Büyük Kıtlık’tan 90 yıl sonra Ukraynalılar: Yeni bir soykırım yaşıyoruz

Ukraynalılar, Kiev’de Holodomor kurbanlarını anıyor (Reuters)
Ukraynalılar, Kiev’de Holodomor kurbanlarını anıyor (Reuters)
TT

Büyük Kıtlık’tan 90 yıl sonra Ukraynalılar: Yeni bir soykırım yaşıyoruz

Ukraynalılar, Kiev’de Holodomor kurbanlarını anıyor (Reuters)
Ukraynalılar, Kiev’de Holodomor kurbanlarını anıyor (Reuters)

Ukrayna’da 90 yıl önce, Joseph Stalin rejiminin neden olduğu, ülkedeki birçok kişinin soykırım olarak gördüğü büyük kıtlıkta milyonlar can verdi. Bugün, Rus işgali ve dökülen kanla birlikte, birçoğu tarihin tekerrür ettiğini düşünüyor.
Kiev’in merkezindeki Holodomor (Ukrayna ve Rusya’nın Kuban bölgesinde suni olarak yaratılan kıtlık sebebiyle yaklaşık olarak 8 milyon insanın öldüğü olaylara verilen ad) anma merkezi  çok sayıda Ortodoks rahip, kıtlık kurbanları için düzenlenen dini tören için bir araya geldi.
Etkinlik, sıfırın altındaki soğuğa rağmen açık havada gerçekleştirildi.
Törene katılan emekli Gana Pertchuk, “1930’larda yaşananlar soykırımdı, şimdi olanlar da soykırımdır. Benzerlik çok açık” dedi.
93 yaşındaki Başpiskopos Filaret, törene başlamadan önce göğsüne birkaç buğday sapını bastırmış bir deri bir kemik kalmış kız heykelinin olduğu anıta kırmızı karanfillerden bir çelenk koydu.
Filaret, “Kıtlıkta hayatını kaybedenler için dua ediyoruz. Holodomor, kötü bir hasadın sonucu değil, Ukrayna halkının hedeflenen imhasının bir sonucuydu” diye konuştu.
Ukrayna, zengin kara toprağının bir ürünü olan bol miktarda buğday mahsulüyle ‘Avrupa’nın ekmek sepeti’ olarak biliniyor. Ancak Sovyet yönetimi altında, 1932-1933 kıtlığı sırasında dört ila sekiz milyon vatandaşını kaybetti. Bazı araştırmacılar bu rakamın daha fazla olduğuna inanıyor.
Bazı tarihçiler, kıtlığın bir bağımsızlık hareketini bastırmak için Stalin tarafından planlandığını ve şiddetlendirildiğini iddia ederken, bazıları da bunun hızlı Sovyet sanayileşmesinin ve tarımın kolektifleştirilmesinin bir sonucu olduğunu öne sürüyor.
Kiev ve birkaç Batılı ülke, bu trajediyi resmi olarak bir soykırım olarak görüyor, ancak Moskova bunu şiddetle reddediyor.
Pertchuk, birçok Ukraynalı gibi aile üyelerinden ‘yamyamlık olayları’ içeren korku dolu hikayeler dinlediğini söyleyerek, “Kayınvalidem henüz çocukken açlıktan deliye dönen komşuları tarafından ‘yenmesin’ diye ailesi tarafından Kiev bölgesindeki bir köyde saklanmış” dedi.
61 yaşındaki eski hemşire gözlerinden yaşlar akarak, “Bu korkuyu bir hayal edin. Kötülüğe karşı bir zafer olacak, zaferimiz için dua edin” diye ekledi.
38 yaşındaki rahip Oleksandr Shmurygin ise AFP’ye şunları söyledi;
“Yapay bir soykırım ve kıtlıktı. Şimdi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı bu büyük savaşını yaşadığımızda, tarihin tekerrür ettiğini görüyoruz. Ukraynalıları açlıkla yok ettikten sonra, bugün bizi de ağır silahlarla şehirleri ve enerji altyapılarını bombalayarak yok ediyorlar.”
Savaşın bıraktığı askeri gerilemelerin bir sonucu olarak Rusya, Ekim ayından bu yana Ukrayna tesislerini ve altyapısını hedef alarak, ülkede kışın başlamasıyla birlikte milyonlarca Ukraynalıyı elektrik, ısıtma ve sudan mahrum bırakıyor.
Cuma akşamı yaklaşık 600 bin evin elektriği kesildi ve başkent Kiev hava saldırılarından en çok etkilenen bölgelerden biri oldu.
Kıtlığın kurbanlarını anmak için toplananlar arasında Ukrayna için telafi edilemez kayıptan bahseden avukat Andryi Savchuk da vardı.
Savchuk, “Stalin rejimi baskıcı devlet, Ukrayna’yı bir ulus olarak yok etmek istedi. Bugün görüyoruz ki, Stalin’in çabaları Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından sürdürülüyor. O dönemde Ukraynalıları kıtlık yoluyla yok etmek istiyorlardı. Bugün bizi ağır silahlarla yok ediyorlar” şeklinde konuştu.
Ancak Savchuk, Ukraynalıların 1930’larda yaptıkları gibi bugün de Moskova’ya karşı direneceklerini söyleyerek, “Sarsılmaz bir irademiz ve güvenimiz var ve tüm dünya yanımızda” ifadelerini kullandı.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.