Rusya’nın Zaporijya’da bir hastaneyi hedef alması sonucu biri bebek 3 kişi öldü

Kurtarma ekipleri Zaporijya bölgesindeki Volnyansk’ta yıkılmış bir binanın molozunu kaldırıyor (AFP)
Kurtarma ekipleri Zaporijya bölgesindeki Volnyansk’ta yıkılmış bir binanın molozunu kaldırıyor (AFP)
TT

Rusya’nın Zaporijya’da bir hastaneyi hedef alması sonucu biri bebek 3 kişi öldü

Kurtarma ekipleri Zaporijya bölgesindeki Volnyansk’ta yıkılmış bir binanın molozunu kaldırıyor (AFP)
Kurtarma ekipleri Zaporijya bölgesindeki Volnyansk’ta yıkılmış bir binanın molozunu kaldırıyor (AFP)

Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın düzenlediği hava saldırılarında biri bebek olmak üzere en az 3 sivilin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Ukrayna acil servisleri, Rusya’nın dün gece güneydeki Zaporijya bölgesinde bulunan Volnyansk’taki hastanenin doğum servisini hedef alan füzeli saldırısında bir bebeğin öldüğünü açıkladı.
Saldırıda sırasında binada olan bir kadın ve bir doktor ise sağ olarak enkazdan çıkarıldı.
Rusya’nın komşusunu 24 Şubat'ta işgal etmesinden bu yana Ukrayna hastaneleri birçok kez hedef alındı.
Bunların arasında, Rusya tarafından ele geçirilmeden önce haftalarca sert bir kuşatma altında olan liman kenti Mariupol da var.
Geçtiğimiz Mart ayında Mariupo’daki bir hastaneye düzenlenen saldırıda biri çocuk olmak üzere 3 kişi hayatını kaybetmişti.
Harkov Valisi Oleg Sinegubov, yerel saatle 07.40 civarında Kupiansk şehrine düzenlenen saldırıda 9 katlı bir apartman ve bir tıp merkezinin hedef alındığını, 55 yaşında bir kadın ve 68 yaşında bir adamın hayatını kaybettiğini söyledi.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise, Rusya’nın bir kez daha teröre başvurduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu haftanın başlarında yaptığı açıklamada, Rus işgalinin başlamasından bu yana sağlık tesislerine yönelik 700’den fazla saldırı kaydettiğini bildirdi.
WHO Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge gazetecilere verdiği demeçte, “Saldırılar nedeniyle yüzlerce hastane ve sağlık tesisi artık tam olarak faaliyette değil” dedi.
Kluge, Rusya’nın sistematik olarak Ukrayna’nın enerji altyapısını hedef alarak kış mevsiminden önce ciddi hasara uğrattığını ve bunun sağlık sistemi üzerindeki olumsuz yansımalarının şimdiden hissedildiğini söyledi.
Cephe hattından yaklaşık 45 kilometre uzaklıktaki küçük Vilnyansk kasabası, geçtiğimiz hafta Rusya tarafından vuruldu ve 10 kişi hayatını kaybetti.
Kasaba, Moskova’nın bölge üzerinde tam kontrole sahip olmamasına rağmen ilhak ettiğini söylediği Zaporijya’da bulunuyor.
Öte yandan, Ukrayna güvenlik servisleri, başkent Kiev’deki tarihi bir Ortodoks manastırına yapılan baskında Rus yanlısı yayınlara ve yüklü miktarda paralara el koyduklarını ve çok sayıda kişiyi sorguya çektiklerini duyurdu.
Güvenlik güçleri, Rusya ile bağlantılı olduğu şüphesiyle Pechersk Lavra manastırına baskın düzenledi.
Savaş öncesi Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlı olan manastır, Rusya’nın işgali sonrasında Moskova Kilisesi’nden ayrılmıştı.
Kremlin, Kiev’in Rus Kilisesi’ne karşı ‘savaşında’ yeni bir sayfa olduğunu söyleyerek baskınları kınadı.
Diğer yandan İngiltere, Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana ilk kez Ukrayna’ya helikopter göndereceğini açıkladı.
İngiltere Savunma Bakanlığı, Ukrayna’ya verilen ilk helikopter kuvveti kapsamında Ukraynalı asker ve mühendislerden oluşan 10 mürettebatın ülkede 6 haftalık bir eğitim programına tabi tutulduğunu bildirdi.
İngiltere’nin Ukrayna’ya 3 Sea King tipi helikoptere ek olarak ayrıca 10 bin top mermisi sağlayacağı da ifade edildi.
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, “Ukrayna’ya desteğimiz sarsılmaz. Bu ek top mermileri, Ukrayna’nın son haftalarda Rusya’dan geri aldığı toprakları güvence altına almasına yardımcı olacak” ifadelerini kullandı.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”