İran’da protestolar grevler eşliğinde sürüyor

İran parlamentosunda göstericilere karşı gerçek mermi kullanımına yönelik eleştiri

Tahran’daki Hoca Nasreddin Tusi Üniversitesi öğrencilerinin protestolarından (İran Öğrenci Sendikası)
Tahran’daki Hoca Nasreddin Tusi Üniversitesi öğrencilerinin protestolarından (İran Öğrenci Sendikası)
TT

İran’da protestolar grevler eşliğinde sürüyor

Tahran’daki Hoca Nasreddin Tusi Üniversitesi öğrencilerinin protestolarından (İran Öğrenci Sendikası)
Tahran’daki Hoca Nasreddin Tusi Üniversitesi öğrencilerinin protestolarından (İran Öğrenci Sendikası)

İran’da protesto hareketine eşlik eden grevler, petrol sektöründeki fabrika ve şirket işçilerinin grevine kamyon şoförlerinin katılmasıyla yeni boyutlar kazandırıyor. Bir milletvekili, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve içişleri bakanının protestoculara karşı gerçek mermi kullanmaktan sorumlu tutulmasını talep etti. Göstericiler, ülke genelinde uygulanan sıkı güvenlik önlemlerine rağmen çeşitli biçimlerde eylemlerini sürdürüyor.
Başkent Tahran, İsfahan ve Reşt dahil olmak üzere protestolar on birinci haftasına girerken, Cumartesi akşamı İran'ın birçok şehrinde gece protestoları yenilendi. Öğrenci Birlikleri Koordinasyon Komitesi tarafından yayınlanan video görüntülerinde, Pazar günü öğrencilerin çeşitli üniversitelerde protesto toplantılarına devam ettiği görüldü.


Göstericiler Batı Tahran’ı ateşe verdi (Twitter)

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, “Ne yazık ki içerdekilerin bir kısmı düşmanların hezeyanı ile aynı safta. Rüya görürler, serap görürler. Rejim ve Besic büyük hezimete uğratacak” ifadelerini kullandı.
İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney, önceki gün DMO’nun alt kolu Besic güçlerine, yetkililerin protestoculara karşı başlattığı baskıdaki rollerini yoğunlaştırmaları için yeşil ışık yaktı.
Diğer yandan Mahabad Milletvekili Celal Mahmudzade, özellikle 10 haftadır ülkeyi sarsan gösterileri bastırmak adına yetkililerin başlattığı baskılarla Kürt şehirlerinde protestocuların vurulması konusunda, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve İçişleri Bakanı General Ahmed Vahidi'nin son ayaklanmaları yönetmekten sorumlu tutulması çağrısında bulundu.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansına (ISNA) göre, milletvekilinin belirttiği sayıya atıfta bulunmadan Mahmudzade konuşmasında Mahabad ve Kürt şehirlerindeki ölü sayısına atıfta bulunduğunu bildirdi. Etemadonline haber sitesine göre, milletvekili, İran’ın Kürt kentlerinde 105 kişinin güvenlik güçlerince öldürüldüğünü duyurdu.
Açıklamasında İçişleri Bakanı’nın ülkenin güvenlik komitesi başkanı sıfatıyla sorumlu tutulması gerektiğini söyleyen milletvekili, protestoculara karşı gerçek mermi kullananların tutuklanması çağrısı yaptı.
Mahmudzade, Mahabad da dahil olmak üzere Kürt kentlerine güvenlik ortamı dayatılmasını eleştirerek, İçişleri Bakanı'nı bu koşullara son vermesi ve Vahidi’den ülkenin güvenlik konseyi başkanı olarak “buna cevap vermesini” istedi.
İran parlamentosundaki İçişleri Komisyonu Komitesi’ne Devrim Muhafızları’nın generallerinden Milletvekili Muhammed Salih Jokar başkanlık ediyor. Tahran belediyesine bağlı Hemşehri Gazetesi, Jokar’ın Mahmudzade’ye yanıt olarak, “Neden insanları rahat bırakmıyorsunuz? İsyan, şiddet, fitne çıkartmak vatanın ve milletin çıkarına değil. Milletvekillerinden yabancı medyayı beslemelerini değil sorunları çözmelerini bekliyorlar. Güvensizlik ülke ekonomisine zarar verdi… Hiçbir şekilde fitne çıkarmak ve halkın huzurunu kaçırmak için meclise girmemeliyiz” ifadelerini kullandı.


Bir kız öğrenci din adamının takkesini düşürürken (Twitter)

Mahmudzade Etemadonline haber sitesine yaptığı açıklamada, “Mahabad ve Kürt kentlerinde güvenlik ortamı oluşturmak, silahsız sivilleri tutuklamak, yerleşim yerlerine gece saldırıları yapmak, halkın imkanlarını baltalamak, devrimin başlangıcındaki gibi binaların iç duvarlarında 1979 yazmak, sloganlar atmak, kişisel eşyaları aramak ve Kürt şehirlerinin girişlerine çok sayıda kontrol noktası kurmak ne anlama geliyor?” şeklinde konuştu.
Mahmudzade'nin bu eleştirisi, geçtiğimiz Çarşamba günü protestoları destekleme duruşundan dolayı defalarca adli celpler aldığını açıklamasının ardından geldi. Mahmudzade konuyla ilgili Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Adli makamlar, Mahabad ve Kürt şehirlerinde protestocuların ve kurbanların ailelerinin yasal haklarını korumak yerine, yas tutanların temsilcisi olarak hakkımda dava açtı” dedi.
İran Kürdistanı İnsan Hakları Örgütü geçtiğimiz Cumartesi yaptığı açıklamada, Cuma akşamı itibariyle Kürt şehirlerinde ölü sayısının 104’e ulaştığını aktararak, Batı Azerbaycan’ın güneyindeki Kürt şehirlerinde 41, Mahabat’da 13 ve 11 çocuğun öldürüldüğünü bildirdi. Açıklamada, İran'ın Kürdistan bölgesindeki Kürt muhalefet partilerinin sitelerine düzenlediği saldırılarda da 21 kişinin öldürüldüğü belirtildi.
İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı (Hrana) tarafından yayınlanan istatistiklerde, 63’ü çocuk olmak üzere göstericiler arasındaki ölü sayısının 450’ye ulaştığı kaydedildi.
İnsan hakları örgütleri tarafından yayınlanan video kayıtları, bir grup tutuklunun ailesinin Evin Cezaevi önünde toplandığını gösteriyor.
Diğer yandan Hrana, İran Savcılığıın eski reformist milletvekili Mahmud Sadıki’yi Evin Cezaevi’ndeki karargahına çağırdığını aktardı. Milletvekili "rejim aleyhinde propaganda yapmak" ve "yalan yaymak" suçlamalarıyla yargılanıyor. Sadıki, istihbarat ve güvenlik servislerinin yargı işlerine ve mahkemelere "yasadışı" müdahalesini durdurmak için İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei’ye açık bir mektup gönderdi.
Şarku’l Avsat’ın İran merkezli internet haber sitelerinden aktardığı bilgilere göre Sadıki, İran yargısının, mahkemeye çıktıktan sonra eski Milletvekili Pervane Silahşori hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve hakimin onu serbest bırakmaya karar vermesinin ardından mektubunu yayınladı.
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi, geçtiğimiz hafta, Devrim Muhafızları istihbarat teşkilatı üyeleri, çalışma teşkilatı ILNA'da gazeteci olan Rıza Esedabadi’nin gözaltına alındığını duyurdu.
Yetkililer insan hakları aktivisti Hüseyin Ronqi'yi ise kefaletle serbest bıraktı. Geçtiğimiz hafta sağlık durumu kötüleşen ve açlık grevine başlayan eylemcinin ailesi hastaneye kaldırıldığını duyurdu.
Başörtüsüz bir video yayınlayan oyuncu Henjama Kadiani, güvenlik güçlerinin 9 yaşındaki Kian Pirfalak’ın öldürmesinin ardından protestolara desteğini açıkladıktan sonra tutuklanmış, geçtiğimiz hafta ise serbest bırakılmıştı.
Cumartesi günü ise Kürt futbolcu Raya Gafuri'nin serbest bırakılacağına dair çelişkili haberler geldi. Devrim Muhafızları’na bağlı Tesnim tutuklunun cezaevinden çıktığı bilgisini aktarırken, resmi IRNA haber ajansı bu bilgiyi yalanladı.
Öte yandan kamyon şoförlerinin İsfahan, Kaşan, Kirmanşah, Kazvin ve Bender Abbas kentlerinde greve gittiği bildirildi. Bir grup sürücü, kendilerine fazladan yakıt sözü verilmesine rağmen greve gitmeye karar verdiklerini söyledi. Y etkililer de mobil servis üzerinden sürücülere mesaj göndererek, "Temel emtia yüklü gemiler limanlara yanaşıyor, sürücülere ek yakıt tahsis edilecek" dedi.
Ayrıca, protestolar Tahran'ın merkezindeki Alama Üniversitesi'ndeki devam etti. Öğrenciler, Zen, Zendegi, Azadi! (Kadın, Yaşam, Özgürlük!) sloganını attı. Eylemlerin ilk ayında güvenlik güçlerinin saldırısına uğrayan Şerif Endüstri Üniversitesi'nde ise öğrenciler, arkadaşlarının ders çalışmaktan mahrum bırakılmasına karşı çok sayıda protesto eylemi düzenledi.
Bu bağlamda Tahran Üniversitesi'nden Avukat Prof. Dr. Muhsin Burhani, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İran rejimi lideri Ali Hamaney'in yetkilerine tabi olan Kültür Devrimi Yüksek Komitesi tarafından disiplin yönetmeliklerinin değiştirildiğini açıkladı ve ek önlemler konusunda uyarıda bulundu. Burhani, yeni düzenlemenin 100 üyeyi aşan sosyal ağlarda öğrenci odası kurulmasını engellediğini söyledi.
Hengaw Organizasyonu, İran'ın kuzeybatısındaki Kürdistan eyaletinde bir edebiyat profesörünün tutuklandığını ve şu an nerede olduğunun bilinmediğini bildirdi. Hengaw, gözaltına alınan akademisyenin adının Behruz Şamanara olduğunu ve eyalet başkenti Senendec Üniversitesi'nden olduğunu açıkladı.



