Guy Savoy, 5 yıldır dünyanın en iyi restoranı olarak ‘La List’ tahtında

Japonya, ilk 1000 listesinde en fazla restoran sayısına sahip ülke konumunda.

Fransız Şef Guy Savoy.
Fransız Şef Guy Savoy.
TT

Guy Savoy, 5 yıldır dünyanın en iyi restoranı olarak ‘La List’ tahtında

Fransız Şef Guy Savoy.
Fransız Şef Guy Savoy.

Fransız ‘La List’ yarışmasında ‘dünyanın en iyi restoranı’ ödülünü Fransız Guy Savoy kazanırken, İsveç restoranı ‘Frantez’ ikinci oldu. İlk kez İskandinavya’dan bir restoran ikinci sırayı diğer uluslararası restoranlarla eşit olarak paylaştı. Paris’in ‘La Money de Paris’ binasında AFP’ye konuşan, dünyanın en iyi restoranlarını turist rehberlerine ve en önemli restoranlarda yer alan kritik notlara göre seçen La List Genel Müdürü Elaine Beatrini’ye göre İsveç, söz konusu yarışmanın sıralamalarında hiçbir zaman üst sıralarda yer almadı.
Şef ve eski futbolcu Bjorn Frantsen’e ait olan Frantsen restoranı, Michelin rehberinden üç yıldız almıştı.
Fransız şef Guy Savoy’un restoranı, 200 ülkede 30 bin restoranın koşullarını inceleyen ve Fransa, Çin, Kore ve Japonya’da üne sahip La List’in yayınlanmasından bu yana tek başına veya diğerleriyle aynı sırada yer alarak beşinci kez birinci oldu.
La List’in kurucu ortağı Jörg Zybrik, AFP’ye verdiği demeçte New York Times gazetesinin sınıflandırmasını da referans olarak göstererek, Guy Savoy’un Fransa’da tanındığını ve ülkenin dışındaki tüm Fransızlar ve ünlüler tarafından takdir edildiği belirtti.
La List’in 2022 yılı içindeki beşinci oturumu, uluslar arası gıda uzmanları ve eleştirmenlerin oylamasıyla düzenlendi.
Dikkat çekici bir şekilde Guy Savoy, üst üste beşince kez dünyanın en iyi restoranı seçildi. Bu yıl 100 üzerinden 99.50 puan alarak tartışmasız birinci oldu. İkiinciliği 100 üzerinden 99’ar puan alan Vague D’or by Arnaud Dockele, L’arpege by Alain Passard, Aurberge du Vieux, Puits by Gilles, Martin Berasategui gibi birden fazla restoran paylaştı. İspanya’nın en iyi restoranı Frank Giovanni tarafından işletilen Lotel de la Ville, New York’un en iyi restoranı Eric Ripert tarafından işletilen Le Bernardin, Almanya’nın Baiersbronn kentindeki Schwarzwaldstuve da Almanya’nın en iyi restoranı, İsveç’ta ise Björn Frantzino’nun Stockholm’deki Frantzen de en iyi restoran oldu.
İlk 1000 listesinde bu yıl en çok restoran 143 restoranla Japonya’da yer alırken onu 139 restoranla Çin, 111 restoranla ABD ve 109 restoranla da Fransa izledi.
Bu yıl verilen özel ödüller arasında ‘Yeni Yetenek Ödülü’nü kazananlar arasında, Florent Petravalli, La Mirande, Avingon, Melanie Seri, Louis Finn gibi birçok Fransız yer aldı.
Diego Alari, her gün iki milyondan fazla abone tarafından takip edilen Tik Tok hesabı ile ‘Dijital İnvasyon Ödülü’nün sahibi oldu. Maison Aribet de ‘Etik ve Çevresel Sorumluluk Ödülü’ne layık görüldü. Daniel et Denise ‘Özgünlük ve Zanaatkarlık Ödülü’nü alırken Marsilya yeni yemek destinasyonu olarak seçildi.
Ayrıca Dayanışma Ödülü’ne de layık görülen, adını şef Santi Santamaria’dan alan Universo Santi, engelli gençlerin yemek yapma ve gıda sektöründe çalışmayı öğrendiği benzersiz bir İspanyol restoranı okulu olarak ön plana çıktı.



