Gürcistan'ın tarihi ahşap camileri ilgi bekliyor

Acara'daki 19. yüzyıldan kalma yaklaşık 50 cami, Osmanlı ve Gürcü mimarisinin izlerini taşıyor

Hokna Camisi'ni 1899'da Laz ustalarla yerli halktan Hasan ve Resul Kecaye inşa etmiş (www.indigenousoutsiders.com)
Hokna Camisi'ni 1899'da Laz ustalarla yerli halktan Hasan ve Resul Kecaye inşa etmiş (www.indigenousoutsiders.com)
TT

Gürcistan'ın tarihi ahşap camileri ilgi bekliyor

Hokna Camisi'ni 1899'da Laz ustalarla yerli halktan Hasan ve Resul Kecaye inşa etmiş (www.indigenousoutsiders.com)
Hokna Camisi'ni 1899'da Laz ustalarla yerli halktan Hasan ve Resul Kecaye inşa etmiş (www.indigenousoutsiders.com)

Gürcistan'a bağlı Acara Özerk Cumhuriyeti'nin Osmanlı hakimiyetine girdiği 1800'lü yıllarda Laz ustaların inşa edip süslediği yaklaşık 50 cami, bazıları Ulusal Öneme Sahip Taşınmaz Kültür Anıtları listesine alınmasına rağmen, yeterli ilgiyi görmüyor.
Batum merkezli bölgenin köylerindeki iki katlı ve ahşap camiler ilk bakışta diğer evlerden pek farklı gözükmüyor. Ancak kapı, pervaz, duvar ve tavanlarındaki işlemeler hem Osmanlı hem de Gürcistan mimari özelliklerini yansıtıyor. Örneğin, birçoğunda Gürcistan kiliselerinde de görülen asma figürü yer alırken, Agara Camisi'nin tavanında Osmanlı bayrağının ay ve yıldızı işlenmiş.
Acara tarihi uzmanı Ruslan Baramidze, bölgenin Rus İmparatorluğu'nun hakimiyetine girmesiyle İslam dinine geçenlerin tekrar Ortodoks Kilisesi'ne geçmeye zorlandığını, 1917'deki Ekim Devrimi sonrasında Sovyetler Birliği'nin egemen olmasıyla camilerin çoğunun işlevini yitirdiğini ve bazılarının depo olarak kullanıldığını belirtiyor.

Acarya'nın en eskilerinden Mekhelekidzibi Camisi'nin 1860'larda inşa edildiği sanılıyor (www.indigenousoutsiders.com)

Acara Müslümanları Dayanışma Topluluğu Koordinatörü Zaza Mikeladze, Eurasianet'e açıklamasında şimdiki durumu şöyle özetledi:
"Bu camilerin çoğunu turizm haritalarındaki gezilecek yerler arasında veya yerel yönetimlerin internet sitelerinde bulamazsınız. Gürcistan'ın bu bölgesiyle ilgili bütün kültürel ve etnografik seyahat rehberlerinin dışında bırakılmışlardır... İslam kültürünün genelde yabancı bir kültür gibi görülmesi bu camilerin kötü durumda olmasının ve ulusal çapta yeterli ilgiyi görmemesinin sebeplerinden biri."
Mikeladze, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Gürcistan'ın 1991'de Ortodoks Hıristiyanlığı da içeren milliyetçilik temelinde bağımsız devlet haline gelmesinin bunda etkili olduğunu sözlerine ekledi.

Beğleti Camisi'ni 1870-1900 arasında Ömer ve Ahmedoğlu adlı Laz ustaların inşa ettiği düşünülüyor (www.indigenousoutsiders.com)

Kanada Carleton Üniversitesi Mimarlık ve Şehircilik Bölümü'nden Yardımcı Doçent Suzanne Harris-Brandts liderliğindeki ekip, Acara'daki tarihi camileri belgelediği internet sitesinde bu tarihi anıtların nüfus seyrelmesi, sekülerleşme ve Türkiye'nin finansman ve malzeme desteğiyle yapılan yeni camilere rağbetin artması nedeniyle terk edildiğini anlatıyor:
"Ücra yerlerdeki bu yapılar Kafkasya'daki çok inançlı kültürün mimari vasiyeti olarak, dünya genelindeki Müslüman deneyimlerindeki çeşitliliği gösteren kendine özgü yöresel cami tasarımını sunmaktadır. Ayrıca bu binalar, hiç şüphe yok ki, Gürcü topraklarına kondurulmuş Osmanlı camileri değil, Osmanlı etkisi altında inşa edilmiş Gürcü camileridir."
Independent Türkçe, Eurasianet, Indigenous Outsiders



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais