Filistin ekonomisi yirmi yılda 50 milyar dolar zarar etti

UNCTAD raporu, İsrail tarafından uygulanan kısıtlamaların Batı Şeria'nın kalkınmasını engellediğini gösterdi

Resmi rakamlar, Filistin’in ticaret açığının yarım milyar doları aştığını ortaya koydu (Reuters)
Resmi rakamlar, Filistin’in ticaret açığının yarım milyar doları aştığını ortaya koydu (Reuters)
TT

Filistin ekonomisi yirmi yılda 50 milyar dolar zarar etti

Resmi rakamlar, Filistin’in ticaret açığının yarım milyar doları aştığını ortaya koydu (Reuters)
Resmi rakamlar, Filistin’in ticaret açığının yarım milyar doları aştığını ortaya koydu (Reuters)

Filistin Merkez İstatistik Bürosu tarafından açıklanan rakamlar, ticaret açığında yüzde 46 oranın bir artış olduğunu gösterirken kısa bir süre önce Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan bir rapor, ülke ekonomisinin, İsrail hükümetinin uyguladığı ve Batı Şeria'daki kalkınmayı engelleyen kısıtlamaların bir sonucu olarak, yirmi yılda yaklaşık 50 milyar dolar gibi büyük bir zarara uğradığını ortaya koydu.

İhracat geriledi
Şarku’l Avsat’ın Filistin Merkez İstatistik Bürosu’ndan aktardığı açıklamada, son 12 ay içinde ticaret açığının 584 milyon dolar olarak kaydedildiği, Filistin ihracatının geçtiğimiz Eylül ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 50 azaldığı belirtildi. Açıklamada, ithalat hacminin ise bir önceki aya kıyasla yaklaşık yüzde 14’lük bir düşüşle 712 milyon dolar olarak gerçekleştiği bildirildi.
İki buçuk milyar
UNCTAD tarafından hazırlanan ‘İsrail İşgalinin Filistin Halkına Ekonomik Maliyeti’ başlıklı rapora göre Filistin ekonomisi 2000 ile 2020 yılları arasında işgalci İsrail yetkililerinin Batı Şeria bölgesine uyguladığı kısıtlamalar nedeniyle her yıl 2,5 milyar dolarlık bir kayba uğradı.

Üç katı
Rapor, yıllık kayıpların maliyetinin yalnızca 2020 yılında Batı Şeria'nın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) üç katına ve aynı yıl için Filistin GSYİH'sının 2,5 katından fazlasına eşit olduğuna işaret etti. Batı Şeria’nın yüzde 61'ini kapsayan ‘C bölgesinin’ idare ve güvenliği ise İsrail’e ait ve Batı Şeria’daki tüm yerleşim birimleri bu bölgede yer alıyor. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından, buradaki yerleşim birimlerinin yasa dışı olduğu ve topraklara zorla el konulduğu vurgulanan çok sayıda karar olmasına rağmen bölge İsrail'in kontrolünde. Bölgedeki İsrailli yerleşim birimleri büyümeye ve genişlemeye devam ediyor. Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995 yılında imzalanan ‘İkinci Oslo Anlaşması’ çerçevesinde İsrail bölgeyi kademeli olarak Filistin Yönetimi’ne devredecekti. Ancak bu olmadı ve bölge şuan yaklaşık 400 bin İsrailli yerleşimciye ev sahipliği yapıyor.

Bağışçıların desteği
UNCTAD, Filistin ekonomisinin geliştirilmesi için gereken ekonomik temel ve doğal kaynak sağlayacak ve kötüleşen mali krizin yol açtığı mevcut eğilimi tersine çevirecek olan C Bölgesi'nde İsrail tarafından Filistin'in ekonomik faaliyetlerine uygulanan tüm kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, İsrail işgali sona erene kadar ekonomik ve sosyal krizlerin engellenmesi amacıyla bağışçıları Filistin halkına verilen desteği güçlendirmeye çağırdı.
BM Genel Kurul'a sunulan raporda, Batı Şeria’daki C Bölgesi’nde ve Doğu Kudüs'te işgalin sona erdirilmesi, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistin halkının ekonomisini iki katına çıkarmasını sağlayacak sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının çok önemli olduğu vurgulandı.

Mevcut güç
Rapor, işgalci İsrail yetkililerinin, yüz binlerce İsrailliyi sübvansiyon sağlanan yerleşim birimlerine taşınmaya cesaretlendiren endüstriyel ve tarımsal projelerin başlatılması için yerleşimcilere ve işadamlarına cömert teşviklerde bulunduğunu ve yaşam standartlarının ortalama olarak İsrail bölgelerinden daha yüksek olduğunu belirtti. İşgalci güç, C Bölgesi'nin yüzde 70'ini yerleşim yerlerinin bölgesel meclislerinin sınırları içinde görüyor. Bu da Filistin'in bölgesinin kalkınmasını engelliyor. Batı Şeria’nın birbirine bağlı en büyük bölümünü temsil etmesine ve en verimli tarım arazilerini, en değerli doğal kaynakları içermesine rağmen Filistinlilerin C Bölgesi’nin geri kalan yüzde 30'una erişimi ciddi şekilde kısıtlanmış durumda. İşgalci İsrail tarafından getirilen kısıtlamalar, A, B ve C bölgelerindeki ekonomik faaliyetlerin yanı sıra insanların hareketlerini ve ticaret ürünlerinin akışını kısıtlıyor. Buna bir de İsrail tarafından inşa edilen Ayrım Duvarı, üretim teknolojisi ve girdilerinin ithal edilmesinin yasaklanması, ithalat ürünleri için  zorlu izin süreçleri, bürokratik kontroller, kontrol noktaları, kapılar, toprak setler, bariyerler ve siperler ekleniyor.

Ekonomik kısıtlamalar
Rapor, işgalci yetkililerin yerleşim birimlerinin genişletilmesini kolaylaştırmak için C Bölgesi'ndeki Filistinlilerin ekonomik faaliyetlerine ek kısıtlamalar getirdiğine işaret ederken bu ek olarak kısıtlamaların Batı Şeria'nın GSYİH’sının yaklaşık yüzde 25'ine mal olduğu tahmin edildiğini vurguladı. Yerleşim birimlerinin kazanımlarının geçtiğimiz yıl Filistin GSYİH'sının yüzde 227'sine (yaklaşık 41 milyar dolar) denk olduğu tahmin ediliyor.
Raporda işgal altındaki Filistin topraklarında sürdürülebilir kalkınma ve iki devletli çözüme dayalı yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulması için Filistinlilerin C Bölgesi'ne erişebilmeleri gerektiği belirtildi.



Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian


Mısır ve Katar, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi umuyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
TT

Mısır ve Katar, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi umuyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)

Mısır ve Katar, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının yakında uygulanacağına dair umutlarını dile getirdiler.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı planın ilk aşamasını tamamlamak üzere olduğunu ve ikinci aşamanın yakında başlayacağını umduğunu belirtti.

Abdulati, Mısır'ın Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla insani yardımı daha büyük miktarlarda ve kısıtlama olmaksızın Gazze Şeridi'ne ulaştırmayı umduğunu söyledi. Ülkesinin Gazze'nin yeniden inşası konulu bir konferansın tarihini belirlemek için ABD ile koordinasyon içinde olduğunu açıklayan Abdulati, konferansın Mısır ve ABD'nin eş başkanlığında gerçekleştirileceğini ifade etti.

Güvenlik desteği konusuna da değinen Abdulati, bölgede istikrar ve güvenliği teşvik etme çabalarının bir parçası olarak, Mısır'ın Filistin polisinin eğitimine katılım konusunda Avrupa ülkeleriyle istişareye hazır olduğunu bildirdi.

Katar ise Hamas ve İsrail'in ‘çok yakında’ ikinci aşama görüşmelerine başlamasını umduğunu ifade etti.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, Doha'da düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin önerisiyle ulaşılan ve 10 Ekim'den beri yürürlükte olan Gazze ateşkes anlaşmasına atıfta bulunarak, “İki tarafı mümkün olan en kısa sürede ikinci aşamaya geçmeye zorlamamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Ensari, görüşmelerin Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail kontrolündeki bir bölgede bulunan tünellerde mahsur kalan Hamas savaşçılarının akıbeti gibi çetrefilli konuları da içereceğini kaydetti.