3 il 'en lezzetli ciğer kebabı'nı yaptıkları iddiasında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

3 il 'en lezzetli ciğer kebabı'nı yaptıkları iddiasında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Her 3 ilde de lokantacılar, ustalar ve sivil toplum kuruluşları, günün her saatinde tüketilen, yerli ve yabancı turistlerin de rağbet gösterdiği ciğer kebabının "en lezzetlisi"nin kendi illerinde yapıldığı görüşünde.
"Urfa ciğer kebabı" 12 Ocak 2018'de, "Diyarbakır ciğer kebabı" ise 31 Mayıs 2022'de Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillendi.
Şanlıurfa ve Adana'da küçük, Diyarbakır'da ise iri doğranan ciğerle kebap hazırlanıyor.

Diyarbakır
Diyarbakır'da kuzu ciğeri, kırmızı toz biber, tuz, kurutulmuş kekik ve dövülmüş sumakla marine edilerek, bir ciğer, bir kuyruk yağı, iki ciğer, bir kuyruk yağı ve bir ciğer şeklinde şişe dizilerek ateşte pişiriliyor.
İşletmeci Kemal Tarhan, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, baba mesleği olan ciğer kebabı işini 45 yıldır sürdürdüklerini söyledi.
Daha önce seyyar tezgahta hazırladıkları kebap hazırlama işini geliştirdiklerini ve şu an 3 şubelerinin bulunduğunu ifade eden Tarhan, saat 06.00'da başladıkları işi gece 03.00'e kadar sürdürdüklerini belirtti.
Ciğer kebabı konusunda özellikle Şanlıurfa ile rekabet halinde olduklarını anlatan Tarhan, "Ciğer kebabı, artık Diyarbakır'ındır, tescillendi. Artık hiçbir il bizim ciğere sahip çıkamayacak" dedi.

Fotoğraf: AA

Ciğer kebabının tescillenmesinin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Tarhan, herkesi Diyarbakır'da ciğer kebabı yemeye davet etti.
Tarhan, "Kebabı, 4 adet ciğer, 2 adet kuyruk yağı şişe takılacak şekilde hazırlıyoruz. Gelen müşteriler de 'Birçok yerde ciğer yedik ama hiçbiri Diyarbakır ciğerinin yerini tutmuyor.' diyorlar. Ciğer kebabının geçmişi Diyarbakır'da daha eskidir" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya da yaptıkları başvuruyla Türk Patent ve Marka Kurumunca ciğer kebabının tescillendiğini, kentte 300'ü aşkın işletmede aynı tat ve şekilde kebabın hazırlandığını söyledi.

Türkiye'nin birçok kentinde aynı özellikte Diyarbakır ciğer kebabını yapan işletmelerin bulunduğunu anlatan Kaya, Diyarbakır ciğer kebabının kendine özgü yapısıyla tescillenmiş bir ürün olduğunu dile getirdi.
Kaya, şöyle devam etti:
"Diğer illerde de var ama ciğerin yapım şekilleri var. Onlar da tescilliyorlar. Her ilin kendi yapım özelliğiyle tescilleniyor ama ulusal ve uluslararası kullanımına baktığınızda daha çok Diyarbakır ciğer kebabının yapıldığını görürsünüz çünkü Diyarbakır ciğer kebabı geçmişten gelen bir özelliğe sahip. Diyarbakır'da ciğerle ilgili bir yemek kültürü var. Şimdi böyle bir durumda başka illerin sahiplenmesini Diyarbakır öyle çok dikkate almıyor çünkü 'Zaten ben ciğerle yaşayan bir kenttim.' diyor. Ciğerin en fazla tüketildiği kent, yine Diyarbakır'dır. Diyarbakır olarak biz kendimize güveniyoruz."

Adana
Adana'nın tarihi Kazancılar Çarşısı'ndaki "Ciğerciler Sokağı"nda kurulan tezgahlarda, sabah saatlerinden itibaren dumanların yükseldiğini ve güzel kokuların yayıldığını gören müşteriler bol baharatlı ciğer kebabı yiyor.
Yaklaşık 25 yıldır tarihi Kazancılar Çarşısı'nda ciğer ustası Musa Akar, ciğer kebabı işinin kendisinde ve ailesinde bir tutku olduğunu belirtti.

Fotoğraf: AA
Akar, "Bence, ciğer kebabı bize özgü ve bizimki daha iyi, Diyarbakır olsun, Şanlıurfa olsun oralardan müşterilerimiz geliyor, memnun kalıp gidiyorlar ve 'Sizin ciğeriniz daha güzelmiş.' diyorlar" ifadelerini kullandı.
Esnaf Ömer Yıldırım ise tarihi Kazancılar Çarşısı'nda ciğer kebabı yemenin daha lezzetli olduğunu, yurt içi ve dışından birçok müşterilerinin olduğunu kaydetti.
Ciğer kebabını şişlerde, yanında soğanı, tablacı salatası, acılı ezmesi ve Adana'ya özgü acılı şalgamla servis ettiklerini anlatan Yıldırım, "Diyarbakır'ın kendine özgü bir ciğeri var, tikeleri daha büyük, bizimki daha küçük ama baharatlı ve lezzetli yapıyoruz" ifadelerini kullandı. 
Müşterilerden Ahmet Buğur da ciğer kebabının vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyledi.
Buğur, "Buranın atmosferinden midir, havasından mıdır, burada yediğimiz ciğerin tadını başka yerde alamıyoruz. Şanlıurfa'da da yedim başka yerlerde de yedim ama özellikle Kazancılar'ın atmosferinde yediğim lezzeti alamadım" diye konuştu.

Şanlıurfa
Şanlıurfa ile Diyarbakır arasında uzun yıllardır süren ciğer kebabı rekabeti, Diyarbakır ciğerinin de tescillenmesiyle arttı.
Şanlıurfa Lokantacılar, Köfteci ve Tatlıcılar Odası Başkanı Mehmet Şakak, Şanlıurfa'da ciğer kebabının sabahtan akşama kadar tüketildiğini söyledi.
Şanlıurfa ciğer kebabının dürüm şeklinde ve kente özgü biberle servis edildiğini dile getiren Şakak, şöyle konuştu:
"Şanlıurfa'da ciğer kebabı kuzu ciğerinden taze olarak yapılır ve taze olarak tüketilir. Başka kentlerde ciğer derin dondurucularda 1 gün bekletildikten sonra tüketilir, böyle olunca da lezzetli olmuyor. Şanlıurfa ciğeri ile Diyarbakır ciğerinin lezzeti farklıdır. Diyarbakır'da son yıllarda ciğer kebabı duyulmaya başlandı ama ciğerin anavatanı Şanlıurfa'dır. Ciğerimiz Şanlıurfa biberiyle tüketilir ve ne kadar acı olursa olsun insanı rahatsız etmez."
Ciğer kebabı ustası Bekir Yüksekyayla ise Şanlıurfa'da ciğerin yüzyıllardır tüketildiğini söyledi.
Yüksekyayla, "Şanlıurfalıların milli yiyeceği ciğer sabah kahvaltısında başlar geceye kadar devam eder" diye konuştu.

Fotoğraf: AA

Ciğerin en zahmetlisinin, en lezzetlisi olduğunu belirten Yüksekyayla, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Küçük doğranan ciğer ile büyük doğranan ciğer bir olur mu? Biz ciğeri küçük doğruyoruz ve böylelikle daha lezzetli oluyor. Büyük doğranan ciğerin dışı pişer, içi pişmez ama küçük doğranan ciğerin içi dışı bir pişer. Şanlıurfa'nın ciğer kültürüyle Diyarbakır'ın ciğer kültürü farklıdır. Diyarbakır'ın 3-4 şişi, bizim ise 11-12 şişimiz 1 porsiyondur."
Şanlıurfa ciğerine Şanlıurfa isotunun da lezzet kattığını dile getiren Yüksekyayla, "Sev biberi, ye ciğeri. Türkiye'deki yemek yazarlarını, jüri üyelerini ve sanatçılarımızı Şanlıurfa'ya davet ediyorum, gelip karar versinler. Ciğer kebabımıza güveniyoruz" dedi.
Vatandaşlardan Nihat Dirlik de Diyarbakırlı olduğunu belirterek, Diyarbakır ciğer kebabına göre Şanlıurfa'nın kebabının daha güzel olduğunu savundu.
Hatay'dan Şanlıurfa'ya gelen Bülent Öz ise Şanlıurfa ciğerinin çok lezzetli olduğunu söyledi.
Suat Dirlik de birçok kenti gezdiğini ve ciğer yediğini belirterek, "Kimse demesin ciğer Diyarbakır veya başka bir ilindir, ciğer Şanlıurfa'nındır. Ciğerin merkezi Şanlıurfa'dır" ifadelerini kullandı.