Tesla'nın Çinli rakibinden uçan araba: Sıradışı tasarımıyla ilk uçuş denemesini tamamladı

"Hem uçuş hem de karayolu sürüşü için tasarlandı"

Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)
Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)
TT

Tesla'nın Çinli rakibinden uçan araba: Sıradışı tasarımıyla ilk uçuş denemesini tamamladı

Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)
Şirketin uçan araba birimi Aeroht, 2013'te kuruldu (Aeroht)

Çinli elektrikli otomobil üreticisi Xpeng, drone teknolojisini kullanarak sıradışı bir "uçan araba" üretti.
Elon Musk'ın kurucusu ve CEO'su olduğu elektrikli otomobil fiması Tesla'nın rakibi olarak görülen şirket, X3 adını verdikleri prototipin ilk uçuşunu başarıyla tamamladığını duyurdu.
Otomotiv firmalarının uçan araba prototipleri genellikle aracın kendisinin hafif, uçmasını sağlayan aparatların daha ağır ve büyük olduğu modellerden oluşuyor.
Ancak X3, karayolu için üretilmiş sıradan bir aracın tepesine dev bir drone'un bağlanmasıyla üretilmiş izlenimini uyandırıyor.
Şirket, aracın ilk uçuş deneyiminin videosunu da YouTube kanalında yayımladı. Videoda aracın garajdan çıktığı ve dikey uçuşa geçerek havada asılı kaldığı görülüyor.
Araç daha sonra kendi etrafında dönerek tekrar yere iniyor.

Koyu renk camları nedeniyle otomobilin iç tasarımının görülmesiyse mümkün olmadı.
Xpeng'in yayımladığı basın açıklamasında ise aracın hem "uçuş hem de karayolu sürüşü için tasarlandığı" ifade edildi.
Pervanelerin katlanır bir sisteme sahip olduğu belirtilen açıklama, şöyle devam etti:
"Kısa mesafede seyahat ihtiyacını karşılamak için tasarlanan X3, trafik sıkışıklığının, çeşitli engeller ve nehirlerin üzerinden uçma kapasitesine sahip."
Independent Türkçe, Futurism, Business Insider



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news