Atacama Çölü dünyanın çöplüğüne dönüştü

"Terk edilmiş gibi hissediyoruz"

Çölde çöpe atılan araçların uzunluğu kilometreleri buluyor (AFP)
Çölde çöpe atılan araçların uzunluğu kilometreleri buluyor (AFP)
TT

Atacama Çölü dünyanın çöplüğüne dönüştü

Çölde çöpe atılan araçların uzunluğu kilometreleri buluyor (AFP)
Çölde çöpe atılan araçların uzunluğu kilometreleri buluyor (AFP)

Atık kıyafet tepeleriyle geçen sene haber olan Atacama Çölü bir kez daha gündemde. AFP, "Şili'nin eşsiz Atacama Çölü, dünyanın çöpleriyle kirlendi" başlığını attığı haberi bugün geçti.
Çölde atık giysilerden oluşan tepelerin yanı sıra ayakkabı mezarlığı, sıra sıra dizilen lastikler ve arabalar var.
Ülke uzun süredir ABD, Avrupa ve Asya'daki ikinci el ya da satılmamış ürünler için bir merkez haline büründü. Bu ürünler ya Latin Amerika'da satılıyor ya da sonu çöldeki çöplükler oluyor.
Haber ajansı, Alto Hospicio adlı serbest bölgeye geçen yıl yaklaşık 46 bin tonu aşkın kıyafetin gönderildiğini bildirdi.
Çevre aktivistleri, kimyasallarla dolu bu kıyafetlerin biyolojik parçalanmasının 200 yıl kadar sürebildiğini; toprağı, havayı ve yeraltı sularını kirlettiğini belirtti. Bu yığınlarda ara ara yangınlar da meydana geliyor.
Avuakt ve aktivist Paulin Silva şöyle konuştu:
"Malzeme son derece yanıcı. Yangınlar zehirli. Sorumluları bulmamız gerektiğini düşünüyorum. Atılan nesneler çevreyi ve insan sağlığını tehdit ediyor."
Serbest bölgeden Peru, Bolivya ve Paraguay gibi ülkelere çok sayıda otomobil gönderiliyor. Satılmayan araçlarsa, Atacama Çölü'ndeki mezarlıklara atılıyor. Lastik yığınları da çöle dağılmış durumda.

"Terk edilmiş gibi hissediyoruz"
Atacama'da ayrıca bakır ve lityum madenciliği de yoğun şekilde yapılıyor. Endemic Roots adlı çevreci örgütün başkanı Carmen Serrano, Atacama'nın pek çok kişi tarafından "kaynak çıkarılabilecek veya cepleri doldurabilecek bir yer" olarak görüldüğünü savundu.
Çöl kasabası Alto Hospicio'nun belediye başkanı Patricio Ferreira ise "Artık sadece ülkenin arka bahçesi değil, aynı zamanda dünyanın arka bahçesiyiz. Bu daha da kötü" dedi.
Dünya genelindeki farkındalık ve çevre koruma faaliyetlerindeki eksikliklerinden yakınan Ferreira, şu ifadeler kullandı:
"Terk edilmiş gibi hissediyoruz. Topraklarımız kurban edilmiş gibi geliyor."
Benzersiz ve kırılgan bir ekosisteme sahip Atacama Çölü'nün genişliği 100 bin kilometreye ulaşıyor. Dünyanın en kurak çölü unvanına sahip bölgede yağmur nadiren görülüyor. Bazı yerlerdeyse hiç yağmıyor.
Çölün en kurak yeri Yungay bölgesinde susuzluğa, güneşten gelen radyasyona ve çok az besine uyum sağlayan mikroorganizmalar yaşıyor. Bilim insanları bu yaşam formlarının hem Dünya hem de diğer gezegenlerdeki evrime dair bilgiler barındırabileceğini düşünüyor.
Şili'deki Ekoloji ve Biyolojik Çeşitlilik Enstitüsü'nde görev yapan araştırmacı Pablo Guerrero, bu ekosistemin çok kırılgan olduğunu vurguladı.
Guerrero kirlilik, iklim değişikliği ve insanlar sebebiyle nesli tükendiği düşünülen kaktüs türleri olduğunu belirtti:
"Maalesef bu durum son yıllarda sistematik olarak kötüleşiyor."



