Elon Musk başucunda iki tabanca ve diyet kolalarla uyuduğunu açıkladı

Yeni Twitter'ın değerinin çığırtkanlığını yapmaya devam eden Musk, "Bardak altlığı kullanmamamın hiçbir mazereti yok" dedi

Elon Musk (AP)
Elon Musk (AP)
TT

Elon Musk başucunda iki tabanca ve diyet kolalarla uyuduğunu açıkladı

Elon Musk (AP)
Elon Musk (AP)

Elon Musk iki tabanca ve bir dizi diyet kola kutusuyla uyuduğunu açıkladı.
Twitter'ın yeni sahibi, başucu masasında duranları yerel saatle yaklaşık 02:00'de paylaştığı alışılmadık bir tweet'le gösterdi.
Fotoğrafta iki silah vardı: Sahne malzemesine benzeyen bir altıpatlar ve içinde Washington Crossing the Delaware (Washington'ın Delaware'ı Geçişi) resimli bir sergileme kutusunda duran ve 19. yüzyıldan kalma gibi görünen bir tabanca.
Ayrıca fotoğrafta 4 kutu kafeinsiz diyet kola vardı. Daha sonra attığı bir tweet'te bardak altlığı kullanmadığı için özür dileyen Musk, bunun için "mazereti olmadığını" söyledi.

Anlaşılan Elon Musk, yeni şirketini "Twitter 2.0" adını verdiği şeye dönüştürmeye çalışırken San Francisco'da kalıyor. Musk şirkette işini koruyan personeli "yüksek yoğunlukta uzun saatler" çalışmaya veya ayrılmaya çağırıyor ve sık sık geç saatlerde Twitter'ın ofisinden paylaşımlar yapıyor.
Musk'ın Twitter'daki davranışları, şirketi devralmasından bu yana geçen haftalarda dengesizleşti. Ürün lansmanları ve personelinin çoğunun işten çıkarılmasını kapsayan firmadaki değişikliklerle ilgili güncellemelerin yanı sıra, muhtemelen kendisine ve platforma yönelik ilgiyi artırma amacıyla hayatı hakkında olağandışı güncellemeler de paylaşıyor.
The Independent'ta yer alan habere göre Musk'ın son paylaşımlarının çoğu Twitter uygulamasındaki değişikliklerin yanı sıra içerik denetleme politikalarına odaklanıyor. Örneğin son günlerde Musk hem nefret söylemi izlenimlerindeki azalmaya işaret etti, hem de şirketin askıya alınan hesaplara "genel bir af" sunup sunmaması gerektiğini kullanıcılara soran bir anket düzenledi.
Bu ankette ezici çoğunlukla "evet" oyu kullanıldı ve Musk askıya alınan tüm hesapların "yasaları ihlal etmedikleri veya berbat seviyede spam içeriği atmadığı sürece" yeniden çevrimiçi olmasına izin vereceğini bu hafta duyurdu.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research