Scholz: Rusya yönetiminin uluslararası hukuku acımasızca ihlal etmesi acı verici

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)
TT

Scholz: Rusya yönetiminin uluslararası hukuku acımasızca ihlal etmesi acı verici

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna'ya savaş açan Rusya'nın uluslararası hukuku acımasızca ihlal etmesinin acı verici olduğunu söyledi.
Scholz, Focus dergisine yaptığı açıklamada, "Savaş Avrupa'ya geri döndü. Komşusundan (Ukrayna) toprak koparmak isteyen Rusya yönetiminin uluslararası hukuku acımasızca ihlal etmesi acı vericidir." ifadelerini kullandı.
Avrupa'da ülkelerin birbirleriyle şiddetle savaştığı dönemlerde olduğu gibi, Rusya'nın, topraklarını zorla genişletmeye çalıştığını belirten Scholz, savaş ve emperyalizmin Avrupa'ya geri döndüğünü belirtti.
Ukrayna'daki savaşın Moskova'nın planladığından çok farklı olduğuna dikkati çeken Scholz, "Bir noktada, Rusya'nın da bu vahim durumdan bir çıkış yolu arayacağı zaman gelmelidir. Askerlerin geri çekilmesi merkezi önem taşımaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Scholz, Ukrayna'daki savaşın tüm uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini vurgulayarak, "Bu savaştan (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin sorumludur. Orada inanılmaz derecede acımasız savaş suçları işlendi. Suçların aydınlatılmasına, sorumluların tespit edilmesine ve hesap vermelerinin sağlanmasına yardımcı olacağız." dedi.

Scholz, çifte vatandaşlık yasasını övdü
Almanya Başbakanı, ayrıca haftalık videolu mesajında çıkarılması planlanan çifte vatandaşlık yasasına övgüde bulundu.
Scholz, Almanya'nın birçok kişi için umut ülkesi haline geldiğini ifade ederek, "Almanya'ya gelen kadınlar, erkekler ve bazen de çocuklar, ekonomimizin bugünkü kadar güçlü olmasına büyük katkıda bulundular." dedi.
Birçok göçmen kökenlinin Almanya'daki işlerin iyi gitmesine katkıda bulunduğuna işaret eden Scholz, "Bazıları çok uzun zamandır burada yaşıyor ve çocukları, torunları var. İşte bu nedenle, uzun süredir bizimle yaşayanların da Alman vatandaşlığına geçmeye karar vermeleri çok iyi bir şey." ifadelerini kullandı.
Hamburg Belediye Başkanı olduğu dönemde vatandaşlığa kabul törenlerine katılmasının kendisi için her zaman çok dokunaklı olduğunu kaydeden Alman Şansölye, "Birçoğu aileleri ve arkadaşlarıyla en iyi takım elbiselerini ve kıyafetlerini giymiş olarak geliyorlar ve vatandaşlığımızı almaktan çok etkileniyorlar. Almanya'nın tüm bu kadın ve erkeklerin vatandaşlığa kabulü için daha iyi düzenlemelere ihtiyacı var." şeklinde konuştu.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.