OPEC: Küresel petrol talebi 2045'te günlük 109,8 milyon varile ulaşacak

AA
AA
TT

OPEC: Küresel petrol talebi 2045'te günlük 109,8 milyon varile ulaşacak

AA
AA

Küresel petrol talebinin 2045'te 2021'e göre günlük 13 milyon varil artışla 109,8 milyon varile ulaşması öngörülüyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) 2045 yılına kadar küresel ekonomi, petrol ve enerji talebi ile arzına ilişkin orta ve uzun vadeli tahminlerini içeren "2022 Dünya Petrol Görünümü" raporuna göre, salgının en sert hissedildiği 2020 yılı petrol endüstrisinde talebin en çok düştüğü yıl olarak tarihe geçti.
Salgın sonrası ekonomik toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışın etkisiyle talepte en büyük sıçramanın izlendiği yıl da 2021 oldu.
Küresel gayrisafi yurt içi hasıla geçen yıl yüzde 5,8 artarak petrol talebindeki toparlanmaya güçlü bir ivme kazandırdı. Küresel petrol talebi bu dönemde günlük 5,7 milyon varil arttı.
Hızla artan petrol, doğal gaz ve kömür talepleri karşısında fosil yakıt piyasaları şiddetli dalgalanmalara sahne olurken, emtia fiyatlarındaki bu yükseliş enflasyon ve ekonomik resesyon endişelerini tetikledi.
Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında ise zayıf ekonomik büyüme endişeleri petrol talebi görünümüne olumsuz yansıdı. Dünyanın en büyük ikinci petrol tüketicisi Çin'de devam eden salgın kısıtlamaları da petrol talebine yönelik endişeleri arttırdı.
Rapora göre, tüm bu faktörlerin etkisiyle petrol talebinin 2023'te salgın öncesi seviyelere ulaşacağı, jeopolitik gerilimlerin sona ereceği ve enerji güvenliğinin ön plana çıkacağı öngörülüyor.
Küresel petrol talebinin geçen yıla kıyasla 2027'de günlük 10 milyon varil artarak yaklaşık 107 milyon varile, uzun vadede ise günlük yaklaşık 13 milyon varil artarak 2045 yılında 109,8 milyon varile yükseleceği tahmin ediliyor.

Çin ve Hindistan petrol talebindeki artışta başı çekecek
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi olmayan ülkelerin enerji talebi 2045'e kadar günlük 23,6 milyon varil artarken, OECD ülkelerinin talebi ise günlük yaklaşık 11 milyon varil azalacak.
Her ne kadar Çin 2027 yılına kadar artan petrol talebinde anahtar rol oynasa da 2027-2045 döneminde, Hindistan petrol talebinde öncü rolü üstlenecek. Çin'deki talep büyümesi ise tahmin döneminin son beş yılında önemli ölçüde yavaşlayarak marjinal bir düşüş kaydedecek.
Rapora göre, salgın sonrası toparlanmanın en belirgin gözlendiği sektör ulaşım sektörü olacak. Salgın döneminde artan kişisel tasarruflar ve seyahat kısıtlamalarının, salgın sonrası dönemde özellikle uzun mesafe seyahat eğiliminde bir artışa neden olduğu ve bunun da talep büyümesini desteklediği belirtildi.
Ulaşım sektöründeki büyümede başı havacılık sektörü çekiyor. Sektörün, 2021- 2045 yıllarında günlük 4,1 milyon varil talep artışı kaydetmesi bekleniyor.
Karayolu taşımacılığında ise petrol talebinin orta vadede büyüme trendinde olacağı, ancak değişen tüketici sürüş alışkanlıkları ve tüketicilerin daha büyük otomobil satın alma yönündeki eğilimi sebebiyle bu trendin uzun vadede yavaşlayacağı tahmin ediliyor.

