Euphoria'nın yıldızı, çıplak sahnelerini ailesine gönderenlere çıkıştı

"İğrenç ve vicdansızca"

Euphoria'nın ikinci sezonu izlenme rekorları kırmıştı (HBO)
Euphoria'nın ikinci sezonu izlenme rekorları kırmıştı (HBO)
TT

Euphoria'nın yıldızı, çıplak sahnelerini ailesine gönderenlere çıkıştı

Euphoria'nın ikinci sezonu izlenme rekorları kırmıştı (HBO)
Euphoria'nın ikinci sezonu izlenme rekorları kırmıştı (HBO)

HBO'nun sevilen dizisi Euphoria'nın yıldızı Sydney Sweeney çıplak sahnelerinden ekran görüntüsü alıp ailesine gönderenlere sert tepki verdi.
Sweeney, popüler dizide cinsel hayatı ifşa edilen lise öğrencisi Cassie Howard karakterini canlandırıyor.
Dizinin ilk sezonunda çıplak videoları sınıf arkadaşlarının arasında yayılınca okuldaki tüm gözler Cassie'ye dönmüştü.
GQ'ya konuşan Sweeney bazı hayranlarının bu sahnelerin ekran görüntülerini alıp Instagram'a yüklediğini söyledi.
Bazı kişilerin sınırı aştığını belirten Sweeney şöyle devam etti:
"Öyle bir noktaya vardı ki fotoğraflara ailemi etiketlemeye başladılar. Kuzenlerimin buna ihtiyacı yok. Bu tamamen iğrenç ve çok vicdansızca bir hareket."
Ünlü oyuncu, "Herkesin gözünü diktiği, cinselleştirilen bir karakteri canlandırıyorsun. Sonra izleyici de sana aynısını yapıyor" dedi.
Sweeney olumsuz yorumlar yüzünden kendini geri çekmeyeceğini ifade etti:
"Bence bunlar çok saçma. Oyuncuyum, karakterleri oynuyorum. Bunlar bende izleyiciyi daha da sinirlendirecek karakterler canlandırma isteği uyandırıyor. "
Ünlü oyuncu haziranda Variety'ye verdiği röportajda da Cassie'nin çıplak sahnelerinin vücuduyla barışmasına yardımcı olduğunu söylemişti.
Sweeney, temmuzdaki bir diğer söyleşisinde de eleştirilere rağmen çıplak sahnelerde oynamaya devam edeceğini belirtmişti.
Independent Türkçe, Insider, The Hollywood Reporter



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research