Suriye’de 12. yılına giren yıkıcı iç savaş ülkeyi harabeye çevirdi, haritasını değiştirdi, bölgeleri ayırdı. Ancak Captagon isimli uyuşturucu hap tüm cephe hattını aştı.
Bir zamanlar DEAŞ ile olan ilişkisiyle ün salmış olan Captagon, yalnızca ekonomisi tükenmiş ülkenin Devlet Başkanı Beşşar Esed’in rejimini desteklemekle kalmayıp, onun birçok düşmanını da destekleyen, yasadışı 10 milyar dolarlık bir endüstri yarattı.
Captagon, Suriye’nin kuzeyinden güneyine, rejime bağlı veya muhalif güçlerin kontrolünde olup olmadığına bakılmaksızın çöller ve kıyılardan geçerek, 2011’den beri kanlı bir iç savaşa batmış olan Suriye’yi bir uyuşturucu devletine dönüştürdü ve ekonomisi çöktüğü için komşu Lübnan’da da derin kökler saldı.
AFP’nin resmi verilerden derlenen tahminlere göre, şu anda Suriye’nin açık ara en büyük ihracatı olan Captagon, tüm yasal ihracatları gölgede bırakıyor.
Suriye, Afrika ve Avrupa ülkelerinden geçerek Lübnan ve Irak gibi bölge ülkelerine uzanan bir ağın ana merkezi haline geldi.
Bir dönem dikkat eksikliği, hiperaktivite, narkolepsi, depresyon, epilepsi hastalarına amfetamin ilaçlarına ek olarak reçete edilen ancak kötüye kullanımı nedeniyle 80’li yıllarında üretimi durdurulan Captagon, bugün bölgede üretim, kaçakçılık ve hatta tüketim açısından bir numaralı uyuşturucu haline geldi.
AFP, çoğu isminin gizli kalmasını isteyen 30’dan fazla kaçakçı, Suriye ve diğer ülkelerdeki mevcut ve eski güvenlik görevlilerinin yanı sıra Captagon endüstrisine aşina olan aktivistler ve yerel yetkililerle görüştü.
Lübnan’da Bekaa Vadisi’ndeki bir ücra bölgede yaşayan, büyük anlaşmaların gerçekleşmesine aracılık eden bir kişi AFP’ye sevkiyatları nasıl organize ettiklerini anlattı.
Söz konusu arabulucu AFP’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Dört veya beş büyük isim ortak oluyor ve hammadde, nakliye ve rüşvet için 10 milyon dolarlık bir sevkiyatın maliyetini paylaşıyor. Maliyet düşük ve kar yüksek. 180 milyon dolar kar getiriyor. 10 sevkiyattan yalnızca biri geçse bile hala kazanan sizsiniz. 50’den fazla barondan oluşan bir grup var. Bunlar büyük bir ağ.”
Arabulucuya göre, uyuşturucu pastasından en büyük payı Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak’a yayılan Bedevi konfederasyonu Beni Halid üyeleri alıyor.
Resmi rakamlara göre, 2021’de Ortadoğu ve ötesinde 400 milyondan fazla hap ele geçirildi ve bu yıl düzenlenen operasyonlarla ele geçirilenler ise bunun üzerine çıktı.
Güvenlik yetkilileri, ele geçirilen her sevkiyat için dokuzunun daha varış noktasına ulaştığını söylüyor.
Captagon hapının fiyatı 1 ila 25 dolar arasında değişiyor. Bu, hap başına 5 dolarlık düşük bir ortalama fiyatla ve beş sevkiyattan yalnızca dördünün ulaşmasıyla bile Captagon’un en az 10 milyar dolarlık bir endüstri olduğu anlamına geliyor.
Güvenlik yetkililerine göre bu ticaretin yüzde 80’i Suriye merkezli olduğundan, Captagon bu ülkenin en önemli ihracatı ve tüm ulusal bütçesinin en az üç katı değerinde.
Narkotik uzmanları, Esed rejiminin kontrolündeki bölgelerin bu ticaretin merkezi olduğunu söylüyor.
Esed’ın savaşı kazanmak için kendisine borçlu olduğu karanlık savaş ağaları ve uzmanların Lübnan sınırındaki ticareti korumada önemli bir rol oynadığını söylediği İran destekli Hizbullah grubu da dahil olmak üzere birçok taraf bundan büyük ölçüde yararlandı.
