Britanyalı arkeologlar: Antik Mısır'da mumyalamanın amacı aslında cesedi korumak değildi

"Fikirlerimiz 180 derece değişti"

Araştırmacılar, şubat ayında başlayacak sergide konuyla ilgili daha fazla kanıt sunacaklarını söylüyor (Manchester Müzesi)
Araştırmacılar, şubat ayında başlayacak sergide konuyla ilgili daha fazla kanıt sunacaklarını söylüyor (Manchester Müzesi)
TT

Britanyalı arkeologlar: Antik Mısır'da mumyalamanın amacı aslında cesedi korumak değildi

Araştırmacılar, şubat ayında başlayacak sergide konuyla ilgili daha fazla kanıt sunacaklarını söylüyor (Manchester Müzesi)
Araştırmacılar, şubat ayında başlayacak sergide konuyla ilgili daha fazla kanıt sunacaklarını söylüyor (Manchester Müzesi)

Birleşik Krallık'taki Manchester Üniversitesi'nden bilim insanları, 18 Şubat 2023'te halka açılacak bir mumya sergisi hazırlıyor.
Ekibe göre, "Mısır'ın Altın Mumyaları" adlı sergi için bir araya getirilen arkeolojik kalıntılar, mumyalamayla ilgili süregelen bir yanılgıyı da çürütüyor.
Uzun süre boyunca Eski Mısır'da insanların, ölenlerin cesetlerinin çürümesini engellemek ve ölümden sonra bedenlerin korunmasını sağlamak için mumyalamaya başvurduğuna inanıldı.
Öte yandan Manchester Müzesi'nde sergi hazırlıklarına devam eden araştırmacılar, Mısırlıların aslında ölen kişiyi ilahi bir kimliğe büründürmek için bunu yaptığını ileri sürdü.
Araştırmacıların yayımladığı bir açıklamada bu işlemin ölüleri korumakla hiçbir ilgisi olmadığı savunuldu.
Müzenin Mısır ve Sudan küratörü Campbell Price, "Fikirlerimiz 180 derece değişti" ifadelerini kullandı.
Price'a göre mumyalarla ilgili bu yanılgı, Viktorya dönemi araştırmacılarından çıkmıştı. Zira bu kişiler, Mısırlıların tıpkı balık tuzlar gibi ölülerini de tuzladığını düşünüyordu.
Araştırmacı bunu, "Balıkları daha sonra yiyebilmek için tuzlarız. Mısırlıların insan vücuduna yaptıklarının balıklara yapılanla aynı olduğunu varsaydılar" diye açıkladı.
Öte yandan araştırmalar, Antik Mısırlılar'ın mumyalama için kullandığı tuzlu maddenin, yemekleri korumak için kullanılan tuzdan farklı olduğunu ortaya koyuyor.
Natron diye bilinen bu doğal mineral (sodyum karbonat, sodyum bikarbonat, sodyum klorür ve sodyum sülfat karışımı) Nil Nehri yakınlarındaki göl yataklarının çevresinde bol miktarda vardı ve mumyalamada önemli bir bileşendi.
Price, "Natronun tapınak ayinlerinde kullanıldığını ve tanrı heykellerine uygulandığını biliyoruz" dedi:
"Tanrıların heykellerini kirden arındırmak için kullanılıyordu."
Bilim insanı, mumyalarda tespit edilen bir diğer malzemenin de tanrılara hediye niyetine kullanılan tütsü olduğunu belirtti.
Buna göre Eski Mısır'da tütsü için kullanılan "senetjer" kelimesi, aslında "ilahi kılmak" anlamına geliyordu. Tapınaklarda tütsüler yakılıyordu çünkü buralar tanrıların evi olarak görülüyordu.
Price, tütsü reçinelerinin mumyalama sürecinde ceset üzerinde kullanıldığına dikkat çekti:
"Bunu yaptığınızda bedeni ilahi ve tanrısal bir varlığa dönüştürürsünüz. Onu korumak zorunda değilsiniz."
"Günnük ağacına ve mür reçinesine bakın. Bunlar Hıristiyanlığa göre üç bilge adamın armağanları" diyen Price, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski Mısır tarihinde de bunların tanrılar için uygun hediyeler olarak görüldüğünü tespit ettik."
Öte yandan Viktorya dönemi Mısırbilimcileri, insanların ölümden sonraki yaşamda bedenlerine ihtiyaç duyacağına inanıyordu. Bu da mumyalama işleminin bedeni korumak için yapıldığı düşüncesini güçlendirmişti.
Price, "Viktorya dönemi fikirlerinden doğan bir biyomedikal saplantı vardı. Öbür dünyada vücudunuzun eksiksiz olması gerektiğine inanılıyordu" ifadelerini kullandı.
Ancak bilim insanına, burada asıl mesele, bedeni "ilahi bir heykele dönüştürmekti". Mumyalanan kişilerin altın maskelerle ve yüzlerinin idealize edilerek resmedildiği lahitlerde gömülmesi de bundan kaynaklanıyordu.
"Maske, kimliğinizi gizleyen bir şeydir; portre ise kimliğinizi ortaya çıkarır" diyen Price, şöyle devam etti:
"Tüm bu nesneler, levhalar ve maskeler, idealize edilmiş ve ilahi forma dönüştürülmüş bir görüntü veriyor."
 
