Suudi Arabistan: Turizm ve Seyahat Zirvesi başlıyor

Kadın liderlerin yoğun katılım sağlayacağı Turizm ve Seyahat Zirvesi Riyad’da başlıyor

Suudi Arabistan, iç turizmi teşvik etme projesinin lansmanından bu yana küresel turizm ve seyahat sektörünü iyileştirme çabalarına öncülük ediyor (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan, iç turizmi teşvik etme projesinin lansmanından bu yana küresel turizm ve seyahat sektörünü iyileştirme çabalarına öncülük ediyor (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan: Turizm ve Seyahat Zirvesi başlıyor

Suudi Arabistan, iç turizmi teşvik etme projesinin lansmanından bu yana küresel turizm ve seyahat sektörünü iyileştirme çabalarına öncülük ediyor (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan, iç turizmi teşvik etme projesinin lansmanından bu yana küresel turizm ve seyahat sektörünü iyileştirme çabalarına öncülük ediyor (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın başkenti 29 Kasım’da başlayacak Turizm ve Seyahat Zirvesi’ne hazırlanırken, Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WWTC),  Suudi Arabistan'da başlayacak ve Aralık ayı başına kadar devam edecek olan küresel zirveye insani yardım, hükümet ve iş alanlarında ilham veren bir dizi kadının katılımını açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği ern son veriler, kadınların bir bütün olarak turizm sektöründeki işgücünün yüzde 54'e ulaştığını ortaya koyuyor. Dünya ülkelerinde her beş turizm bakanından biri kadın. Bu kadınların dünya turizm endüstrisinde oynadığı önemli rolün en önemli göstergesi. İlham veren kadın liderlerin Dünya Zirvesi'ndeki varlığı, kadınların seyahat ve turizm sektöründe karar verme ve liderlik konusunda güçlendirilmesinin önemine de katkı sağlıyor.
Suudi Arabistan Turizm Bakan Yardımcısı Prenses Hayfa binti Muhammed Âl Suud, “Turizm, kadınların iş gücünün çoğunluğunu oluşturduğu birkaç küresel sektörden biri. Seyahat tutkunu olan gençlerimiz, konaklama ve mutfak sanatları alanlarında girişimci, lider ve yenilikçi olarak çeşitli alanlarda gelecek hedeflerine ulaşacaklar” ifadelerini kullandı.
Suud, “Onların desteği ve ilhamı, seyahat ve turizm sektörünün geleceğinin mihenk taşı. Bu harika kadın konuşmacı grubunun, Suudi Arabistan ve dünyadaki gençlerin özlemlerini gerçekleştirmeye katkıda bulunarak turizmin geleceğine ilham vereceğinden eminim. Turizm gibi başka hiçbir sektör gençler için bu kadar çok fırsata sahip değil. Bu nedenle Suudi Arabistan, gençlerin sektörde birçok iş olanağına sahip olmalarını sağlamak amacıyla eğitime büyük yatırım yapıyor” şeklinde konuştu.
Diğer yandan Suudi Arabistan Avrupa Ülkeleri Bölgesel İş Konseyi Başkanı Macid el-Hakir Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Seyahat ve Turizm Zirvesi’ne katılan bir dizi uzmanın ve hükümet temsilcisinin çalışmalarının ve tavsiyelerinin özünü sunacağını belirterek, gelecekte daha iyi olması açısında sektörün karşılaştığı zorluklarla yüzleşmek için mekanizmaları geliştirerek esnek ve sürdürülebilir çözümlere katkıda bulunacağını söyledi.
Hakir, zirveye birkaç ülkeden katılım sağlayacak karar vericilerin, yaşam kalitesinin yanı sıra turizmin ekonomik ve çevresel rolünün geliştirilmesine katkı sağlayacağını umuyor.  Ayrıca, 2030 yılında yatırım fırsatlarının 6 trilyon dolara ulaşacağı beklenirken, Suudi Arabistan turizmde sürdürülebilirlik alanında çevresel, sosyal ve kültürel açılardan G20 ülkeleri listesinin başında yer aldı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin eski İcra Sekreteri Patricia Espinosa'nın yanı sıra eski İngiltere Başbakanı Theresa May dahil olmak üzere dünyanın her yerinden çeşitli hükümet sektörlerinde 50'den fazla başbakan ve bakanın katılım saplayacağı zirve yarın Riyad’da başlıyor. Turizm ve Seyahat Zirvesi’ne İtalya Turizm Bakanı Daniela Santanche, Avrupa Parlamentosu Üyesi Elena Kountoura, Healing Hotels Group'un kurucusu ve CEO'su Anne Biging’in yanı sıra seyahat ve turizm sektöründen bir dizi iş insanı, büyük uluslararası şirketlerden 200’ü aşkın CEO, büyük şirketleri temsil eden iki bin delege ve zirve çalışmalarını tartışacak 145 konuşmacı katılım sağlayacak.
Uluslararası kadın şahsiyetler, seyahat ve turizm sektörünün daha güvenli, daha esnek, kapsayıcı ve sürdürülebilir olacağı bir gelecek aşamasına geçmek adına sektörün toparlanmasını desteklemek için Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi'ndeki bir dizi diyalog oturumuna, dünyanın tüm ülkelerinden turizm endüstrisi liderleri ve hükümet temsilcileriyle birlikte katılacak.
Ayrıca YouGov tarafından Turizm konusunda düzenlenen bir anket, yurt dışına seyahat arzusunun pandeminin başlangıcından bu yana en yüksek seviyelere ulaştığı ve ankete katılanların yüzde 63’ün önümüzdeki 12 ay içerisinde eğlence gezisi planladığını ortaya koydu.
26 bini aşkın tüketicinin katıldığı anket, tüketicilerin yüzde 27'sinin aynı dönemde üç veya daha fazla seyahat planladığını ve seyahat etme arzusunun herhangi bir yavaşlama belirtisi göstermediğini ortaya koydu. Uluslararası seyahat baz alındığında ise Avustralyalı turistler ise önümüzdeki 12 ay boyunca dünyanın en çok harcamasını yapanlar olacak.
Anket, Suudi Arabistan'ın bir destinasyon olarak çekiciliğinin ve olumlu izleniminin artmaya devam edeceğini, Endonezya, Hindistan, Malezya ve Tayland ile Körfez bölgesindeki ülkelerde en yüksek puanları alacağını öngörüyor.
WTTC Başkanı ve CEO'su Julia Simpson, “Bu küresel araştırma, küresel seyahat liderlerini ve dünyanın dört bir yanından hükümetleri bir araya getiren Riyad'daki Küresel Zirve'nin başlatılmasıyla uluslararası seyahatin geri dönüş yaptığını gösteriyor. Gezginler dünyayı yeniden keşfetmeye hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.
Anket sonuçları, yüzde 61'inin daha sürdürülebilir markaları ve turizm destinasyonlarını tercih ettiğini, yüzde 45'inin ise zor kazandıkları parayı sosyal ve çevreye duyarlı markalara harcayacağını gösteriyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.