Tahran, BM'nin baskılarla ilgili soruşturma yapmasına tepki gösterdi

İran, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin kararını protesto etmek için Almanya Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani
TT

Tahran, BM'nin baskılarla ilgili soruşturma yapmasına tepki gösterdi

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani

Tahran, güvenlik ve askeri güçlerin rejim karşıtı protestoları bastırmak için uyguladığı baskıyı araştırmak üzere yakın zamanda kurulan Birleşmiş Milletler Bilgi Toplama Komisyonu ile her türlü iş birliğine kapıyı kapattı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani pazartesi günü düzenlediği haftalık konferansta şu açıklamada bulundu:
“İran, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından kurulan siyasi komite ile iş birliği yapmayacak. Siyasi bir yaklaşıma dayanan ve araç olarak kullanılan bu karar doğrultusunda belirlenen hiçbir mekanizma ile iş birliği yapmayacağız. Alman makamlarının bu konuyla ilgili asılsız açıklamalarını protesto ediyoruz."
BM'nin en yüksek insan hakları organına üye 47 üye ülke, Almanya ve İzlanda'nın girişimiyle yapılan acil bir toplantıda, İran'ın protestolara yönelik baskısıyla ilgili insan hakları ihlallerine ışık tutmak için bir soruşturma ekibi atama kararı aldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, daha önce İranlı-Kürt genç kadın Mahsa Amini'nin 16 Eylül'de öldürülmesinin ardından patlak veren protestoları bastırmak için İran'ın ‘aşırı’ güç kullanımına son vermesini talep etmişti.
İran, BM'nin hamlesine yanıt olarak pazartesi günü Almanya Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığıa’na çağırdı. Bu, İranlı yetkililerin kararın perşembe günü kabul edilmesinden sonra öfkelerini dile getirmelerinin ardından gerçekleşti.
İran'ın resmi IRNA haber ajansı durumu şu ifadelerle aktardı:
"Almanya'nın ülkemizdeki son olaylarla ilgili İnsan Hakları Konseyi ile özel bir toplantı yapma girişiminin ardından Almanya Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı."
Nasır Kenani, İran'ın ülkede yaşanan protestolarda Batılı ülkelerin parmağı olduğuna dair kanıtlara sahip olduğunu belirtti. "Batı ülkeleri ve ABD'nin bazı müttefiklerinin protestolarda rolü olduğunu kanıtlayan bazı bilgilere sahibiz" ifadelerini kullandı.
İran, protestolarda yaşamını yitirenlerin sayısını açıklamadı. Ancak İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri Kani, eylül ayından bu yana protestolarda yaklaşık 50 polisin öldürüldüğünü söyleyerek gösterilere dair ilk resmi ölü sayısını açıkladı. Ancak bu sayıya Devrim Muhafızları gibi diğer güvenlik güçleri arasında meydana gelen ölümleri de dahil edip etmediği bilgisini vermedi.
Mahabad şehri Milletvekili Celal Mahmudzade önceki gün, yetkililerin protestoları bastırmak için başlattığı operasyonlarda 105 kişinin öldürüldüğünü bildirmişti.



Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
TT

Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea, dün yaptığı açıklamada, İran'ın 12 günlük savaş sırasında Tahran'ın tesislerini bombalamasının üzerinden altı ay geçtikten sonra, İsrail'in İran'ın nükleer programını yeniden başlatmamasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Kudüs'te Mossad ajanlarını onurlandırma töreninde konuşan Barnea, "Nükleer bomba geliştirmeye devam etme fikri hala kalplerinde yaşıyor. Amerikalılarla yakın iş birliği içinde, ağır hasar görmüş nükleer projenin yeniden aktif hale getirilmemesini sağlamak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.

Haziran 2026'da görev süresi sona erecek olan Barnea, İsrail'in savaşta yaptığı sürpriz açılış saldırılarını övdü ve bu saldırıların İsrail ajanlarının İran hakkında topladığı istihbaratın boyutunu ortaya koyduğunu savundu.

"Molla rejimi, bir anda İran'ın tamamen açığa çıktığını ve tehlikeye düştüğünü keşfetti" dedi. Barnea, Tahran ile herhangi bir diplomatik çözüme şüpheyle yaklaştığını belirterek, "İran, dünyayı tekrar kandırabileceğini ve kötü bir nükleer anlaşma daha yapabileceğini düşünüyor. Biz kötü bir anlaşmaya izin vermedik ve vermeyeceğiz" dedi.

Batılı güçler İran'ı nükleer silah edinmeye çalışmakla suçluyor ve bunu engellemek için çalışıyor; Tahran ise bu suçlamaları sürekli olarak reddediyor. ABD Başkanı Donald Trump, ilk döneminde, İran'ın nükleer zenginleştirme faaliyetlerini kısıtlayan ve karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngören 2015 tarihli dönüm noktası niteliğindeki anlaşmadan çekilmişti; bu anlaşmaya İsrail karşı çıkmıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran ve Amerika Birleşik Devletleri, Umman'ın arabuluculuğuyla nisan ayında yeni bir anlaşmaya varmak için müzakerelere başladı, ancak İsrail'in 13 Haziran'da İran'a düzenlediği sürpriz saldırının ardından bu görüşmeler aniden kesildi ve 12 günlük bir çatışma başladı. Amerika Birleşik Devletleri daha sonra üç İran nükleer tesisine saldırı düzenleyerek çatışmaya katıldı.


Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
TT

Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)

ABD Savunma ve Dışişleri Bakanları dün Kongre önünde, Washington'un Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelendiği gemileri hedef alan hava saldırılarını savundular. Bu konu, özellikle Demokratlar arasında giderek artan bir endişeye yol açıyor.

AFP’nin haberine göre, kapalı kapılar ardında yapılan bir Kongre oturumunun ardından gazetecilere açıklama yapan Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırıları "önemli ve son derece başarılı" olarak nitelendirerek, Washington'un ABD'ye uyuşturucu kaçırmakla suçladığı terör örgütlerini ve kartelleri hedef aldıklarını savundular.

ABD Başkanı Donald Trump, eylül ayının başından bu yana, Karayipler ve Doğu Pasifik'te en az 26 gemiye hava saldırısı emri verdi ve bu saldırılar sonucunda en az 95 kişi öldü; ancak bu saldırıların uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğuna dair hiçbir kanıt sunulmadı.

Bu konu, özellikle eylül başında gerçekleştirilen ve iki aşamalı bir operasyonla ilgili olarak Washington'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Operasyonun ikinci aşamasında, yanan bir gemiden kurtulan iki kişi hayatını kaybetti.

se
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre Binası'na geldi (Reuters)

Rubio ve Higseth, Temsilciler Meclisi ve Senato Silahlı Kuvvetler Komitelerinin üyelerinin, saldırıyı emreden silahlı kuvvetler komutanı Amiral Frank Bradley'nin de hazır bulunacağı bir ortamda, saldırının videosunu bu hafta içinde izlemelerine izin vereceklerini belirttiler.

Pete Higseth, "Ancak, Savunma Bakanlığının uzun süredir devam eden politikası gereği, tam, düzenlenmemiş, çok gizli videoyu kamuoyuna açıklamayacağız" dedi.

Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, yönetimin her senatöre kayıtların tamamını, sansürsüz olarak vermesini talep etti. Schumer gizliliğin, bölgedeki ABD güçlerinin ve bir uçak gemisi saldırı grubunun varlığıyla birleştiğinde, ülkeyi sonu görünmeyen başka bir çatışmaya sürükleyebileceği konusunda uyardı.

Senatör Rand Paul da dahil olmak üzere bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, bir gemi kazasından kurtulduğu düşünülen kişileri hedef almanın uluslararası hukukun ihlali olup olmadığını da sorguladı.

Uzmanlara göre, bu dava, Başkan Donald Trump'ın uyuşturucu kaçakçılığını savaş eylemi olarak ele alma yaklaşımındaki temel bir tartışma noktasını vurguluyor.

Toplantıdan ayrılırken Schumer, konuyla ilgili "yeni bir şey duymadığını" söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Senato, Başkan Trump'ın Kongre onayı olmadan Venezuela'ya karşı askeri harekât başlatmasını engellemeyi amaçlayan kararlar üzerinde yakında oylama yapabilir.


Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
TT

Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün, Sidney'de bir Yahudi Hanuka festivalinde 15 kişinin vurularak öldürülmesinden günler sonra, "radikal İslamcı terörizme" karşı uluslararası savaş çağrısında bulundu.

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda, "Tüm uluslar radikal İslamcı terörizmin kötü güçlerine karşı birleşmeli ve biz de bunu yapıyoruz" ifadelerini kullandı.