Endonezya'daki K-Pop konseri, çıkan kargaşada 30 kişinin bayılmasıyla yarıda kesildi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Endonezya'daki K-Pop konseri, çıkan kargaşada 30 kişinin bayılmasıyla yarıda kesildi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Endonezya'nın başkenti Cakarta'da K-Pop grubu NCT 127'nin ülkede gerçekleştirdiği ilk konser, çıkan kargaşada 30 kişinin bayılması üzerine yarıda kesilmek zorunda kaldı.
Ulusal basında çıkan haberlere göre, K-Pop grubu NCT 127, Endonezya'da gerçekleştireceği bir dizi konserin ilk gününde performanslarını sergilemek için sahneye çıktı.
Grubun sahneye çıktığı ilk anlarda ayakta duran kalabalığın sahneye doğru ilerlemesiyle, alanda kargaşa yaşandı.
Müzik grubu üyeleri, ilk anlarda yaşanan kargaşayı önlemek için kalabalık dinleyici grubunun öndeki demirlere baskı yapmaması konusunda uyarıda bulundu.
K-Pop grubu üyelerinin ve alandaki yetkililerin tüm uyarılarına rağmen kargaşanın devam etmesi üzerine, grup sahneden ayrıldı ve konser yarıda kesilmek zorunda kaldı.
Bölge polisi daha sonra en az 30 seyircinin bayıldığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi.
Konserin organizatörü Dyandra Global, konserde neler olduğunu açıklığa kavuşturmak ve ilgili herkesten özür dilemek için bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, "Kimse yaralanmadığı için çok minnettarız. Ancak seyircinin güvenlik ve emniyetini birinci öncelik olarak gördüğümüz için gösterinin durması kaçınılmaz oldu" ifadelerine yer verildi.
Doğu Java'nın Malang şehrindeki Kanjuruhan Stadyumu'nda 1 Ekim 2022'de meydana gelen izdihamda 133 kişi hayatını kaybetmişti.



‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor
TT

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

Müziğin ve konuşmanın çocukların öğrenme yetenekleri üzerindeki olumlu etkisi bilim tarafından geniş çapta kabul edilmektedir ancak yakın zamanda, bir çocuğun çevresinden gelen belirli işitsel sinyallerin, gelişmekte olan genç beynindeki dil işleme ağlarının oluşumunda karmaşık bir rol oynadığını doğrulayan kanıtlar ortaya çıktı.

İşitsel sinyallere maruz kalma

Erken dönem beyin plastisitesi ve çocukların bilişsel ve dil gelişimi konusunda uzmanlaşan ünlü araştırmacı April Benasich, çığır açan yeni bir keşfe ışık tuttu. 6 haftalık bir deneyde, bir grup bebek kısa, sözel olmayan sesler ile bir dizi pasif işitsel içeriğe maruz bırakıldı.

Katılımcı bebekler işitsel parçaları tanımlama ve ayırt etmede yüksek oranda doğruluk gösterdi. 12 ve 18 aylıkken pasif işitsel maruziyete maruz kalmayanlara kıyasla daha yüksek dil puanlarına sahip oldukları görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Cerebral Cortex dergisinde yayınlanan çalışmadan aktardığına göre çalışmanın sonuçları önemli bir bilimsel gelişme zira sözel olmayan seslere pasif maruz kalmanın değiştirici gücünü ortaya koydu. Birkaç milisaniye içinde meydana gelen küçük ses değişiklikleriyle karakterize edilen bu işitsel uyaranlar, bebekleri dilin varlığı konusunda uyaran sinyallere benziyor ve dilin etkili bir şekilde işlenmesi için gerekli sinir bağlantılarının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Benassich’in laboratuvarındaki araştırmacılar tarafından yürütülen önceki çalışmalar, etkileşimli işitsel ipuçlarının temel beyin ağları üzerindeki değiştirici etkisini olduğunu ve bunun da zamanla bebeklerde odaklanma ve dil sonuçlarının iyileşmesine yol açtığı ortaya çıkardı.

Dilsel uyaran

Ancak asıl soru hala varlığını sürdürüyor. Benzer işitsel uyaranlara pasif olarak maruz kalmak dil ağlarında benzer etkiler yaratabilir mi? Yeni çalışma, dil işleme yetenekleri ve gelecekteki dil gelişimi üzerindeki önemli etkisini doğrulayan önemli sonuçlara ulaştı.

Sonuçlar, pasif işitsel maruz kalma yoluyla bile erken gelişim yıllarında hızlı işitsel işlem yeteneklerinin geliştirilmesinin, daha sonraki dil yeterliliği üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi.

Rutgers-Newark Moleküler ve Davranışsal Sinirbilim Merkezi’nde seçkin Sinirbilim Profesörü April Benasich “Gelişen dil ağlarını pasif olarak etkileme yeteneği ileriye doğru atılmış çok önemli bir adımdır. Pasif yol, optimal ağları teşvik etmek için daha basit ve daha ucuz bir alternatif sunarak ebeveynlere, evde tipik gelişimi destekleme fırsatı sunmanın yanı sıra, dil gelişiminde sıkıntılarla yüzleşen bebeklere klinikte veya pediatri merkezlerinde erişilebilir bir müdahale yapılmasına olanak sağlar” dedi.

Benasich’in önceki araştırmalarında, hızlı işitsel işlemleme yeteneği ölçümlerinin, en yüksek dil gecikmesi ve bozukluğu riski altındaki bebekleri tespit etmek için kullanılabileceğini ve bu duruma karşı müdahale etme ve sonuçlarını hafifletme fırsatı sağladığı sonucuna ulaşıldı.

Uzman araştırmacı “Bebeğin beyninin analiz etmesi gereken karmaşık ses farklılıkları, dil gelişimi için çok önemlidir. Beyinleri, gelen ilgili çevresel sesleri analiz edecek şekilde programlanmıştır. Eğer bu seslerin hepsi aynı frekansta ve aynı yoğunluktaysa beyin gerekli farklılıklara karşı duyarsızlaşabilir ve böylece güçlü dil ağlarının oluşumunu engelleyebilir” ifadelerini sözlerine ekledi.