Mısır’da ‘CairoComix’ çizgi roman festivaline ilgi büyük

Festival kapsamında yapılan bir duvar resmi. (CairoComix)
Festival kapsamında yapılan bir duvar resmi. (CairoComix)
TT

Mısır’da ‘CairoComix’ çizgi roman festivaline ilgi büyük

Festival kapsamında yapılan bir duvar resmi. (CairoComix)
Festival kapsamında yapılan bir duvar resmi. (CairoComix)

Mısır’daki Mahmud Muhtar Center’ın avlusu, şaşırtıcı özellikleri, heyecan uyandıran maceraları ve beklenmedik planlarıyla çizgi roman kahramanlarına ev sahipliği yapıyor. Çizgi roman kahramanları ve karakterlerin yaratıcıları yan yana, masalar arasında dolaşan ziyaretçiler ile birlikte çizgi roman sanatının tadını çıkartıyor. Bu yıl yedincisi düzenlenen ‘Uluslararası Kahire Çizgi Roman Festivali/ CairoComix’ 13 Kasım’a kadar devam edecek.
 
CairoComix afişi
Sanatçılar, bu yıl üç gün boyunca sürecek etkinlikte bilim kurgu, macera ve romantizmden oluşan sanatlarını dergiler, broşürler, çizgi film dünyasından çeşitli çizgi roman hikayelerinden derlenmiş posterlerle sergileyecekler.
Ressam ve tasarımcı sanatçı Raşa Ebu’l Meati tarafından sunulan manga dünyasının çizimleri festival kapsamındaki en dikkat çekici eserler arasında. Ebu’l Meati, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada manga dünyasının okul yıllarında çocukluğundan beri ilgisini çektiğini ve bu alana girmeye esas olarak Japonya’daki çizimlerden ilham alarak karar verdiğini belirtti. Meati açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Amacım, şu an katıldığım uluslararası manga çizim yarışmaları için Mısır’ı dünya haritasına yerleştirmek. Festival boyunca, Amerikan kurgusu ile Japon mangasının karşılaştırıldığı ancak süper kahraman fikrinden uzak bilim kurgu içeriği sunan el-Guraba dergisini sunacağım.”

Raşa Ebu’l Meati, çizgi roman kitabını imzaladı.
Raşa ayrıca çizimleri aracılığıyla Mısır sokaklarını ve eski Mısır uygarlığından esinlenen kahramanları gösteren daha yerel bir dünyayı sunduğu ‘The Rocket Selfie/ Roket Özçekim’ dergisini de ziyaretçilerin beğenisine sundu.
Japonların çizgi roman türü manga, dünyanın önde gelen grafik sanatlarından biri olarak kabul ediliyor. Japonya dışında ise Japonlara benzer bir tarzda çizilen çizgi romanları belirtmek için kullanılıyor.

Festivalde sunulan bir çizgi roman.
Sanatçı Meryem Abdullatif, ağırlıklı olarak animasyon alanında çalışıyor. Ancak bu alana ek olarak çizim yapabileceği başka mecralar arıyor. Meryem Abdullatif, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Bu yılki festivalde bir (Flip Book/ titreşimli kitap) kitapçık sundum. Bu fikri uygulamanın zorluğuna rağmen içinde izleyiciye animasyon klipleri izliyormuş hissi veren seri çizimlere yer verdim. Bu kitapçıkları satın almaya yönelik büyük talep beni şaşırttı ve bu beni başaracağım konusunda daha fazla cesaretlendirdi.”

Sanatçı Meryem Abdullatif.
Meryem, çizgi romanlarının kahramanlarında merhum yazar Ahmed Halid Tevfik’in ‘Doğanın Ötesinde’ öykülerinden ilham aldığını belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çalışma ve tasarımlarım sırasında genellikle müzik veya sesli kitap dinlemeyi seviyorum. Sesli kitaplar aracılığıyla Dr. Ahmed Halid Tevfik’in hikaye serisini dinlerken, bu hikaye ve maceraları hayal gücü ve fikirler içeren görsel bir sanata dönüştürmeye karar verdim ve onları çizgi filme çevirdim. Ayrıca bu hikayelerin hayranıydım ve çocukluğumdan beri onları toplamaya ve okumaya hevesliydim.”

Festivale halkın ilgisi oldukça yoğun.
 Meryem, ‘Doğanın Ötesinde’ öykülerinden ilham almasının yanı sıra tasarımcı arkadaşı Şuruk ile animatikte birinci oldukları animasyon filminin kahramanı olan ‘Smoothie for Zoe/ Güler yüzlü hayvan için’ tavuk karakterini de beğeniye sundu. İkili, film festivaline katılarak festival boyunca yarattıkları karakteri, hem yetişkinlerin hem de çocukların ilgisini çeken broşürler, oyunlar ve afişlerle tanıttılar.

Sanatçı Raşa Ebu’l Meati’nin el-Guraba dergisi.
CairoComix’in yalnızca ressam ve tasarımcılardan oluşan uzmanların ilgilendiği sanatsal bir etkinlik olduğuna dair yanlış bir izlenim bulunduğunu doğrulayan Meryem’e göre gerçek şu ki, tasvir edilen karakterler arasında keyifli vakit geçiren ve onlardan istediğini almaya hevesli pek çok izleyiciyi kendisine çekebiliyor.

Mahmud Muhtar Center’daki çizgi roman dünyası.
Uluslararası Kahire Çizgi Roman Festivali çizgi romanın sokak sanatları, animasyon, sinema, video sanatları gibi diğer yaratıcı ortamlara paralel bir sanat etkinliği olarak ön plana çıkıyor. Özellikle Mısır, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da çizgi roman sanatının bağımsız hareketinin gelişimine önemli katkı sağlıyor.



Gazze'deki kadın gazetecilerin hikayeleri

Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze'deki kadın gazetecilerin hikayeleri

Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazeteci Velaa Cenine elindeki sebzeleri pişirmek için odunları tutuşturup bir ateş yaktı. Gazze'de çalıştığı televizyon kanalında canlı yayına çıkmak için acele eden kameramanının seslenmesi üzerine hızla kıyafetlerinin üstündeki tozu silkeledi, gazeteciliği gereği son dakika haberlerini okudu.

Hastaneden çalışıyor

Gazzeli kadın gazetecilerden Velaa, kameranın önünde durmuş, bir yandan aklı ailesiyle meşgul olurken bir gözüyle ateşin üzerinde tenceredeki yemeği izliyor, diğer gözüyle de son haberleri okuyordu. Savaşın başlamasının ardından 10 aydır gazeteci olarak çalıştığını söyleyen Velaa, “Savaşın ilk gününden beri ailemi ziyaret etmedim, yüzlerini tamamen unuttum” dedi.

Geceleri kadın gazetecilere ayrılmış bir çadırda uyuyan Velaa, gündüzleri gününü çalışmalarını takip edebilmeleri için ayrılan başka bir çadırda geçiriyor.

dcefvr
İsrail ordusu Filistinli gazetecileri hedef aldığına ilişkin kendisine yöneltilen suçlamaları reddediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Savaşın en zor kısmının yerinden edilmek olduğunu söyleyen Velaa, “Evimi terk ettim, mahallemden çıkarıldım ve iş yerimden ayrıldım. Yerinden edilmek daha önce hiç yaşamadığım bir deneyimdi. Şimdi bir gün yeniden istikrarlı bir hayatın hayalini kuruyorum. Odamda uyumayı ve sessizliği özledim” ifadelerini kullandı.

Gazetecilik işinin çok stresli olduğunu belirten Velaa, bir yandan profesyonel işlerini sürdürürken diğer yandan kişisel işlerini yürütmek, yemek pişirmek ve su bulmak zorunda olduğunu ifade ederken özellikle regl döneminde mahremiyete ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

dfvbr
Gazze'deki kadın gazetecilerin kalpleri meslek hayatları ile aileleri arasında kalmış durumda (Independent Arabia- Meryem Ebu Dakka)

Gazze'deki tüm kadın gazeteciler, savaşta zor koşullarla karşı karşıyalar. Gazetecileri Koruma Komitesi'ne (CPJ) göre Gazze'deki savaş gazeteciler için ‘şimdiye kadarki en ölümcül’ savaş oldu. Gazze'deki savaş, 21’i kadın 171 gazetecinin kısa bir süre içinde öldürülmesi nedeniyle gazeteciler için ‘en ölümcül’ kayıtlara geçti.

Gazeteci Feryal Abdu, uzun bir su kuyruğunda beklerken zamanını haberleri okuyarak ve hikayesini yazmaya hazırlanarak geçirdi. İnsan hikayelerini aktarmaya çalışan Feryal, ancak gürültü yüzünden işine konsantre olmakta zorlandı.

Su kuyruğunda hikaye oluşturma

Feryal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yemin ederim buna katlanması çok zor. 10 saattir sadece bir şişe su almak için bu kuyrukta bekliyorum. Beklerken hikayelerimi yazmak zorundayım. Gürültü işime odaklanmamı engelliyor. Bu çok stresli ve bana acı veriyor.”

Cep telefonundan hikayesini yazan Feryal, bize gazeteci olarak sahada çalışmakla ihtiyaçlarını karşılamak için kuyrukta beklemek arasında bir çatışma girdabında yaşadığını anlattı. Bu işlerle ilgilenecek bir geçim kaynağının olmaması, Feryal’in omzundaki yükleri daha da ağırlaştırıyor.

xscdvfb
Gazze'deki kadın gazeteciler kötü sağlık ve yaşam koşullarından şikayetçi (Independent Arabia- Meryem Ebu Dakka)

Derin bir iç çekerek tüm kadın gazetecilerin çektiği sıkıntıları özetleyen Feryal, “Düzgün bir yemek yiyebilmenin, mahremiyeti olmayan bir kuyrukta beklemek zorunda kalmadan tuvalete gidebilmenin ve almak için mücadele etmek zorunda kalmadan temiz su içebilmenin hayalini kuruyorum” şeklinde konuştu.

Anne Gazze Şeridi’nin güneyinde çocuğu ise kuzeyinde

Gazeteci Emira el-Guseyin son 10 aydır diğer gazeteci meslektaşlarıyla birlikte yerinden edilmiş durumda. Güvenliğin olmamasının kendilerini çok zorladığını söyleyen Emira, kaçamayan ve kuzeyde kalan ailesi için endişelendiğini söyledi.

Foto muhabiri olarak çalışan Emira, savaştan görüntüler yakalamak için hayatını riske atıyor. Beş kez ölümden dönen Emira, “İnsan hikayelerinin aktarıldığı bir haber için röportaj yaparken yakınlarımda İsrail tarafından bir bombardıman düzenlendi. Şarapnel parçaları bana doğru uçtu. İkinci kez İsrail ordusu beni aradı ve haber yaptığım yeri terk etmemi istedi, ancak reddettim, bu yüzden bulunduğum yeri bastılar. Ölümden kurtuldum, ama ölüm tehlikesi peşimi bırakmadı” diye anlattı.

Emira, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadın gazeteciler için savaş deneyimi, bir yerden diğerine yer değiştirmenin yanı sıra mahremiyetin olmaması ve su, yiyecek ve hatta gazetecilik ekipmanı gibi tüm yaşam gereksinimlerinin eksikliği açısından en zoru. Sivillerin savaşın dehşetini yaşamasından daha sert bir deneyim yok, hele ki bu savaş, gücü elinde bulunduran ve silahlanma yeteneğine sahip olanlar tarafından yürütülen bir imha savaşıysa… Her gün acı çekiyorum. Ben bir insanım ve fotoğrafladığım hikayelere karşı hissettiğim duygular var. Gazeteciliğin yanı sıra bir anne, eş ve kız kardeş olarak yerinden edilme yolculuğum ve gazeteciliğe devam etme kararım sırasında pek çok zorlukla karşılaştım. İsrail ordusunun operasyonlarının kendilerine dayattığı engellere rağmen sahada hayatta kalan çok sayıda kadın gazeteci var.”

Oğlu da bir savaş kurbanı

Şarku’l Avsat’ın Indepent Arabia’dan aktardığı habere göre Şuruk Esed, meslektaşlarıyla birlikte hastanenin acil servisinden haberleri takip ederken oğlunun cenazesiyle karşılaştı. O anları anlatan Şuruk, “Şok geçirdim, ama sadece birkaç günlüğüne çalışmayı bıraktım” dedi.

xcsvfbrg
Kask, yelek ve kamera artık medya çalışanlarını hedef alınmaktan korumuyor (Independent Arabia- Meryem Ebu Dakka)

Şuruk, şöyle devam etti:

“Kadın gazeteciler kötü sağlık ve hayat şartlarından şikayetçiler ve bu durum hiçbir şekilde mahremiyetlerinin olmamasıyla birlikte daha da kötüleşiyor. Sahada çalışan pek çok kadın gazeteci, kaos ve panik ortamında, herhangi bir koruma ya da kişisel hijyen olmaksızın kaldırımlardaki açık çadırlarda uyumak zorunda kalıyor.”

“Kadın gazeteciler aynı zamanda birer aktivisttir”

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, çok sayıda kadının gazetecilik mesleğini seçtiklerini ve savaşın tehlikelerine rağmen bu mesleği icra etmekte ısrar ettiklerini söyledi.

Bunun Filistinli kadınların mücadelesinin ve medya sahnesinde en büyük etkiye sahip olan muazzam rollerinin önemli bir kanıtı olduğunun altının çizen Astal, “Gazetecilik İsrail'de bir suç haline geldi. Gazeteci Selma Kaddumi’nin, üzerinde gazeteci yeleğiyle tankların fotoğrafını çekmeye çalışırken İsrail ordusu tarafından vurulması olayında olduğu gibi kask, yelek ve kamera gibi kişinin gazeteci olduğunu gösteren araçlar artık gazetecileri hedef alınmaktan korunmuyor” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Adrai, İsrail ordusunun gazetecileri hedef aldığı yönündeki suçlamaları reddederek, ‘hava saldırıları ya da askeri hedeflere yönelik operasyonlar sırasında yaralanabilecek ya da ölebilecek olan gazetecilere kasıtlı olarak zarar verilmediğini’ söyledi.