En çok talep düşüşü kömürde
Petrolün 2045'e kadar küresel enerji portföyünde en büyük paya sahip kaynak olarak kalmaya devam edeceği tahmin ediliyor.
Birincil yakıt olarak petrol talebinin 2021'de 88 milyon varil petrol eş değeri seviyesinde olduğu, 2045'te bu rakamın 101 milyon varil petrol eş değeri seviyesine yükseleceği ancak petrolün enerji karışımındaki payının yüzde 31'den yaklaşık yüzde 29'a düşeceği öngörülüyor.
Yaklaşık 58,2 milyon varil petrol eş değeri azalışla 2021-2045 döneminde talep düşüşü görülen tek birincil yakıtın kömür olacağı tahmin ediliyor. Ülkelerin kömür azaltımına ilişkin politikaları bu düşüşte en etkili rolü oynuyor.
Kısa vadeli dalgalanmalara rağmen, doğal gaz talebinin, kömür ve geleneksel biyokütle kullanımının yerini alacağı, diğer sektörlerdeki talep artışıyla desteklenerek 2045 yılına kadar yaklaşık 19 milyon varil petrol eş değeri seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Doğal gazın 2030'a kadar kömürün yerini alarak enerji karışımındaki en büyük ikinci yakıt olması bekleniyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına artan destek ve maliyetlerin uzun vadede azalmasıyla söz konusu dönemde küresel enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payı günlük yaklaşık 31 milyon varil petrol eş değeri artacağı, en hızlı ve en çok büyüyen enerji sektörü olacağı tahmin ediliyor.
Nükleer enerjinin ise 2021 seviyelerine göre yüzde 50'den fazla artması ve 2045'te 23,3 milyon varil petrol eş değeri seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu artışta itici gücü nükleer enerji kullanımına yönelik artan politik destek ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına yönelik artan ihtiyaç rol oynayacak.



Türkiye'nin güneş enerjisi atılımı Avrupa basınında: "Hedef ABD pazarı"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Türkiye'nin güneş enerjisi atılımı Avrupa basınında: "Hedef ABD pazarı"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Güneş enerjisi endüstrisiyle ilgili gelişmeleri takip eden Almanya merkezli Pv magazine dergisi, Türkiye'nin bu sektördeki faaliyetlerini mercek altına aldı.

Yazıda, Türkiye'de yılın ilk iki ayında yıllık 1,1 gigawatlık yeni üretim kapasitesi oluşturulduğuna dikkat çekilerek "Türkiye'de güneş enerjisi için çok önemli bir dönem" ifadelerine yer verildi. 

Dergi, Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santralinin, Konya'nın Karapınar ilçesindeki Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali olduğunu da hatırlattı. Santralde halihazırda 2 gigavatlık enerji üretildiği fakat modül ve panel sayısının artırılmasıyla bunun 10 yıl içinde yıllık 10 gigavata çıkabileceği belirtildi.

Yazıda, İstanbul'da 4-6 Nisan'da düzenlenen SolarEx fuarına, güneş enerjisi modülleri üreten 80 ila 90 Türk firmasının katıldığına işaret edildi. 

Haberde, Türkiye'nin özellikle Çinli güneş paneli üreticileriyle ithalatta dampingi önlemek için sıkı adımlar attığı belirtildi. 

İhracatçı firmanın malını dış piyasada, iç piyasada sattığından daha düşük fiyatla satmasına damping adı veriliyor.  

Ticaret Bakanlığı, 1 Nisan 2017'de uygulamaya koyduğu anti-damping politikasını sürdürüyor. Buna göre Çin merkezli 16 güneş paneli üreticisinin Türkiye’ye yaptığı ihracata metrekare başına 20 dolar, diğer üreticilerin ihracatlarınaysa 25 dolar anti-damping vergisi uygulanıyor. 

Yazıda, Türkiye Yeşil Fonu'yla yerli güneş enerjisi paneli üreticilerine finansman sağlanacağına da dikkat çekildi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeşil enerjiye yatırımın artırılması amacıyla, Dünya Bankası'yla 155 milyon dolarlık kredi için anlaşıldığını geçen yıl kasımda duyurmuştu. 

Pv magazine, Türk firmaların özellikle ABD pazarına girmek istediğine de işaret etti. Kalyon Holding'ten bir sözcü, dergiye şunları söyledi: 

Türkiye pazarının kapasitesinin, genişlememize paralel şekilde artacağına inanıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde Türk yatırımcıların yeterli finansal kapasiteye sahip olacağını düşünüyoruz. Ana pazarımızı ABD'de kurmayı planlıyoruz.

Diğer yandan Ankara merkezli Elin Enerji firmasının, ABD'nin Teksas eyaletindeki bir tesiste güneş enerjisi modülü üretimine nisanda başladığına dikkat çekildi. 

Ayrıca Kayseri merkezli Energate Solar şirketinin de ABD'de geçen yıl ekimden beri panel üretimi yaptığı aktarıldı.

Independent Türkçe