Astronotlar bir gün asteroitlerle beslenebilir

Bilim insanları, Bennu asteroidinin büyüklüğü ve karbon içeriği sayesinde besin kaynağı olabileceğini savunuyor (NASA)
Bilim insanları, Bennu asteroidinin büyüklüğü ve karbon içeriği sayesinde besin kaynağı olabileceğini savunuyor (NASA)
TT

Astronotlar bir gün asteroitlerle beslenebilir

Bilim insanları, Bennu asteroidinin büyüklüğü ve karbon içeriği sayesinde besin kaynağı olabileceğini savunuyor (NASA)
Bilim insanları, Bennu asteroidinin büyüklüğü ve karbon içeriği sayesinde besin kaynağı olabileceğini savunuyor (NASA)

Uzayın derinliklerine düzenlenen görevlerde astronotların ihtiyaç duyduğu gıdanın tamamını yanlarında taşıması pek mümkün değil. Yiyecekleri uzay aracında yetiştirmelerine de teknoloji henüz izin vermiyor. 

Bu sorunun üstesinden gelmenin yollarını arayan bilim insanları, halihazırda uzay ortamında bulunan bir kaynağın kullanılabileceğini öne sürüyor: asteroitler.

International Journal of Astrobiology adlı hakemli dergide 3 Ekim'de yayımlanan çalışmada astronotların doğrudan asteroitleri yemesi teklif edilmiyor. 

Daha ziyade, asteroitler kimyasal ve fiziksel süreçlerle parçalanacak ve ortaya çıkan hidrokarbon bileşikleri bakterilere verilecek. Bu organik maddelerle beslenen bakteriler de astronotların gıdası olacak.

Vrije Üniversitesi'nden Dr. Annemiek Waajen, daha önce yaptığı çalışmalarda benzer bir teoriyi test etmişti. Dr. Waajen, yeryüzüne düşen göktaşlarıyla beslediği bakterilerin geliştiğini gözlemlemişti. 

Dr. Waajen'in yer almadığı yeni çalışmadaysa asteroitler gibi yüksek karbon oranına sahip plastiklerle deneyler yürütüldü. 

Araştırmacılar, ABD ordusunun kullandığı kumanya paketlerinin plastiğini piroliz denen bir işlemden geçirerek oksijensiz ortamda ısıttı. Ardından ortaya çıkan karışım karbonla beslenen bakterilere verildi.

Bilim insanları nihayetinde "karamelli yoğurt" gibi bir yiyecek elde etti. Çeşitli testler uygulayarak gıdanın zehirli olmadığını da doğruladılar. 

Bakteri yemek kulağa pek lezzetli gelmeyebilir ancak araştırmacılar elde ettikleri ürünün, insanların ihtiyaç duyduğu besinleri sağlayabileceğini söylüyor. 

Western Ontario Üniversitesi'nden Dr. Joshua Pearce, yazarları arasında yer aldığı çalışma hakkında şöyle diyor: 

Besin analizi yaptık ve neredeyse mükemmel bir gıda olduğu ortaya çıktı. 

Bulguların gerçek asteroitlerle test edilmeye ihtiyacı var. Fakat araştırmacılar bu yöntemin işe yaraması durumunda, yaklaşık 500 metre çapa sahip Bennu gibi bir asteroidin bir yıl boyunca 600 ila 17 bin astronotu besleyebileceğini düşünüyor. Bu sayı, bakterilerin göktaşındaki karbonun ne kadarını tüketebileceğine bağlı. 

Diğer yandan bazı uzmanlar yeni çalışmada öne sürülen yönteme şüpheyle yaklaşıyor. Öncelikle asteroitlerin de plastikler gibi zehir testinden geçmesi gerekiyor. 

Ayrıca asteroit madenciliği yapılması ve uzayda, bakterilerin gıdaya dönüştürüleceği ortamların kurulması gerekiyor. 

Dr. Waajen, fikrin mantıklı geldiğini ancak hayata geçirilmesine daha uzun bir vakit olduğunu söylüyor. 

Yine de yöntemlerini kömür ve Dünya'ya düşen göktaşlarıyla test etmeyi planlayan Dr. Pearce ve ekibi, astronotlara güvenli gıdalar sunabilmeyi umuyor. 

Independent Türkçe, New York Times, New Scientist, International Journal of Astrobiology