Yemenli kadınlar, Husiler sebebiyle yarım asırlık kazanımlarını kaybediyor

Parlamento ve hükümetteki pozisyonların üçte birini kadınlara verme tartışmaları sürüyor

Husiler, Yemenli kadınları bastırmak için kadın güçlerini (Zeynebiyat) kullanıyor (Reuters)
Husiler, Yemenli kadınları bastırmak için kadın güçlerini (Zeynebiyat) kullanıyor (Reuters)
TT

Yemenli kadınlar, Husiler sebebiyle yarım asırlık kazanımlarını kaybediyor

Husiler, Yemenli kadınları bastırmak için kadın güçlerini (Zeynebiyat) kullanıyor (Reuters)
Husiler, Yemenli kadınları bastırmak için kadın güçlerini (Zeynebiyat) kullanıyor (Reuters)

2014 Eylülü’ndeki darbeden bu yana Husilerin kontrolündeki Sana'da ikamet eden ve İman müstear ismini kullanan feminist aktivist, Yemen'deki siyasal ve toplumsal krizi şu sözlerle özetledi:
“Siyasi sistemden kadınlara parlamentodaki, hükümetteki ve diğer devlet organlarındaki pozisyonların üçte birini vermesini talep ediyoruz. Husilerin kontrolündeki bölgelerdeki hedefimiz, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinde mahremsiz yolculuk yasağını kaldırmak".
Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda İman, "Darbeden bu yana Yemenli kadınlar Husiler tarafından hedef alınıyor, kadınlar sanki ülkenin her yerindeki trajedilerin sebebiymiş gibi, Husi liderler kürsülerinden kışkırtıcı konuşmalar yapıyorlar" diye konuştu.
İman, kadınların kaybettiği birçok kazanımdan bahsetti. Bunların sonuncusu ise anayasa ve kanunla güvence altına alınan seyahat etme hakkı.
İman sözlerine devamla şunları söyledi: “Bugün bir mahrem olmadan Sana'dan ayrılamam. Bir kadının ailesinin sorumluluğunu taşıdığını ve para kazanması için çalışması gerektiğini düşündüğünüzde durumun ne kadar zor bir hal aldığını anlayabilirsiniz. Bugün Husilerin yasaklamaları sebebiyle kadınların bir mahrem olmadan hareket etmeleri yasak. Kadının ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için kazandığı miktar şimdi yanında götürmek zorunda kaldığı mahremi için harcanıyor".
Yemenli aktivist, yanlarında mahrem olmadan Sana havaalanından seyahat etmenin kadınlara yasak olduğunu, seyahat hakkının kadınların kaybettiği tek kazanım olmadığını, aynı zamanda siyasi katılım hakkını tamamen kaybettiklerini aktardı.

Kadınlara karşı açık düşmanlık
Kadınların karar alma süreçlerine katılımını desteklemek ve haklarını savunmakla ilgilenen bir örgütün önde gelen aktivistlerinden Arva şöyle konuştu:
"Husi milislerin Sana'ya saldırmasından bu yana işsiz kaldım. Husiler insan hakları ve diğer alanlarda faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşları kapattı ve milislerin gündemine uygun ve uluslararası kuruluşlarla çalışacak teşkilatlar oluşturdu. Bu da tüm yardım faaliyetlerini kontrol etmelerini ve savaşçılarına hizmet etmelerini sağladı".
Arva, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Husilerin kontrolündeki bölgelerde kadınların yetmişli yılların başından 2014'e kadar elde ettikleri kazanımların neredeyse tamamını kaybettiğini doğruladı. Arva'nın aktardıklarına göre sivil toplum örgütleri ve dil öğretim enstitüleri kapatıldı, üniversiteler içindeki amfilerde kız ve erkek öğrenciler arasında ayrım bariyeri kuruldu. Kafeler kapatıldı ve kadınlar için tek başına seyahat yasağı getirildi.
Arva, sözlerinin bitiminde şunları söyledi: "Tahmin edilenlerin de ötesinde bir şeyler oluyor. Bu grup bizi devrim öncesine götürmek istiyor ve birden fazla konuşmada kadınlardan düşmanca bahseden liderinin kışkırtmasıyla kadınlara eziyet ediyor”.

Siyasi yetkilendirme
Milislerin uygulamalarının aksine, ülkenin geçici başkenti olan Aden şehri, Hükümete bağlı Ulusal Kadın Komitesi tarafından BM ile iş birliği içinde düzenlenen, kadınların siyasi olarak güçlendirilmesi konulu bir çalıştaya ev sahipliği yaptı. Komitenin görevleri arasında, kadınların siyasete katılımını artırmak için pozitif ayrımcılığı ve sivil toplum kuruluşlarının rolünü teşvik etmek bulunuyor.
Kadın Komitesi Hukuk İşleri Genel Müdürü Roza el-Hamri, çalıştayın amacının siyasi partilerdeki kadınların rolünü etkinleştirmek, olumlu rollerini geliştirmek ve kadınların yüksek devlet kurumlarında iyi makamlarda yer almasını sağlamak olduğunu belirtti. Ayrıca çalıştay, “Eşitlik ve fırsat eşitliği ilkelerinin etkinleştirilmesi, siyasi partiler kanununda ve ulusal mevzuatta bir tür pozitif önlem olarak kadınlara yönelik kontenjan ayrılmasını sağlayacak şekilde değişikliğe gidilmesine” odaklanıyor.
Araştırmacı Abdullah el-Caferi Yemen'deki kadınların durumunu şöyle analiz etti: “Siyasi iradenin olmayışı, kadına bakış açısının kalıpsal olması, kadınlar arasında yoksulluk oranının artması ve okuma yazma bilmeyen kadınların sayısının çok olması, kadınların karar alma pozisyonlarına erişiminde birer engel olarak karşımıza çıkıyor.  Savaş, kadınlara yönelik şiddet ve partilere olan güven kaybı gibi durumları tetiklediği gibi parti kadınlarının çalışmalarını da engelleyen faktörlerden biri olarak ortaya çıkıyor."



Hamas yetkilisinden Trump'a cevap: Gazze satılık değil

Donald Trump
Donald Trump
TT

Hamas yetkilisinden Trump'a cevap: Gazze satılık değil

Donald Trump
Donald Trump

Hamas'tan bir yetkili, ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkesinin Gazze Şeridi'ni "alıp" "serbest bölge" haline getirme isteğini dile getirdiği açıklamalarına ilişkin yorum yaparak, dün Gazze'nin "satılık olmadığını" söyledi.

Hareketin siyasi büro üyesi Basem Naim yaptığı açıklamada, "Gazze, Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır, açık pazarda satılık bir mülk değildir" ifadelerini kullandı.

Trump, dün Katar'da yaptığı bir iş toplantısında, ABD'nin Gazze Şeridi'ni "serbest bölge yapacağını" ve Filistin topraklarında kurtarılacak hiçbir şey kalmadığını söyleyerek, Gazze Şeridi'ni kontrol altına alma isteğini yineledi.

frgty67uı8
Hamas'ın askeri kanadı el Kassam Tugayları'ndan iki savaşçı (Arşiv- Reuters)

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Trump, Gazze ile ilgili fikrini ilk kez şubat ayında ortaya attı ve ABD'nin bu bölgeyi yeniden geliştireceğini ve Filistinlileri başka yerlere göç etmeye zorlayacağını söyledi.

Plan, Filistinliler, Arap ülkeleri ve Birleşmiş Milletler tarafından etnik temizlik olarak nitelendirilerek dünya çapında kınandı.

İsrail'in yaklaşık 53 bin Filistinlinin ölümüne ve Gazze'nin büyük bir kısmının yıkılmasına yol açan askeri saldırıları sürerken, 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun çoğu ülke içinde yerinden edildi.

Asgari şart

Naim, Gazze'ye yardımların ulaştırılmasının, mart ayı başından beri bölgede abluka uygulayan İsrail ile müzakereler için «asgari şartı» olduğunu vurguladı.

Hamas Siyasi Bürosu'ndan bir üye, "Olumlu ve yapıcı bir müzakere ortamı için asgari şart, (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümetinin geçiş noktalarını açması ve insani, gıda ve tıbbi yardımların girişine izin vermesidir" dedi.

İsrail, Hamas'ın Ekim 2023'te gerçekleştirdiği saldırının ardından askerî harekâtına başladı.