AFP’ye konuşan eski bir Suriye hükümet danışmanı, “Suriye’nin dövize çok ihtiyacı var ve bu endüstri, hammadde ithal etmekten imalata ve nihayetinde hapları ihraç etmeye kadar gölge bir ekonomi aracılığıyla hazineyi doldurma yeteneğine sahip” dedi.
Suriye’deki eski güvenlik güçleri, kaçakçılar ve uzmanlar da dahil olmak üzere çeşitli kaynaklara göre, birkaç Suriye güvenlik ve askeri teşkilatı bu ticarette yer alıyor.
Bunların en önde geleni, Beşşar Esed’in kardeşi Mahir Esed’e bağlı 4. Tümen.
Captagon endüstrisi hakkında aylar önce bir rapor yayınlayanWashington merkezli Newlines Enstitüsü’nden Caroline Rose, “4. Tümen, Captagon’un Humus ve Lazkiye’de korunmasının yanı sıra Tartus ve Lazkiye limanlarına taşınmasında kilit rol oynadı” dedi.
Kaçakçılık operasyonlarını takip eden bir muhalif eylemci ise, “Captagon üreticileri bazen hammadde doğrudan 4. Tümen’den alıyor, bunlar bazen askeri çantalara yerleştiriliyor” diye konuştu.
4. Tümen, Lübnan ve Suriye arasındaki sınır bölgesinde konuşlanmış en önemli askeri tümendir ve ülkenin batısındaki Lazkiye limanında büyük etkiye sahiptir.
Lübnan-Suriye sınırı, her zaman için her türlü malın kaçakçılığının yapıldığı bir rota oldu.
Captagon davalarını takip eden Lübnanlı bir adli kaynak, Suriye ihtilafının en şiddetli yıllarında özellikle silah kaçakçılığıyla tanınan Vadi Khaled bölgesinin şimdi bu hapların kaçakçılarıyla dolu olduğunu söyledi.
Lübnan’da geçen yıl içinde uyuşturucuya karşı gerçekleşen operasyonlar ile Bekaa bölgesinde laboratuvar sayısı azaldı. Tüccarlar da Suriye toprakları içindeki sınır bölgesine taşındı.
Suriye ve Ürdün arasındaki Cabir-Nasib Sınır Kapısı’nın yeniden açılması ve kaçak geçişlere ek olarak kaçakçılık yollarının genişletilmesi onlara yardımcı oldu.
Ürdün sınırındaki güney Suriye şehirleri Suveyda ve Deraa, diğer önemli kaçakçılık yolları ve aynı zamanda birçok uyuşturucu laboratuvarına ev sahipliği yapıyor.
Suveyda’daki ekonomik bozulma, birçok genci özellikle Captagon olmak üzere, malları depolamak ve kaçakçılık yapmakla uğraşan yerel çetelere katılmaya teşvik etti.
Yerel Karama silahlı grubunun sözcüsü Ebu Timur, “Kaçakçılık, 100’den fazla küçük silahlı çeteyle koordineli olarak çölde yaşayan kabileler tarafından organize ediliyor” dedi.
Boğucu yaptırımlar ve Suriye’de yeniden yapılanma fonları getirecek herhangi bir çözümün olmaması ışığında, savaş tacirleri ağı sihirli çözümü Captagon haplarında buluyor.
Suriye hükümetinin eski danışmanı şunları söyledi;
“Captagon rejim, muhalefet, Kürtler ve DEAŞ olmak üzere çatışmanın tüm taraflarını bir araya getirdi.”
Türkiye destekli grupların kontrol alanlarındaki bir kaçakçı, “Humus ve Şam’da hapları 4. Tümen depolarından alan insanlarla çalışıyorum. Benim işim hapları buraya dağıtmak ya da muhalif gruplarla koordineli olarak yurtdışına göndermek. Bu iş aynı zamanda çok tehlikeli ve çok kolay” diye konuştu.
Kaçakçı, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib yerleşim bölgesine hakim Heyetu Tahriru’ş Şam grubunun liderlerine de hap sattığını söyledi.
Ayrıca, “Bölge muhalif gruplarla dolu. Burası bir orman, orada herkes aç ve yemek yemek istiyor” dedi.
Bölgedeki yeni captagon liderinin, Suriye Milli Ordusu (SMO) bünyesinde faaliyet gösteren Sultan Murad Tümeni’nde bir komutan olan Ebu Velid Ezza olduğunu öne sürdü ve “Eskiden Humus’ta bulunduğu için 4. Tümen ile çok iyi ilişkileri var” dedi.
