans derecesini 1956 yılında Kahire Üniversitesi edebiyat fakültesi tarih bölümünden aldı. Kısa bir süre Devlet Enformasyon Servisi’nde çevirmen olarak, ardından da 1975’e kadar Mısır radyosunda kültür programında yönetmen ve yayıncı olarak çalıştı.
İnsanın baskı karşısında kendini ifade etme mücadelesini ele aldığı, çoğunlukla 1950’li yılların sonlarında ve 1960’lı yılların başlarında yazdığı ilk öykü koleksiyonu (Nişan) 1972’de yayınlandı.
1981 ve 1995 yılları arasında Birleşmiş Milletler’in Avrupa merkezinde çevirmen olarak çalışmak üzere Cenevre’ye yerleşmeden önce, 1970’lerin ortalarında Mısır dışında da çalışmaya başladı.

Birçoğu kişisel hayatının aşamalarını ve yaşadığı bazı olayları yansıtan edebi eserlerini yazmaya yurt dışında da devam etti. Eserleri arasında ‘Dün gece rüyamda seni gördüm’ ‘Palmiyenin doğusu’ ‘Duha dedi ki’ ve ‘Sürgünde aşk’ yer alıyor.
‘Safiye teyzem ve manastır’ ve 2018’deki ilk oturumunda Uluslar arası Arap Edebiyat Ödülü’nü kazanan ‘Sürgünde Günbatımı’ gibi eserleri televizyon dizisine dönüştürülmüştür.
Baha Tahir edebiyat eserlerinin yanında düşünce ve eleştiri üzerine de kitaplarda yazdı.
Luksor’da adını taşıyan bir kültür merkezi kurularak onurlandırılan yazar 1998’de ülkenin en prestijli ödülü olan Devlet Takdir Ödülü’ne, 2009’da da şimdi Nil Ödülü’ne dönüştürülmüş olan Mübarek Ödülü’ne layık görüldü.



Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.

ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.

Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.

Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.

Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
 

cyju
Fare beyninde nefes almayı düzenleyen nöronlar (Salk Enstitüsü)

Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.

İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.

Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.

Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.

Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.

Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.

Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.

Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.

Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.

Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.

Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.

Independent Türkçe