Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi deniz sınırı çizimini görüştü

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn (arşiv - DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Avn (arşiv - DPA)
TT

Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi deniz sınırı çizimini görüştü

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn (arşiv - DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Avn (arşiv - DPA)

Lübnan, Doğu Akdeniz'deki deniz sınırı çiziminde İsrail ile anlaşmaya vardıktan hemen sonra bu kez Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile aynı meseleyi ele aldı.
Lübnan Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Mişel Avn, GKRY Dışişleri Bakanlığından diplomat Tasos Tzionis başkanlığındaki heyeti Baabda Sarayı'nda kabul etti.
Görüşmeden sonra Lübnan Meclis Başkan Yardımcısı İlyas Ebu Saab ve Tzionis, iki taraf arasında sürdürülecek deniz sınırı çizimi müzakereleri hakkında ortak basın toplantısı düzenledi.
GKRY heyeti ile deniz sınırı çizimi meselesini etraflıca ele aldıklarını belirten Ebu Saab, "Kıbrıs heyeti, sınır meselesindeki ihtilafların hangi maddelerden oluştuğunu görüşmek için Hamiye (Lübnan Ulaştırma Bakan Ali Hamiye) ile bir araya gelecek" dedi.
İsrail için "düşman" ifadesini kullanan Ebu Saab, "Kıbrıs ile müzakerelerimiz düşman ülke ile aynı şekilde olmayacaktır ve bu da süreci hızlandıracaktır" diye konuştu.
Tzionis de Lübnan'ı "kardeş ülke" saydıklarını ve her iki taraf arasında çözülmeyecek zor bir sorunun bulunmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Avn ile sınır meselesiyle ilgili çok kapsamlı bir görüşme yaptıklarını kaydeden Tzionis, "Görüşmeler sürecek. Anlaşamayacağımız bir nokta yok, süreç çok hızlı ve kolay olacaktır" ifadelerini kullandı.
Lübnan'ın denizden 3 ülke ile sınırı bulunuyor. Bu ülkeler güneyde İsrail, kuzeyde Suriye ve batıda GKRY.
Doğu Akdeniz'de zengin gaz ve petrol kaynaklarının olduğunun duyurulmasından sonra Lübnan, söz konusu üç ülkeyle dolaylı ya da doğrudan görüşme adımları atmıştı.
İsrail ve Lübnan, uzun süreli dolaylı müzakereler sonucunda dün deniz sınırı çizimi konusundaki anlaşmayı imzalamıştı.
 



Abbas: Filistin Yönetimi, Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere Gazze'de tam yetki kullanmalı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde (Reuters)
TT

Abbas: Filistin Yönetimi, Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere Gazze'de tam yetki kullanmalı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'nun üçüncü gününe Gazze savaşı, Filistin sorunu ve bazı Arap ülkelerindeki çeşitli krizler damgasını vurdu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas kürsüye çıkarak, İsrail'e silah tedarikinin durdurulması, ülkenin BM üyeliğinin dondurulması ve BM Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamaya zorlanması çağrısında bulundu.

Filistin Devlet Başkanı dün (Perşembe) uluslararası topluma Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria'da kan dökülmesini önlemek için İsrail'e silah tedariğini durdurma çağrısında bulundu.

Abbas BM Genel Kurulu kürsüsünden şunları söyledi: “Bu suçu durdurun, hemen durdurun, çocukların ve kadınların öldürülmesini durdurun, yok etme savaşını durdurun, İsrail'e silah göndermeyi durdurun. İsrail Gazze Şeridi'ni neredeyse tamamen yok etti ve orası artık yaşanabilir değil. Bu çılgınlık devam edemez. Halkımızın başına gelenlerden tüm dünya sorumludur.”

Abbas, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) otoritesinin Gazze Şeridi dahil tüm Filistin topraklarına yayılmasını içeren bir vizyon sundu. Filistin Devlet Başkanı, kapsamlı bir planın parçası olarak Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere Gazze'de Filistinli yetkililerin tam yetki kullanmasını talep etti.

Abbas ayrıca, İsrail'in BM üyeliğine ‘layık olmadığını’ söyledi ve Yahudi devletinin uluslararası örgütün çatışmayla ilgili kararlarına karşı geldiğini vurguladı.

“BM kararlarını uygulamayı reddeden İsrail, bu uluslararası örgüte üye olmaya layık değildir” diyen Abbas, ABD'nin Filistin'e BM Güvenlik Konseyi'nde tam üyelik verilmesini veto etmesinden üzüntü duyduğunu belirtti.

Abbas sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD yönetiminin veto hakkını kullanarak İsrail'i ateşkese çağıran üç BM Güvenlik Konseyi kararını engellemesinden ve binlerce masum çocuk, kadın ve yaşlıyı öldüren ölümcül silahlar sağlayarak İsrail'i saldırganlığını sürdürmeye teşvik etmesinden üzüntü duyuyoruz… Filistin özgürlüğüne kavuşacaktır.”

Diğer taraftan İsrail dün 8,7 milyar dolarlık ABD askeri yardımını açıkladı.

Filistin Devlet Başkanı ayrıca, BM Genel Kurulu'na Gazze'deki savaşı sona erdirmek için FKÖ’nün otoritesinin Gazze dahil tüm Filistin topraklarına yayılmasını içeren bir vizyon sundu.

Abbas, kapsamlı bir plan çerçevesinde Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nde Filistinli yetkililerin tam yetki kullanmasını talep ederken, Filistinlilerin İsrail'in tampon bölgeler oluşturmasını reddettiğini vurguladı. Abbas, “İsrail'in Gazze Şeridi'nden bir santimetre bile almasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Yemen ve İran'ın vekil güçleri

BM Genel Kurulu’nda söz alan Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad Muhammed el-Alimi ilk olarak ülkesindeki durum hakkında konuştu. El-Alimi, “Yemen'in toparlanması sadece ulusal bir mesele değil, bölgesel ve küresel bir ihtiyaçtır. Çünkü Yemen'in istikrarı bölgede barış ve güvenliğin, Kızıldeniz ve Arap Denizi'ndeki ticaret yollarının ve çevredeki su yollarının korunması için hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

El-Alimi sözlerini şöyle sürdürdü: “Yemen hükümeti kapsamlı ve adil bir barış yaklaşımına bağlılığını sürdürmektedir. Ancak Husilerin yerel ve bölgesel düzeyde gerilimi artırmaya devam etmesi ve uluslararası seyrüsefere yönelik tehdit göz önüne alındığında, Yemen hükümetinin diğer seçeneklerle yüzleşmek için konumunu güçlendirmesi gerekmektedir. Husilerin Kızıldeniz ve çevresindeki su yollarında uluslararası ticarete yönelik devam eden saldırıları, sadece Yemen'in içi için değil, aynı zamanda tüm bölgenin istikrarı için de büyüyen bir tehdit oluşturduklarını gösteriyor.”

El-Alimi, Ortadoğu'nun geri kalanındaki durumla ilgili olarak ise “İsrail'in Filistin halkına karşı yürüttüğü acımasız savaş derhal durdurulmalıdır. Çünkü bu, arzulanan barışın anahtarıdır ve İran ile vekil güçlerinin bölgedeki durumu daha da kötüleştirmek için kullandıkları bahanelerin üstündeki örtüyü kaldırmanın bir yoludur” dedi.

Son olarak Lübnan'daki durumu ele alan el-Alimi şunları söyledi: “İsrail'in Lübnan'a yönelik acımasız saldırganlığını caydırmanın tek yolu, uluslararası toplumun kararlı duruşu, Lübnanlıların kendi aralarında birlik olmaları, kararlarının bağımsızlığı, içişlerine karışılmaması ve Lübnan devletine barış ve savaş kararını alabilme imkanının yeniden verilmesidir.”

Libya seçimine doğru

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libyalıların kendi kaderlerine ‘adil referandumlar ve her türlü siyasi çıkmazı sona erdirecek kapsamlı seçimler’ yoluyla karar verebileceklerini belirtti. El-Menfi, “Ulusal uzlaşma yolunun yanı sıra mali, ekonomik ve güvenlik alanlarında kapsamlı bir siyasi çözüm, kurumları birleştirmenin ve seçimlere giden istikrarı sağlamanın, tüm kurumlar için meşruiyetin yenilenmesinin ve Libya halkının kendi kaderini belirlemesinin tek yoludur” dedi.

El-Menfi, “İsrail işgalinin Filistin ve Lübnan halkına karşı işlediği soykırım ve etnik temizlik suçları uluslararası yasaların açık bir ihlalini teşkil etmektedir” ifadesini kullandı.

El-Menfi ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki durumun ele alınması ve Filistin'deki ‘ağır ihlal ve saldırıların’ durdurulmasıyla bölgedeki ‘bölgesel savaş hayaletinin’ önlenebileceğini vurguladı.