İsveçliler NATO üyeliği için Türkiye'nin koyduğu şartlardan dert yandı: 'Kendimizi küçük düşürdük'

"NATO Genel Sekreteri'nin Türkiye'ye gidip İsveç'in ittifaka girmesine izin vermesi için Erdoğan'a yalvarmasını saymıyorum bile"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'la Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 8 Kasım'da görüşmüştü (Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'la Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 8 Kasım'da görüşmüştü (Reuters)
TT

İsveçliler NATO üyeliği için Türkiye'nin koyduğu şartlardan dert yandı: 'Kendimizi küçük düşürdük'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'la Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 8 Kasım'da görüşmüştü (Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'la Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 8 Kasım'da görüşmüştü (Reuters)

Fransa'nın devlet kanalı France 24'ün internet sitesinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO başvurusu ve Türkiye'yle yaşanan gerilime dair, "Kendimizi küçük düşürdük": İsveç'in NATO'ya katılma hedefi, Türkiye'nin süregelen direnişiyle karşı karşıya başlıklı bir haber analiz yayımladı.
"İki ülkenin ortak başvuru mektubunun mürekkebi yeni kurumuştu ki Türkiye, bu ülkelere şartlarını sunmaya başladı" ifadesinin yer aldığı değerlendirmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başvurudan saatler sonraki "Bakın her iki ülkenin de terör örgütlerine karşı açık, net bir tavrı söz konusu değil" ifadesi hatırlatıldı.
Louise Nordstorm imzalı yazıda Ankara'nın iki ülkeden istenen "terör zanlıları"nın listesini hazırlamasına da değinildi. Fransız devlet kanalı, İskandinav ülkelerinin bu listedeki kişilerin çoğuna yıllar önce sığınma hakkı verdiğini belirtti.
Analizde Türkiye'nin taleplerinin giderek arttığı ve İsveç'e odaklanmaya başladığı öne sürüldü. Buna örnek olarak Ankara'nın, yaklaşık 10 yıl önce PKK'ya yakın derneklerin organize ettiği etkinliğe katılan Savunma Bakanı Peter Hultqvist'in görevden alınması için baskı yaptığı iddiası verildi.
Değerlendirmede İsveç Devlet Televizyonu'nda Erdoğan'la dalga geçilmesi gerekçesiyle geçen ay İsveç'in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström'ün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılması da hatırlatıldı.
France 24, Türkiye'nin, Stokholm Büyükelçiliği konutuna Erdoğan'ın fotoğrafının LGBT+ bayrağı ve IŞİD bayrağına kurgulandığı bir görsel ve ölen PKK'lıların fotoğrafının yansıtılmasına soruşturma çağrısı yapmasıyla "baskıyı daha da artırdığını" ileri sürdü. Eylemin faillerinin tespit edilmesi talebinin, "İsveç'in son derece önemli ifade özgürlüğü ilkeleriyle taban tabana zıt" olduğu ifade edildi.
Bir ülkenin NATO'ya katılabilmesi için üyelerin hepsinin yeşil ışık yakması gerekiyor. Analizde bu durumun, İsveç'in elini kolunu bağladığı savunuldu:
"Rusya'nın oluşturduğu tehdit, 10 milyonluk küçük ulusu Türkiye'nin sert isteklerini yerine getirmek için demokratik değerleri ve yasaları izin verdiği ölçüde çabalamak zorunda bıraktı."
Değerlendirmede İsveç'in attığı adımlar olarak "terör zanlıları" listesinde adı geçen bir kişiyi iade etmeyi ağustosta kabul etmesi ve silah ambargosunu eylülde kaldırması gösterildi. Öte yandan Stokholm bu iadenin olağan hukuki süreçle gerçekleştiğini ve NATO süreciyle ilişkili olmadığını savunuyor.

