Türkiye, ABD'nin çekincelerine rağmen Suriye'deki operasyonlarına devam ediyor

Erdoğan, ‘teröristleri kontrol eden emperyalist çetelere’ sert çıktı.

Kuzey Suriye’deki bir kontrol noktası. (AFP)
Kuzey Suriye’deki bir kontrol noktası. (AFP)
TT

Türkiye, ABD'nin çekincelerine rağmen Suriye'deki operasyonlarına devam ediyor

Kuzey Suriye’deki bir kontrol noktası. (AFP)
Kuzey Suriye’deki bir kontrol noktası. (AFP)

Türkiye, terörü ortadan kaldırmak ve güney sınırlarını korumak için askeri operasyonlarını sürdüreceğini bildirdi. Kuzeydoğu Suriye'deki bir ABD gözlem noktasını hedef aldığı iddialarını ise yalanladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörün ve ‘teröristleri kontrol eden emperyalist çetelerin hükümetini ‘büyük ve güçlü’ bir Türkiye inşa etme yolundan saptıramayacağını vurguladı.
Erdoğan, cuma günü İstanbul'da başlayan 'Türkiye Girişimci Buluşması ve 9. Girişimcilik Ödülleri Töreni'ne gönderdiği video mesajında, "Büyük ve güçlü bir Türkiye inşa etmek için mücadelemize kararlılıkla ve durmadan devam edeceğiz" açıklamasında bulundu. Erdoğan, Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı bir başka konuşmada da Suriye içinde bir güvenlik bölgesi oluşturulmasında kararlı olduklarını şu sözlerle vurguladı:
"Sınırlarımızın dışında kurduğumuz güvenlik kuşağı ile milyonlarca masum kadın ve çocuğun haklarını savunuyoruz. En kısa sürede bu kuşağı batıdan doğuya tüm sınırlarımız boyunca tamamlayacağız."
Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Türk kuvvetlerinin ABD'ye ait bir gözlem noktasını bombaladığına ilişkin iddiaları da yalanladı:
"Koalisyon güçlerine veya sivillere zarar vermemiz hiçbir şekilde mümkün değildir. Tek hedefimiz teröristlerdir. Nerede terörist varsa orası hedefimizdir. Sivillere ve çevreye zarar vermemek en önemli ilkemizdir."
Diğer yandan bölgeden gelen haberler, Türk droneları ile salı ünü Haseke'deki Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) mevzilerine operasyon düzenlendiği yönünde.
Washington perşembe günü, kuzey Suriye'deki Türk operayonlarının durdurulması çağrısında bulundu. Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder, ‘Türk kuvvetlerinin Amerikan kuvvetlerinin konuşlandığı SDG bölgelerini hedef alması nedeniyle Suriye'deki Amerikan askerlerinin güvenliğini tehdit ettiği’ iddiasında bulundu. Ryder, Pentagon'un Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ta ve Türkiye'de tansiyonun yükselmesinden duyduğu endişeyi şu sözlerle dile getirdi:
"Gerginliğin artması Uluslararası Koalisyon’un terör örgütü DEAŞ'ı zayıflatmak ve yenmek için yıllardır kaydettiği ilerlemeyi tehdit ediyor. Türk hava operasyonları Suriye'de yerel ortaklarla çalışan Amerikan askerlerinin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturuyor. Ateşkesin devamını sağlamak için Türkiye ve yerel ortaklarımızla iletişimimizi sürdüreceğiz.”
ABD'nin kuzeydoğu Suriye Özel Temsilcisi Nicholas Granger da Washington'ın Türkiye'ye askeri operasyon başlatmasına olumlu baktığı iddialarını yalanladı. "Ankara, büyükelçimiz aracılığıyla askeri operasyona karşı güçlü muhalefetimiz hakkında bilgilendirildi. Askeri operasyonların DAEŞ ile mücadele çabalarını baltaladığı ve bölgedeki istikrarı tehdit ettiği görüşündeyiz.”
ABD, özellikle kuzeydoğu Suriye'de konuşlanmış yaklaşık 900 asker bulunduruyor. DAEŞ'in kalan son gruplarıyla savaşmak için SDG güçleriyle birlikte çalışıyor.
Pençe-Kılı Operasyonu
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar cuma günkü açıklamalarında da geçen pazar şafak vakti başlatılan Pençe-Kılıç Operasyonu’nun SDG ve PKK mevzilerine yönelik geniş çaplı bir hava operasyonuyla başarılı bir şekilde devam ettiğini bildirdi. Akar, karadan ve havadan saldırılar ile harekatın devam ettiğini, harekatın başlangıcından bu yana 326 teröristin etkisiz hale getirildiğini ifade etti.
Akar, perşembe günü Rus mevkidaşı Sergey Şoygu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, başta kuzey Suriye'deki gelişmeler olmak üzere birçok konuyu ele aldı. Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Akar'ın Suriye'nin kuzeyi ile ilgili olarak bölgede istikrarı bozmaya yönelik provokasyon ve saldırılara, sivil alanları ve Türk vatandaşlarını hedef alan eylemlere yanıt vermeye devam ettiği vurgulandı.
Türkiye, Rusya'yı 2019'da Soçi'de imzalanan ve Rusya'nın sınır dışı etmeyi taahhüt ettiği SDG bölgelerine yönelik Barış Pınarı askeri operasyonunu durdurduğu mutabakat zaptı kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladı.
Rusya'nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiev perşembe günü yaptığı açıklamada, Rusya'nın Türkiye ile imzalanan ve Kürt birliklerinin herhangi bir müdahalede bulunmamasını öngören anlaşmalar ve mutabakatlar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için elinden gelen her şeyi yaptığını vurguladı. Kürt birliklerinin Türkiye'ye karşı provokatif eylemlerde bulunmamaları ve tamamının Türkiye sınırının 30 kilometre güneyindeki alandan püskürtülmeleri gerektiğini belirten Lavrentiev şunları söyledi:
"Kürt birliklerini tasfiye etmeye yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu özel durumda Rusya'nın yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylemek yanlış olur. Türkiye'nin Halep-Lazkiye Otoyolu (M-4) arkasında yasaklı Tahrir eş-Şam ve Suriye Milli Ordusu gibi silahlı grupların geri çekilmesini içeren yükümlülükleri de var. Ancak Türk tarafı henüz bu taahhütlerini yerine getirememiştir. Ayrıca, Türkiye'nin de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğini umuyoruz."
Muhalif guruplar cuma günü Haseke'nin kuzeybatı kırsalındaki Ebu Raseyn kırsalındaki Dada Abdel ve Bubi köyleri bölgesini hedef aldı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) perşembe günü, Haseke kırsalındaki El-Cevadiyye kasabasındaki Ali Ağa köyünde iki sivilin yaralandığını kaydetti. Gözlemevi, Ebu Raseyn ve Tel kasabalarının kırsalındaki Tel Munah ve Kinher köylerinde Ulusal Ordu gruplarının noktalarından birine SDG birimleri tarafından bir sızma operasyonu gerçekleştirildiğini bildirdi. İki taraf arasında çatışmaların yaşandığı Haseke'nin kuzeybatısındaki Tamir'de muhalif grupların ağır darbe aldığı kaydedildi.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.