Tunus Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi, AB Komisyonu Adalet Komiseri Reynders’le ‘yağmalanan fonları geri alma’ dosyasını ele aldı

Nureddin Tabubi, Tunus makamlarına Avrupa sınırlarını koruyan bir polis haline gelmemek için göçmenlik politikalarını netleştirme çağrısında bulundu. (AFP)
Nureddin Tabubi, Tunus makamlarına Avrupa sınırlarını koruyan bir polis haline gelmemek için göçmenlik politikalarını netleştirme çağrısında bulundu. (AFP)
TT

Tunus Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi, AB Komisyonu Adalet Komiseri Reynders’le ‘yağmalanan fonları geri alma’ dosyasını ele aldı

Nureddin Tabubi, Tunus makamlarına Avrupa sınırlarını koruyan bir polis haline gelmemek için göçmenlik politikalarını netleştirme çağrısında bulundu. (AFP)
Nureddin Tabubi, Tunus makamlarına Avrupa sınırlarını koruyan bir polis haline gelmemek için göçmenlik politikalarını netleştirme çağrısında bulundu. (AFP)

Tunus Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Adalet Komiseri Didier Reynders’le dün akşam Başkent Tunus’ta bir araya geldi. Görüşmenin ana gündemi yağmalanan fon kurtarma dosyasıydı. Reynders’in Tunus ziyareti pazartesi gününe kadar sürecek.
Tunus Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Cerendi AB Komiseri’ne ‘Tunus’un, halkına ait olan yağmalanmış fonların geri alınması ve bu fonların ulusal kalkınma çabalarında kullanılması için ilgili ortaklarıyla işbirliği yapmaya büyük önem verdiğini’ belirtti. Tunus makamlarının, söz konusu fonların geri alınması sürecinin hızlandırılması ve karşılaşılabilecek her türlü zorluğun üstesinden gelinmesi amacıyla, Avrupa tarafı ile işbirliğini sürdürmeye ve artırmaya hazır olduğunu vurguladı.
Avrupa Adalet Komiseri, bu konunun önemini anladığını belirtirken, söz konusu fonların geri alınması sürecinde ilerleme kaydedilmesine yardımcı olmak üzere, Avrupa Birliği içindeki ilgili yapılarla iş birliği yapma ve bu dosyayı çevreleyen çeşitli teknik yönler hakkında danışma ihtiyacını da vurgu yaptı.
Toplantı esnasında, Cerendi ve Reynders, Tunus’taki reform sürecine değindi. Cerendi reform sürecinin ‘Tunusluların gerçek ve kalıcı bir demokrasi inşa etme isteklerine cevap verecek şekilde hukukun üstünlüğünün ve kurumların temellerini sağlamlaştırmayı ve adalet önünde eşitliği sağlamayı’ amaçladığını belirtti. Bu hedefin, Libya, Afrika Sahel bölgesindeki durum ve terörle mücadele çabaları başta olmak üzere mevcut bölgesel ve uluslararası durumdaki gelişmelerin yanı sıra geldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Reynders Kartaca Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Kays Said ile de bir araya geldi. Cumhurbaşkanı “Tunus’taki durumun gerçeği, yurtiçinde ve yurtdışında bazı taraflar tarafından desteklenenin tam tersidir” dedi. Said, Avrupa tarafının “25 Temmuz 2021’de başlatılan yolun, devleti ve vatanı kurtarmak için gerekli olduğunu ve son sözün egemen Tunus halkının olacağını bilmesi gerektiğini’ belirtti.
Cumhurbaşkanı Said, Tunus’un ortaklarından, seçimleri boykot eden ve geçen Temmuz ayında halk oylamasına sunulan yeni anayasayı reddettiğini açıklayan muhalefetle diyalog başlatması kapsamında gelen dış baskılarla yüzleşiyor.
Ancak Said, özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik eleştirileri ve muhalefeti reddediyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, “Suikastlara niyet edenler yurt içinde özgürce dolaşıyorlar, Tunus’tan ayrılıyorlar ve özgürce geri dönüyorlar. Sonra da yanlış ve aldatıcı bir şekilde diktatörlük kurbanı olduklarını iddia ediyorlar” dedi. Açıklamada ayrıca ‘Tunus halkı ülkesini ve devleti korur. Yargı, yasaya saygının uygulanmasında rolünü oynamaları gerekiyor. Zira suikastçıların amacı devleti ve onun kurumlarını devirmek, kamu yararlarını her şekilde ve araçla felç etmektir” ifadelerine de yer verildi.
Cumhurbaşkanı “Koşullar sadece herkesin eşit olduğu adil bir yargı ile düzeltilebilir” ifadelerini kullandı. Kurumların yenilenmesinin ‘kendi başına bir amaç olmadığını, bunun yerine herhangi bir kurumun, yaratıldığı hedeflere ulaşmak için çalışması gerektiğini açıkladı.
Diğer yandan, Nureddin Tabubi liderliğindeki Tunus İşçi Sendikası, yetkililere ‘Tunus’un sadece Avrupa’nın güney sınırlarını koruyan bir polis halinde gelmemesi için’ göçmen politikasını netleştirme çağrısında bulundu.
Tunus’taki insan hakları örgütleri, Avrupa Birliği’nin göç politikalarını ve Schengen bölgesi içinde Tunusluların hareket özgürlüğüne getirilen kısıtlamaları birçok kez eleştirdi.
Göç konularıyla ilgilenen Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu’na göre, bu yıl 16 binden fazla Tunuslu göçmen, Ekim ayının son haftasına kadar deniz yolculuğuyla İtalya kıyılarına ulaştı. Diğer yandan, Tunus donanması, geçtiğimiz Eylül ayının sonuna kadar çeşitli milletlerden 23 binden fazla göçmene engel oldu.



Hızlı Destek Kuvvetleri, Port Sudan'a ilk İHA saldırısını başlattı

Port Sudan Havaalanı (Arşiv - SUNA)
Port Sudan Havaalanı (Arşiv - SUNA)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri, Port Sudan'a ilk İHA saldırısını başlattı

Port Sudan Havaalanı (Arşiv - SUNA)
Port Sudan Havaalanı (Arşiv - SUNA)

Sudan Ordu Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Port Sudan Havaalanı civarındaki bir hava üssüne ve diğer tesislere ilk insansız hava aracı (İHA) saldırısını gerçekleştirdiğini duyurdu.

Reuters’a göre HDK saldırıları ilk kez ülkenin doğusundaki kıyı kentine ulaşmış oldu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Ordu Sözcüsü, HDK'nin bu sabah Osman Dikne Hava Üssü’nü, bir kargo deposunu ve Port Sudan'daki bazı sivil tesisleri bir dizi kamikaze İHA’yla hedef aldığını, ancak can kaybına yol açmadığını bildirdi.

Port Sudan'a yönelik İHA saldırısı, ordu ile HDK arasında iki yıldır devam eden çatışmada büyük bir değişime işaret ediyor. Çok sayıda yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapan doğu bölgeleri bu saldırıdan önce bombardıman yaşamamıştı.

Ordu, söz konusu saldırılara, Port Sudan'daki hayati tesislerin etrafındaki konuşlanmasını güçlendirerek ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ordu karargâhına giden yolları kapatarak karşılık verdi.

Ülkenin ana havalimanına, ordu karargahına ve bir limana ev sahipliği yapan Port Sudan, savaştan zarar görmüş Sudan'ın en güvenli yeri olarak kabul ediliyor.

Batı Kordofan'daki saldırılarda 300 kişi hayatını kaybetti

Sudan Dışişleri Bakanlığı dün, Sudan'ın güneybatısındaki Batı Kordofan eyaletinde yer alan en-Nahud’da HDK tarafından düzenlenen saldırılarda en az 300 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Dışişleri Bakanlığı, Cancavid milislerinin ülkenin farklı bölgelerinde insanlığa karşı suç işlemeye, katliam ve etnik temizlik yapmaya devam ettiğini ve son iki gün içinde Sudan'ın batısındaki Batı Kordofan eyaletinde bulunan en-Nahud’da sivillere karşı yeni bir katliam gerçekleştirdiğini ve bu katliam sırasında etnik gerekçelerle cinayet işlendiğini bildirdi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yayınlanan basın açıklamasında, “Milislerin insani ve ahlaki duygulardan yoksunluğunu yansıtan, kurbanların cesetlerini çiğnemek ve onları yere sermek de dahil olmak üzere korkunç suçları belgelendi” denildi.

Bakanlık, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ve uluslararası aktörlere, milislere, bölgesel sponsorlarına ve tüm dış destekçilerine karşı kayıtsızlığa varan hoşgörüyü terk etmeleri çağrısını yineledi.