Grup, AFP’ye gönderdiği açıklamada uyuşturucu ticaretiyle ilişkili olmadıklarını belirtti.
Kimyasalların ötesinde, bir captagon laboratuvarı için en büyük yatırım, bir tablet presi veya şekerleme makinesidir.
Kimyasal öncüler temin edildikten sonra, nispeten ilkel ekipmanlara sahip bir captagon üretim laboratuvarı kurmak sadece 48 saat sürüyor.
Bu, Captagon laboratuvarlarının maruz kaldıkları herhangi bir baskından kısa bir süre sonra çalışmalarına devam edebilecekleri anlamına geliyor.
Suriye’deki bir ilaç fabrikasında çalışan bir kişi, “Suriyeli yetkililer zaman zaman sevkiyatlara el konulduğunu veya depolara baskın yapıldığını duyursa da, bu oyundan başka bir şey değil” yorumunda bulundu.
Lübnan güvenlik ve askeri teşkilatları ise, Captagon kaçakçılığının takibini teşvik etseler de, mevcut ekonomik çöküşün ışığında sınırlı bütçeleri çalışmalarını engelliyor.
Suudi Arabistan gümrüğü ve polisi, Captagon ile son teknoloji algılama teknolojisi ve köpek birimleriyle nasıl mücadele ettiklerini ortaya çıkaran videolar paylaşıyor.
Ancak bölgedeki üst düzey güvenlik ve yargı yetkilileri AFP’ye, kaçakçıların her zaman bir adım önde olduklarını söyledi.
Üst düzey bir Lübnanlı yetkili, “Özellikle cömertçe rüşvet dağıttıkları ve denizcilik şirketlerinde işbirlikçileri olduğu için kimse onları (tüccarları) hapse atmak istemiyor” dedi.
Lübnan’da yerel medya, Bekaa bölgesinden büyük bir imparatorluk yönetmekle suçlanan işadamı Hasan Dekko’yu ‘Captagon Kralı’ olarak nitelendirdi.
Ancak her iki ülkede de üst düzey siyasi bağlantıları olan iki uluslu bir şirket olan Dekko, büyük ölçekte Captagon hapların ele geçirmelerinin ardından geçen yıl Nisan ayında tutuklandı.
Dekko, uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgisi olduğunu reddetti.
Ancak Lübnan’daki narkotik birimleri, Ürdün’deki bir pestisit fabrikası, Suriye’deki bir araba galerisi ve bir tanker filosu da dahil olmak üzere sahip olduğu bazı işletmelerin uyuşturucu ticareti için bir paravan olduğunu iddia etti.
Suriye’de ise çeşitli kaynaklar, ABD yaptırımları altındaki Suriyeli milletvekili Amer Khiti’nin Captagon kaçakçılığı alanında önemli bir isim olduğunu belirtti
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), “Khiti captagon kaçakçılığına karışıyor” ifadesini kullandı.
Risk danışmanlık şirketi COAR’da Suriye analizlerinden sorumlu Ian Larson, AFP’ye Şam hükümetinin ekonomi alanında fazla seçeneği olmadığını söyledi.
Larson, “Suriye bilinçli tercihle Captagon üretiminin dünya çapındaki merkezi oldu. Yine de Captagon sanayisini Beşşar Esed’e doğrudan bağlayan kesin delil yoktur ama zaten bulmamıza da gerek yoktur” diye ekledi.
Captagon’dan gelen dolarlar, üst düzey Suriyeli yetkililer, varlıklı mülk sahipleri, kaçakçılar, işsiz gençler veya bunların imalatı ve kaçakçılığında çalışan köylüler ve mültecilere kadar dağıtılıyor.
Eylül 2020’de ABD Temsilciler Meclisi, İngilizce ‘CAPTAGON’ olarak kısaltılan Esed’in Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Stokçuluğuyla Mücadele Yasasını kabul etti.
Captagon endüstrisi, Suriye ihtilafındaki birçok taraf arasında ortak payda olmasına ve Suriye sınırlarının ötesine geçmesine rağmen, henüz emekleme aşamasındadır.
İç savaşla Suriye narko-devlete mi dönüştü?

Mayıs ayında Halep’te ele geçirilen Captagon haplarının sevkiyatı (AFP)
İç savaşla Suriye narko-devlete mi dönüştü?

Mayıs ayında Halep’te ele geçirilen Captagon haplarının sevkiyatı (AFP)
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة