Tesla'nın Çinli rakibinden uçan araba: Sıradışı tasarımıyla ilk uçuş denemesini tamamladı

"Hem uçuş hem de karayolu sürüşü için tasarlandı"

Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)
Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)
TT

Tesla'nın Çinli rakibinden uçan araba: Sıradışı tasarımıyla ilk uçuş denemesini tamamladı

Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)
Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)

Çinli elektrikli otomobil üreticisi Xpeng, drone teknolojisini kullanarak sıradışı bir "uçan araba" üretti.
Elon Musk'ın kurucusu ve CEO'su olduğu elektrikli otomobil fiması Tesla'nın rakibi olarak görülen şirket, X3 adını verdikleri prototipin ilk uçuşunu başarıyla tamamladığını duyurdu.
Otomotiv firmalarının uçan araba prototipleri genellikle aracın kendisinin hafif, uçmasını sağlayan aparatların daha ağır ve büyük olduğu modellerden oluşuyor.
Ancak X3, karayolu için üretilmiş sıradan bir aracın tepesine dev bir drone'un bağlanmasıyla üretilmiş izlenimini uyandırıyor.
Şirket, aracın ilk uçuş deneyiminin videosunu da YouTube kanalında yayımladı. Videoda aracın garajdan çıktığı ve dikey uçuşa geçerek havada asılı kaldığı görülüyor.
Araç daha sonra kendi etrafında dönerek tekrar yere iniyor.

Koyu renk camları nedeniyle otomobilin iç tasarımının görülmesiyse mümkün olmadı.
Xpeng'in yayımladığı basın açıklamasında ise aracın hem "uçuş hem de karayolu sürüşü için tasarlandığı" ifade edildi.
Pervanelerin katlanır bir sisteme sahip olduğu belirtilen açıklama, şöyle devam etti:
"Kısa mesafede seyahat ihtiyacını karşılamak için tasarlanan X3, trafik sıkışıklığının, çeşitli engeller ve nehirlerin üzerinden uçma kapasitesine sahip."
Independent Türkçe, Futurism, Business Insider



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news