Washington destekli yardım kuruluşu ay sonundan önce Gazze'de faaliyetlere başlayacak

Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
TT

Washington destekli yardım kuruluşu ay sonundan önce Gazze'de faaliyetlere başlayacak

Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)

ABD destekli bir yardım kuruluşu, sert bir şekilde eleştirilen yardım dağıtım planı çerçevesinde mayıs ayı sonlarından önce Gazze Şeridi’nde faaliyet göstermeye başlamayı planlıyor.

Ancak yardım kuruluşu, İsrail'den Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşların Filistinlilere yardım ulaştırmaya devam etmesine izin vermesini istedi. Gazze Şeridi’ne 2 Mart'tan bu yana hiçbir insani yardım girmedi ve küresel açlık gözlemcilerinden biri Gazze nüfusunun dörtte biri olan yarım milyon insanın açlık riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. İsrail, Hamas Hareketi’ni ‘insani yardımları çalmakla’ suçluyor, Hamas ise bu suçlamayı reddediyor.

İsrail, Hamas kalan tüm rehineleri serbest bırakana kadar Gazze'ye insani yardım girişini engelleyeceğini açıkladı ve öyle de yapıyor. Öte yandan İsrail, ‘ABD'nin insani yardım planını’ desteklediğini açıkladı. BM ve yardım kuruluşlarının değil, özel şirketlerin Gazze'nin güneyinde yer alacağını söylediği sınırlı sayıdaki güvenli dağıtım bölgelerinden yardım dağıtmasını öngören planı ilk ortaya atan İsrail da oldu.

Yeni kurulan Gazze İnsani Yardım Kurumu, yardım faaliyetlerini yönetecek. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak adının açıklanmaması kaydıyla yaptığı açıklamada, ABD'li güvenlik firması UG Solutions ile ABD merkezli lojistik ve planlama firması SafeReach Solutions'ın vakfın operasyonlarında yer alacağını söyledi.

Washington, BM ve yardım kuruluşlarını vakıfla iş birliği yapmaya çağırdı. Sürecin, insanlığa saygı, tarafsızlık, bağımsızlık ve yansızlık gibi yerleşik insancıl ilkelere bağlı kalmayacağına dair endişelerini dile getirdiler. BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq dün sabah yaptığı açıklamada, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher'ın önerilen yardım mekanizmasına yönelik sert eleştirilerine atıfta bulunarak “Biz bu mekanizmaya yönelik itirazlarımızı açıkça belirttik” dedi.

Yardım kuruluşunun icra direktörü olarak atanan Jake Wood dün İsrail'e gönderdiği mektupta endişelerin bir kısmını gidermeye çalıştı. Wood, Gazze İnsani Yardım Kurumu’nun İsrail'e yardım alanlar hakkında hiçbir kişisel bilgi vermeyeceğini söyledi. Gazze İnsani Yardım Kurumu tarafından yapılan ayrı bir açıklamada ise İsrail'in ‘Gazzelilerin tamamına hizmet ulaştırılabilmesi için dağıtım noktalarının sayısını arttırmayı ve kurumun herhangi bir noktasına ulaşamayan sivillere yardım dağıtmak için çözümler bulmayı’ kabul ettiği belirtildi.

İsrail'in BM Daimi Temsilciliği konuyla ilgili yorum yapmayı reddederken Wood, mektubunda İsrail ordusundan Gazze'nin kuzeyinde, vakıf tarafından işletilen ve 30 gün içinde faaliyete geçebilecek güvenli dağıtım tesislerine ev sahipliği yapabilecek yeterli yer belirlemesini ve bunların etrafındaki riskleri en aza indirmesini istedi. İsrail'den yardım kurumunun dağıtım altyapısı tam olarak faaliyete geçene kadar ‘mevcut yolları kullanarak’ yeterli yardım akışını kolaylaştırmasını isteyen Wood, “Devam eden insani baskıyı hafifletmek ve çalışmalarımızın ilk günlerinde dağıtım sahaları üzerindeki baskıyı en aza indirmek için bunun yapılması gerekiyor” dedi.

Gazze İnsani Yardım Kurumu’nun açıklamasının ardından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) planla ilgili endişelerinin devam ettiğini duyurdu. Kızılhaç sözcüsü Steve Dorsey, “İnsani yardımlar ne siyasileştirilmeli ne de askerileştirilmeli. Şu anda Gazze'deki siviller yardımlara büyük ihtiyaç duyuyor. İnsani yardımın derhal ve engellenmeden (Gazze Şeridi’ne) girmesine izin verilmeli” ifadelerini kullandı.