Lübnan'da 16 Sünni milletvekili, bir dizi stratejik hedef konusunda uzlaştı

Lübnan: Sünnilerin Cumhurbaşkanlığı seçiminde bölünmesi, rollerini zayıflatıyor.

Lübnan'da 16 Sünni milletvekili, bir dizi stratejik hedef konusunda uzlaştı
TT

Lübnan'da 16 Sünni milletvekili, bir dizi stratejik hedef konusunda uzlaştı

Lübnan'da 16 Sünni milletvekili, bir dizi stratejik hedef konusunda uzlaştı

Lübnan Temsilciler Meclisi’ndeki 27 Sünni milletvekili, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda dört gruba ayrılsa da birçoğu Sünnilerin konumunun kritik hale gelmesiyle üç grup olmaya daha yakın olduklarını dile getirdi. önceki oturumlarda Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Sünni milletvekilleri ortak bir tutum almadı. Sünnilerin, Bağımsızlık Hareketi’nin lideri Mişel Muavvad, Şii (Emel-Hizbullah) ittifakı ve Değişim Güçleri arasında dağıldı.
(Sünni) Müstakbel Hareketi geçtiğimiz yıllarda Lübnan’daki Sünnilerin ana akım temsilcisiydi. Ancak Sünni siyaseti, son parlamento seçimlerinin ardından alt üst oldu.
Sünni milletvekilleri farklı gruplara bölündü ve bazıları, bireysel olarak karar almaya yöneldi. Bu durum, Sünni milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki rolünün de zayıflamasına neden oldu. Müstakbel’in Mişel Avn’ı destekleme kararı, iki buçuk yıl boyunca askıya alınan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Avn’ın zaferine olanak tanırken bu rol, önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirleyiciydi.
6 Sünni milletvekilinden 5’inin yer aldığı ‘Ulusal İtidal Bloğu’ günümüzde Sünnileri temsil eden en büyük meclis grubu olarak kabul ediliyor. Blok üyesi Milletvekili Ahmed el-Hayr, 11 milletvekili arasında koordinasyon ve iş birliği konusunda haftalık toplantılar yapıldığını belirtti. Hayr, “Seçimlerde aynı siyasi tavra, vizyona ve stratejik hedeflere sahip 16-17 Sünni milletvekilinden bahsedebiliriz” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hayr, “Cumhurbaşkanı adaylarıyla ilgili tablo netleştiğinde, bahsettiğimiz 17 Sünni milletvekilinin de ortak tavır alacağından eminiz. Çünkü aramızda mezhep ve ülke yararına iş birliği ve koordinasyon var. Her zaman öncü olan rolümüzü olumlu yönde oynamaya istekliyiz” dedi.
İtidal Bloğu, Sünni milletvekilleri Muhammed Yahya, Muhammed Süleyman, Velid el-Baarini, Ahmed Rüstem ve Ahmed el-Hayr’ı içeriyor. Söz konusu isimler, milletvekilleri İmat el-Hut, Nebil Bedr, Bilal el-Haşimi, Yasin Yasin ve Rami Fanac ile koordineli faaliyet gösteriyor.
Hayr, aynı siyasi yörüngede dönen diğer milletvekillerinden bahsederken İhab Matar Abdulkerim Kabbara, Eşref Rifi, Fuad Mahzumi ve Vaddah es-Sadık’a dikkati çekti.
7 Sünni milletvekili (Taha Naci, Cihad el-Samad, Hasan Murad, Adnan Trablisi, Yanaal es-Sulh, Melhem el-Haciri ve Kasım Haşim), Şii ittifakına yakın kabul ediliyor.
Değişim bloğunun zayıflamasından sonra belirli bir gruba geri dönmeden karar ve pozisyon alan Sünni milletvekillerinden bahsetmek mümkün. Bu milletvekilleri; Halime Kakur, İbrahim Mneymene ve Usame Saad.
Saad, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada siyasi eylemi ulusal temelde gördüğünü vurgulayarak, herhangi bir mezhepsel ittifakı reddettiğini vurguladı. Usame Saad, bu nedenle mezhepsel nitelikteki herhangi bir gruplaşmaya katılmayı kesinlikle reddettiğini belirtti. Saad, bu yüzden milletvekilleri Halime Kakur ve İbrahim Mneymene ile birlikte toplantıyı boykot ettiğini dile getirdi. Lübnan Baş Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan, geçen Eylül ayında ‘Ulusal ve İslami Birliğin Güçlendirilmesi’ başlığı altında toplanma çağrısı yapmıştı.
Milletvekili Vaddah es-Sadık, Sünni sınıfı birleştirme çabalarının varlığını yalanladı. Sadık, diğer milletvekilleriyle mezhepsel aidiyet temelinde değil, vizyon ve siyasi ve ekonomik yönelimler temelinde yakınlaşma noktaları aradığını iddia etti. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Milletvekili, “Değişim Bloğu’nun neredeyse yok olması sonrasında şu anda birçok Değişim milletvekili ve diğer bağımsız milletvekilleriyle görüşüyorum. Sünni bileşen ve Hıristiyan bileşen çeşitlidir. Tüm Sünni milletvekillerinin tek bir gruba mensup olması mümkün değildir” dedi.
 



Lübnan'ın Birleşmiş Milletler misyonu: Patlayıcılar ülkeye gelmeden önce iletişim cihazlarına yerleştirildi

İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)
İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)
TT

Lübnan'ın Birleşmiş Milletler misyonu: Patlayıcılar ülkeye gelmeden önce iletişim cihazlarına yerleştirildi

İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)
İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)

Lübnan'ın BM Daimî Temsilciliği, dün (Perşembe) Güvenlik Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupta, Lübnanlı yetkililer tarafından yapılan ön incelemelerin, bu hafta patlayan iletişim cihazlarının “Lübnan'a gelmeden önce düzenlenmiş olduğunu” gösterdiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre konuyla ilgili bir toplantı öncesinde konseye gönderilen mektupta, “Ön incelemeler, hedef alınan cihazların Lübnan'a varmadan önce profesyonelce düzenlendiğini ve bu cihazlara elektronik mesajlar gönderilerek patlatıldığını göstermiştir” denildi. Misyon, saldırıların planlanması ve gerçekleştirilmesinden İsrail'in sorumlu olduğunu ifade etti.

15 ülkeden oluşan BM Güvenlik Konseyi, bombalamaları görüşmek üzere bugün toplanacak. Hizbullah'ın iletişim araçlarına yönelik saldırılar 37 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3,000 kişinin yaralanmasına yol açtı. Bu durum Lübnan hastanelerinin üzerindeki yükü artırdı ve grubun yeteneklerinin tükenmesine yol açtı.

İsrail saldırılarla ilgili doğrudan yorum yapmadı, ancak bazı güvenlik kaynakları saldırıları İsrail istihbarat servisinin (Mossad) gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi. Mossad'ın yabancı topraklara karmaşık saldırılar düzenleme konusunda uzun bir geçmişi var.