Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tahıl koridoru yeniden açıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl koridorunun eskiden olduğu gibi yeniden açıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AA)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tahıl koridoru yeniden açıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AA)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, sözlerine AK Parti Grubu ve yönetiminde gerçekleştirdikleri değişiklikleri anlatarak başladı.
Mahir Ünal'ın görevinden affı ile boşalan AK Parti Grup Başkanvekilliğine, daha önce de bu görevi yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin'i teklif ettiklerini bildiren Erdoğan, Mahir Ünal'a görev süresi boyunca Türkiye, TBMM ve AK Parti'ye katkıları için şahsı, arkadaşları ve milleti adına teşekkür etti.

Ünal ile farklı alanlarda ve farklı platformlarda yakın bir şekilde çalışmayı sürdüreceklerini kaydeden Erdoğan, "Sizlerin de takdiri ile bu görevi üstlenecek Özlem Zengin kardeşimize muvaffakiyetler diliyorum" diye konuştu.
AK Parti Genel Merkezi'nde boşalan Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığına ise Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerinden Balıkesir Milletvekili Belgin Uygur'u görevlendirdiklerini bildiren Erdoğan, Uygur'a da yeni görevinde başarılar diledi.

"(Mevlüde Genç) Mücadelemizi ondan aldığımız ilhamla sürdüreceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Solingen'den 1993 yılı Mayıs ayında milletin yüreğini yakan acı bir haber alındığını; Alman ırkçıları tarafından kundaklanan bir evde 5 vatandaşın yanarak hayatını kaybettiğini anımsattı.
Bu saldırıda kızlarını ve torunlarını şehit veren Mevlüde Genç'in, Avrupa'daki Türk ve Müslüman düşmanlığıyla mücadelenin adeta sembolü haline geldiğine işaret eden Erdoğan, "Kendisi geçtiğimiz günlerde vefat etti. Bugün de Amasya'da ebedi yolculuğuna uğurlanıyor. Mevlüde Genç Hanımefendi'ye Allah'tan rahmet dilerken, Avrupa'daki Türk ve Müslüman topluma karşı giderek artan düşmanlık dalgası ile mücadelemizi ondan aldığımız ilhamla sürdüreceğiz" ifadesini kullandı.
Erdoğan, salondakileri ve ekranlardan kendisini izleyenleri, Genç'in ruhu için Fatiha okumaya çağırdı ve Fatiha okudu.

"80 senede yapılan hizmetlerin katbekat fazlasını kazandırdık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın AK Parti'nin iktidara gelişinin müjdecisi olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin 20. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Aziz milletimizin takdir ve teveccühüyle 3 Kasım 2002 tarihinde başlayan hizmet yolculuğumuzda 20 yıllık kesintisiz iktidarla bir rekora daha imza atmış oluyoruz. Rabb'imize, bizlere her karışı mübarek şehit kanlarıyla sulanmış bu vatana hizmet etme, milletimize hizmetkar olma şerefi verdiği için hamdediyoruz. Girdiğimiz 15 seçimin tamamında, demokrasi ve kalkınma yolculuğumuzun her adımında, bizlerden desteğini, hayır duasını esirgemeyen necip milletimize, tüm fertleriyle ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi.
Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, milletin hak ettiği hizmetlere kavuşması için partisinin çatısı altında farklı kademelerde görev yapmış tüm yol ve dava arkadaşlarına "Allah razı olsun" diyen Erdoğan, geride hayırla, güzellikle, takdirle anılacak eserler bırakarak ebediyete irtihal eden tüm arkadaşlarını, özellikle partisinin saflarında mücadele ederken bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen dava erlerini rahmetle yad ettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuruluşunun üzerinden 1,5 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, milletin güvenine mazhar olmuş bir kadro olarak tam 20 yıldır Türkiye'ye aşkla hizmet ediyoruz. Allah'a hamdolsun 81 vilayetimizin her ilçesinde, her mahallesinde, her köyünde velhasıl vatan topraklarının her karışında eserlerimiz var. Milletimizin 85 milyon ferdinin tamamının hayatına dokunan, hayat kalitesini yükselten, umudunu besleyen hizmetlerimiz var. Sadece sınırlarımız içinde değil, Balkanlar'dan Afrika'ya, Orta Asya'dan Latin Amerika'ya dünyanın dört bir yanında da iz bırakan çalışmalar gerçekleştirdik. Geride bıraktığımız 20 yılda, bizden önceki 80 senede yapılan hizmetlerin katbekat fazlasını ülkemize kazandırmayı başardık. Birileri, sürekli engellemenin, engel çıkarmanın, takoz olmanın peşinde koşarken, biz eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, spor tesisleri, bütün bu alanları güçlendirdik. Yollar, konutlar, havalimanları inşa ettik. Fakir fukaraya, garip gurebaya biz sahip çıktık. Savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtardık. Ülkemizi pek çok yenilikle tanıştırdık. Asrın projeleri olan nice eserlerle tarihe adımızı yazdırdık. Yatırımlarla birlikte hak ve özgürlüklerde de Türkiye'yi dünyanın parmakla gösterilen ülkelerinden birisi haline getirdik. Milli iradenin üzerinde yıllardır Demokles'in kılıcı misali duran ne varsa, gerektiğinde canımız pahasına verdiğimiz mücadeleyle, hepsini de tehdit olmaktan çıkardık."

Başörtüsü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Sıkıysa önümüzdeki seçimde başörtülü adayları koy. Seni de görelim" dedi.

Anayasa değişikliği teklifi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği teklifine dair, "Tablo oluşmazsa, halk oylaması dahil diğer adımları atmaya biz hazırız. Bir daha açılmamak üzere milletimizin gündeminden çıkartma yanında muhalefet için de bir turnusol kağıdı olacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"İftiranın hesabını hukuk önünde soracağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucu iddialarına ilişkin, şunları kaydetti:
"Bu iftiranın hesabını elbette hukuk önünde de soracağız. Kolluk güçlerimizin kahraman mensuplarının haklarını korumak da boynumuzun borcudur."

2023 Seçimleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2023 seçimlerinde sıkletimize uygun bir muhalefetle yarışmayı isterdik. Maalesef bahtımıza millete hakaret etmekten başka hiçbir vasfı olmayan ekip çıktı" ifadelerini kullandı. 

Tahıl Koridoru
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl koridoruna ilişkin dün Putin ile görüştüğünü bugün de Zelenski ile görüşeceğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl koridorunun eskiden olduğu gibi yeniden açıldığını da açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçinde bulunduğumuz süreçte bırakın dava arkadaşımızı kaybetmeyi tek bir çakıl taşının dahi bizden kopartılmasına müsaade etmeyiz" ifadelerini kullandı.



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe