Hristiyan partiler yeni Lübnan cumhurbaşkanı üzerinde uzlaşamıyor

Berri’nin diyalogdan çekilmesi, Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşma şansını azaltıyor

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Arşiv/ DPA)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Arşiv/ DPA)
TT

Hristiyan partiler yeni Lübnan cumhurbaşkanı üzerinde uzlaşamıyor

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Arşiv/ DPA)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Arşiv/ DPA)

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin parlamento blokları arasında diyalog çağrısından geri adım atması, yeni cumhurbaşkanının seçilmesi konusunda uzlaşma şansını azalttı. Bu durum, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ‘sayısal demokrasiye’ dayalı üç koalisyon arasında parlamento içerisinde bir seçim mücadelesine kapı aralıyor.
Berri, Lübnan siyasi bloklarını ve bileşenlerini, eşitsizlikleri azaltmak ve böylece yeni cumhurbaşkanının seçilmesini kolaylaştırmak için tek bir maddeyle diyaloğa davet etmeye hazır olduğunu açıklamıştı. Daha sonra 2 Kasım’da ise Nebih Berri, özellikle de Hristiyan partiler Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) ve Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) bloklarından olmak üzere itiraz ve çekinceler sonucunda bu yönde atım atamayacağı için özür diledi. İki Hristiyan parti, parlamenter bloklar arasında Cumhurbaşkanı seçimi müzakerelerinde itirazlarını dile getirdi.
Berri’nin çağrısı, LKP ve ÖYH tarafından reddedildi. İki partinin liderleri, cumhurbaşkanlığı için doğal adaylar ve parlamentodaki en büyük iki bloğu temsil ediyorlar.
Bkerki’deki Maruni Katolik Patrikhanesi de siyasi uzlaşıda arabuluculuğa yanaşmıyor. Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre eski Bakan Sejean Azzi, El-Cedid TV kanalına yaptığı açıklamada, “Bkerki diyaloğa değil, zamanlamaya itiraz etti. Çünkü öncelik cumhurbaşkanını seçmektir ve tercih diyaloğa bırakılmıştır” dedi. Azzi, “Bugün diyalog zamanı değil, cumhurbaşkanı seçme zamanı” ifadelerini kullandı.
Etkili Hıristiyan güçlerin diyaloğu redderken Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’ye yakın kaynaklar, bloğun tercihlerine saygı duyduğunu dile getirdi. Kaynaklar, diyalog çağrısının suç değil, bazı insanların isteksizliğine rağmen bir erdem olduğunu yineledi. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan kaynaklar, “Bu kadar çok krizin biriktiği bir dönemde diyalog, krizleri çözmenin bir yolu değilse, krizlere nasıl yaklaşılabilir?” ifadelerini kullandı.
Kaynaklar, cumhurbaşkanlığı seçim oturumlarının dört turundan sonra, “Diyalog istemeyenler, özellikle anlaşmazlıklar haritası değişmediği için aynı kısır döngüye geri dönmeye mi çalışıyor?” şeklinde konuştu. ‘Cumhurbaşkanlığı seçimleri’ olmak üzere tek bir maddeyle sınırlı olan çağrının, Lübnanlıları yeniden birleştirmek için ulusal bir arka plana dayandığını belirten kaynaklar, diyalog avantajı kaybolursa hiçbir şeyin Lübnanlıları bir araya getiremeyeceğine dikkati çekti.
Ancak LKP’nin diyaloğu reddetme nedenleri farklı bir yöne gidiyor. LKP’ye yakın kaynaklar, Lübnan anayasasında cumhurbaşkanını seçmek için açık anayasal mekanizmalar olduğunu belirtirken, “Bu seçim diyaloğa tabi değildir. Aksine anayasada bulunan şartlara göre seçim yapılır. Bu bir diyalog sorunu değil, demokratik bir seçim doğası sorunudur” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Cumhurbaşkanının seçilmesiyle ilgili diyalog, sanki Temsilciler Meclisi’ne bırakılan hazır bir mesele gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
Kaynaklar, anayasada öngörülen mekanizmalara saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, ‘Temsilciler Meclisi Başkanı’nın açık oturumlarda bütçe oturumlarına benzer bir oturum çağrısında bulunmasını ve katılmayan herkesten ise kamuoyu nezdinde cumhurbaşkanlığını boş bırakmak istediği için hesap sorulmasını’ talep etti. Kaynaklar, “Açık seçim döngüleri ile bu yolda kalmamız ve bir cumhurbaşkanına ulaşmak için milletvekilleri arasındaki oturumlarda tartışma ve diyalogların gerçekleşmesi, milletvekillerinin cumhurbaşkanını seçmesi için manevi bir baskı oluşturuyor” dedi.
Cumhurbaşkanının seçilmesi için ortam, belirli bir isim üzerinde meclis çoğunluğunun oybirliği olmadığı veya adayların iki veya üç kişi arasında sınırlandırılmadığı durumlarda ek bir krize doğru gidiyor. Bugün parlamentodaki parlamenter güçler, ‘Milletvekili Mişel Muavvad’ın aday gösterilmesi için baskı yapan LKP ekibi ve müttefikleri’, ‘bunu ilan etmeden Marada Hareketi lideri Süleyman Franjiye’i aday gösterme eğiliminde olan (Şii) Emel Hareketi ve müttefikleri’ ve ‘(Şii) Hizbullah’ın Cibran Basil ya da Franjiye’ olarak iki isimle devam etme önerisini reddeden ÖYH’ olarak üçe bölünmüş durumda.
Seçim hareketliliğine eşlik eden kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada uzlaşı kapısının kapatılmasının parlamentoda bir seçim mücadelesine yol açacağına dikkati çekti. Kaynaklara göre ikinci turda en yüksek oyu alan, yeter sayısı sağlanırsa kazanacak. Böylece Taif Anlaşması’ndan bugüne kadar oybirliğiyle seçilmeyen ilk cumhurbaşkanı göreve gelmiş olacak.



Gazze’deki ateşkes anlaşması ihlaller ve cesetlerin iadesindeki gecikme nedeniyle sınanıyor

Savaşın sona ermesinin ardından dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta enkazların önünden geçen Filistinliler (Reuters)
Savaşın sona ermesinin ardından dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta enkazların önünden geçen Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze’deki ateşkes anlaşması ihlaller ve cesetlerin iadesindeki gecikme nedeniyle sınanıyor

Savaşın sona ermesinin ardından dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta enkazların önünden geçen Filistinliler (Reuters)
Savaşın sona ermesinin ardından dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta enkazların önünden geçen Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki ateşkes anlaşması, ateşkesin ihlali ve İsrailli rehinelerin cesetlerinin iadesindeki gecikmeler nedeniyle dün önemli bir sınav verdi.

ABD Başkanı Donald Trump ve Hamas, anlaşma öncesinde ve sonrasında ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda, Filistinli örgütlerin ellerinde bulunan 28 rehinenin cesetlerinin tek seferde teslim edilmesinde zorluklar olduğunu belirtmiş olsa da İsrail dün sadece dört ceset teslim alınmasının ardından gerilimi tırmandırdı ve Gazze Şeridi'ne yardımları azaltmakla tehdit etti. Basında yer alan haberlerde Tel Aviv'deki yetkililerin, bugün yapılması planlanan Mısır ile Refah Sınır Kapısı’nın açılışının ertelendiğini söyledikleri aktarıldı.

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'ı tehdit etti. Trump dün Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, “Hamas silahlarını bırakacaklarını söyledi ve eğer bırakmazlarsa biz onları silahsızlandıracağız” dedi.

Diğer taraftan İsrail, Gazze'de düzenlediği saldırılarda dokuz Filistinliyi öldürdü. Hamas, bu saldırıyı ateşkes anlaşmasına yönelik açık bir ihlal olarak değerlendirirken, İsrail ordusu kurbanları, geri çekildiği ‘sarı çizgiyi’ aşmakla suçladı.

Bu arada Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari dün, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına atıfta bulunarak, durumu güvence altına almak ve yönetmek ve savaşın yeniden başlamasını engellemek için yapılacak ‘zorlu görüşmelerin’ Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde başladığını açıkladı.


Filistin Cumhurbaşkanlığı: Hamas'ın Gazze'de vatandaşlara yönelik "yargısız" infazını en sert şekilde kınıyoruz

Filistin Cumhurbaşkanlığı, Hamas tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettiği "saha infazlarını" kınadı (AFP)
Filistin Cumhurbaşkanlığı, Hamas tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettiği "saha infazlarını" kınadı (AFP)
TT

Filistin Cumhurbaşkanlığı: Hamas'ın Gazze'de vatandaşlara yönelik "yargısız" infazını en sert şekilde kınıyoruz

Filistin Cumhurbaşkanlığı, Hamas tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettiği "saha infazlarını" kınadı (AFP)
Filistin Cumhurbaşkanlığı, Hamas tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettiği "saha infazlarını" kınadı (AFP)

Filistin Cumhurbaşkanlığı dün Hamas'ın Gazze Şeridi'nde onlarca vatandaşa “yasa dışı ve adil yargılama olmaksızın” uyguladığı “saha infazlarını” en şiddetli şekilde kınadı.

Filistin Haber Ajansı tarafından yayınlanan açıklamada, Başkanlık, yaşananların “bir suç ve insan haklarının açık bir ihlali, hukukun üstünlüğü ilkesinin ciddi bir ihlali olduğunu ve Gazze'deki halkımızın savaş, yıkım ve kuşatmanın etkilerinden muzdarip olduğu bir dönemde, hareketin zorla ve terörle otoritesini dayatma ısrarını yansıttığını” vurguladı.

Açıklamada, hukukun tek referans olduğu ve bu tür uygulamaların Filistin halkının birliğini ve toplumsal yapısını zedelediği ve Filistin devletinin kurumlarını tek bir otorite altında birleştirme yönündeki devam eden çabalara aykırı olduğunu belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, Hamas'ı "halkımızın yüce çıkarlarına zarar veren bu suçlardan tamamen sorumlu tuttu. Bu suçlar, işgal için bahaneler sağlayan ve yeniden yapılanmayı, bölünmeyi derinleştirmeyi ve özgür, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını engelleyecek olan Hamas'ın Gazze Şeridi üzerindeki hakimiyetini pekiştirmeyi amaçlıyor" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın El-Aksa TV’den aktardığına göre, kanal dün ismi açıklanmayan bir "saha kaynağının", "direnişin güvenlik güçlerinin Gazze Şehri'nin Şucaiye semtinde 'İsrail işbirlikçilerine' karşı geniş çaplı bir güvenlik operasyonu yürüttüğünü" söyledi.


İsrail, Gazze'deki Refah sınır kapısını açtı ve Hamas'a yönelik cezalandırıcı önlemleri kaldırdı

Yardım tırları bugün her zamanki gibi Gazze Şeridi'ne girecek (Reuters)
Yardım tırları bugün her zamanki gibi Gazze Şeridi'ne girecek (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki Refah sınır kapısını açtı ve Hamas'a yönelik cezalandırıcı önlemleri kaldırdı

Yardım tırları bugün her zamanki gibi Gazze Şeridi'ne girecek (Reuters)
Yardım tırları bugün her zamanki gibi Gazze Şeridi'ne girecek (Reuters)

İsrail'in kamu yayıncısı (Radyo Kan) bugün, İsrail'in, dört rehinenin cenazesinin teslim edilmesi sonrasında Gazze ile Mısır arasındaki Refah sınır kapısını açmaya ve Gazze Şeridi'ne insani yardımın ulaştırılmasına izin vermeye karar verdiğini bildirdi.

Haberde İsrail'in, Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının sayısını yarıya indirmek de dahil olmak üzere Filistin İslami Direniş Hareketi'ne (Hamas) karşı almayı planladığı önlemleri iptal ettiği de belirtildi.