Independent Türkçe, Livescience, The Weather Channel



OpenAI, ABD ordusuna yapay zeka desteği sunacak

Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)
Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)
TT

OpenAI, ABD ordusuna yapay zeka desteği sunacak

Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)
Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve yüksek teknolojili savunma girişimi Anduril Industries, orduda kullanılmak üzere yapay zeka destekli teknolojiler geliştirmek için işbirliği yapacaklarını duyurdu.

Şirketler çarşamba günü paylaştıkları açıklamada "ABD ve müttefik güçler, hem yeni ortaya çıkan insansız sistemlerle hem de eski insanlı platformlarla hızla gelişerek tahribata yol açabilen, altyapıya zarar verebilen ve can alabilen bir dizi hava tehdidiyle karşı karşıya" yazdı.

Anduril ve OpenAI'ın stratejik işbirliği, ülkenin karşı insansız hava aracı sistemlerini (CUAS) ve bunların ölümcül olma riski taşıyan hava tehditlerini gerçek zamanlı tespit etme, değerlendirme ve bunlara yanıt verme becerileri geliştirmeye odaklanacak.

Şirketler işbirliğini, Çin'le yapay zeka yarışında "kritik bir dönemde" Amerika'nın teknik üstünlüğünü güvence altına almanın bir yolu olduğunu ifade etti. Mali koşulları açıklamadılar.

Ortaklık, dünyanın en değerli yapay zeka şirketiyle yeni savunma girişimlerinin en önde gelen firmalarından biri olan Anduril'i bir araya getiriyor. Şirket, insansız hava araçları, askeri yazılımlar ve yaklaşan insansız hava araçlarını tespit eden sensör kuleleri üretiyor.

OpenAI geçmişte teknolojisinin askeri kullanımını yasaklamış ancak ocakta bazı işbirliklerine izin vermek üzere kurallarını değiştirmişti. OpenAI, The Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada Anduril'le geliştirilen teknolojinin sadece savunma amaçlı uygulamalarda kullanılacağını ve CEO Sam Altman'ın, şirketinin "teknolojinin demokratik değerlere bağlı kalmasını sağlamaya çalıştığını" söyledi.

Anlaşma, teknoloji dünyasında Pentagon'la çalışmaya yönelik ilginin artışına da işaret ediyor. Askeri endüstriyel kompleks, internet ve bilgisayar teknolojilerinin gelişiminde tarih boyunca büyük rol oynamış ve teknoloji devleri, savunma kurumlarıyla büyük bilişim sözleşmeleri imzalamış olsa da Silikon Vadisi'nin önde gelen şirketleri ve yeni girişimleri geçmişte savaş alanı teknolojilerinde orduyla doğrudan çalışma konusunda temkinli davranıyordu.

Bu durum, bir dereceye kadar teknoloji dünyasında tartışmalara yol açmayı sürdürüyor. 2018'de Google çalışanları, Pentagon'un drone videolarındaki kişileri tespit etmesine yardımcı olma girişimi Project Maven'ı çokça eleştirmiş ve teknoloji şirketi sonraki yıl ortaklığa devam etmeyi reddetmişti. Bu yıl, Gazze'de savaş devam ederken şirketin yaptığı bulut sözleşmesini protesto etmek için New York ve Kaliforniya'daki ofislerde oturma eylemi düzenleyen çok sayıda Google çalışanı işten çıkarılmıştı.

Yapay zeka dengeleri değiştirmiş gibi görünüyor.

Kasımda OpenAI'ın rakibi Anthropic, ABD Savunma Bakanlığı'na yapay zeka algoritmaları vermek için Amazon ve Palantir'le ortaklık kuracağını duyurmuştu.

Anlaşmalar muhafazakar siyaset, büyük teknoloji ve askeri teknoloji arasındaki artan bağa da işaret ediyor.

Anduril'in kurucu ortağı Palmer Lucky, teknoloji dünyasında Donald Trump'ın erken ve güçlü bir destekçisiydi ve kendisi Elon Musk'la da yakın.

Musk, OpenAI'ın kurucularından biriydi ancak 2018'de ayrılarak kendine ait bir yapay zeka laboratuvarı kurmuştu. Musk ayrıca Altman'la kamuoyu önünde kavga ederek OpenAI'a dava açmıştı. Donald Trump'ın en etkili ve görünür müttefiklerinden biri haline gelen Musk trilyonlarca dolar devlet harcamasını yönlendirmeyi amaçlayan Kamu Verimliliği Bakanlığı danışma komisyonunu da yürütecek.

Müstakbel başkan yardımcısı JD Vance ise, askeri yapay zeka alanında faaliyet gösteren başka bir şirket olan Palantir'in kurucularından yatırımcı Peter Thiel'in desteklediği isimlerden biri.
Independent Türkçe