Beyoğlu saldırganı, Taksim'de iki kez keşif yaptığını itiraf etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Beyoğlu saldırganı, Taksim'de iki kez keşif yaptığını itiraf etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısını gerçekleştiren terörist Ahlam Albashır, emniyetteki ifadesinde saldırıyı nasıl planlandığını itiraf etti.
Alınan bilgiye göre, İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım'da 6 kişinin öldüğü, 81 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.
Saldırıyı gerçekleştiren Ahlam Albashır, İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki ifadesinde, terör örgütüyle erkek arkadaşı aracılığıyla 2017 yılında tanıştığını belirterek, bir süre sonra izini kaybettiği sevgilisi ile görüşemediğini ancak örgütle bağlantısını devam ettirdiğini anlattı.
Örgüt içerisindeyken temmuz ayında Münbiç'te bölgenin önde gelenlerinden olan ve daha sonra terör örgütü YPG'nin istihbarat biriminden olduğunu öğrendiği "Hasan" isimli kişinin yanına gelerek, "Hacı sana önemli bir görev verecek" dediğini belirten Albashır, "Daha sonra bölgedeki bir çiftlik evinde Hacı ile görüştüm. Burada bana Bilal diye birisiyle Türkiye'ye gideceğimi söyledi. 400 lira ile 2 cep telefonu vererek daha önce hiç tanımadığım ve karı koca rolü yaptığım kişiyle aracılar vasıtasıyla gittiğim İdlib'de buluştum" şeklinde ifade verdi.

Konumla Esenler'e geldiler
Firari şüpheli Bilal Hasan'nın ilk buluştuklarında kendisine Türklerden nefret ettiğini söylediğini öne süren zanlı Albashır, 27 Temmuz'da illegal yollardan Hatay'a, aynı gün ise oradan İstanbul'a geldiklerini anlattı.
İfadesinde, yoldayken nereye gideceğini bilmediğini öne süren Ahlam Albashır, İstanbul'dayken Bilal Hasan'ın telefonuna gelen konumdaki eve gittiklerini, 4 ay boyunca kaldıkları bu ev ile çalışıyor gözüktükleri iş yerinin Ferhat Habeş'e ait olduğunu daha sonra öğrendiğini aktardı.
Albashır, Bilal Hasan'ın bomba yüklü çantayı İdlib'de yanında getirdiğini öne sürdü.

"Keşif amaçlı iki kez Taksim'e gittim"
Albashır, Bilal Hasan ile 4 ay boyunca ev ve iş dışında bir yere gitmediklerini savunarak, son 1 ay içerisinde gözaltına alınan şüphelilerden Yasir K. ile iki kere keşif amacıyla Taksim'e gittiklerini, yaya olarak da İstiklal Caddesi'nde dolaştıklarını itiraf etti.
Saldırı günü Bilal Hasan ve Yasir K. ile yola çıkarak Beyoğlu'na gittiklerini anlatan şüpheli, Bilal Hasan'ın "işim var" diyerek çantayı kendisine verdiğini, çantayı alıp caddede yürüdüğünü ve patlamanın yaşandığı banka oturduğunu söyledi.
Burada beklerken bir ara çanta ve poşeti bankta bırakarak karşıdaki bir mağazanın önüne gittiğini öne süren Ahlam Albashır, o sırada telefonuna, oturduğu sırada kendisinin çekildiği fotoğraf ve videonun geldiğini anlattı. Daha sonra "Hacı" kod adlı örgüt yöneticisinin kendisini arayarak "Çantaların yanına geri dön" dediğini iddia eden Albashır, bunun üzerine tekrar bankta oturduğunu savundu.
Albashır, kendisine yine telefonla "Oradan ayrıl" talimatı gelince de Taksim Meydanı'na doğru yürüdüğünü anlattı.
Şüphelinin ifadesi üzerine, güvenlik kamerası kayıtları ve yapılan detaylı araştırma sonucunda Albashir'in, fotoğraf ve videosunun çekildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirleyen polis, teröristin İstiklal Caddesi'nde oturduğu banktan 41 dakika boyunca hiç kalkmadığını tespit etti.
 



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.