İsveç Başbakanı'na eleştiri
Değerlendirmede görüşlerine yer verilen uzmanlar, İsveçli yetkilileri Erdoğan'ı memnun etmek için geri adım atmakla suçladı.
İsveçli gazeteci Alex Schulman, 14 Kasım'da yayımlanan yazısında "İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Türkiye için kendini küçük düşürmeyi bırakmalı" ifadesini kullandı. Schulman, Kristersson'ın Avrupa Birliği dışındaki ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptığını vurguladı. Atılan adımlara rağmen Kristersson'ın NATO üyeliğine yaklaştıklarına dair somut bir başarı elde etmeden Türkiye'den ayrıldığını belirterek eleştirdi:
"Kendimizi küçük düşürdük."
İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü analisti Aras Lindh'e göre İsveç'in girişimlerine rağmen başvuru bir süre daha onaylanmayabilir:
"Türkiye'nin veto kartını sallamak için birkaç nedeni var. Ülke birdenbire kendisini olumlu bir müzakere pozisyonunda buldu."
Lindh geçen ay yayımladığı analizde ayrıca Erdoğan'ın bu süreçte haziran seçimlerinde şansını artırabileceğini savundu.
Türkiye'nin mali krizle boğuştuğunu belirten analist, Erdoğan'ın hem odak noktasını ekonomiden Avrupa'ya çevirebileceğini hem de imajını güçlendirebileceğini söyledi.
İsveç Savunma Araştırma Ajansı Ortadoğu Analisti Aron Lund, Lindh'e katıldığını ifade etti:
"Erdoğan kendisini ABD'nin, Rusya'nın ve bir avuç Avrupa ülkesinin hepsinin konuştuğu güçlü ve önemli bir lider olarak resmedebilir. NATO Genel Sekreteri'nin Türkiye'ye gidip İsveç'in ittifaka girmesine izin vermesi için yalvarmasını saymıyorum bile."
Lund ayrıca İsveç ve Finlandiya'nın katılımının Türkiye'ye faydalı olacağı görüşünde. Zira analist bu durumda Rusya'nın NATO'yla kara sınırının genişleyeceğini ve NATO-Rusya geriliminin Türkiye'den kuzeye kayacağını savundu.

Rusya, İsveç ve Finlandiya'yı NATO'ya itti
24 Şubat'ta başlayan Rusya-Ukrayna savaşının ardından İsveç ve Finlandiya, NATO'ya katılma kararı aldı. Türkiye ise bu iki ülkenin ittifaka dahil edilmesini onaylamak için bazı taleplerde bulundu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'ün de girişimleriyle Türkiye, İsveç ve Finlandiya, 29 Haziran'da İspanya’nın başkenti Madrid'de ortak bildiri imzalandı. Bildirideki maddeler arasında terörle mücadelede Türkiye’yle dayanışma, PYD/YPG ve FETÖ'ye destek sağlamama taahhüdü ve terör suçlularının iadesinde somut adımlar atılması gibi maddeler yer aldı.
Madrid’de imzalanan Üçlü Muhtıra kapsamında kurulan Daimi Ortak Mekanizma'nın ikinci toplantısı İsveç'in başkenti Stokholm'de geçen hafta gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü tarafından yapılan açıklamada mekanizmanın, Üçlü Muhtıra’daki taahhütlerin uygulanmasını hedeflediği vurgulandı:
"Daimi Ortak Mekanizma, ilgili bakanlıklar ve kurumlar arasında teknik düzeyli eşgüdümün artırılmasını ve Finlandiya ve İsveç'in mutabakat uyarınca kaydettiği ilerlemeyi memnuniyetle karşılamıştır. Taraflar mutabakatın uygulanması için çalışmalarını sürdürmeyi kararlaştırmıştır."
Independent Türkçe, France 24, AA



Frontex Finlandiya-Rusya sınırına birlik konuşlandırıyor

Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
TT

Frontex Finlandiya-Rusya sınırına birlik konuşlandırıyor

Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı Frontex, Helsinki yönetiminin Moskova’yı düzensiz göçmenleri kasıtlı olarak sınırlarına göndermekle suçladığı bir zamanda, Finlandiya’nın Rusya ile olan sınırlarını denetlemek üzere yaklaşık 50 kişilik birlik konuşlandırdı.

Frontex Sözcüsü Piotr Świtalski Fransız haber ajansı AFP’ye “Şu anda Finlandiya’da 55 personel görevlendiriyoruz ve bunların çoğunluğu gözetimden sorumlu sınır personelleri” açıklamasında bulundu.

Kasım ayı sonlarında açıklanan desteğin şubat ayı sonuna kadar devam etmesi planlanıyor.

Świtalski, “Elbette, durum değiştikçe uygulamalarımızı değiştirmeye hazırız. Gerekirse daha uzun veya daha kısa bir süre burada olabiliriz” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Göç baskısının Kremlin’in kullandığı araçlardan biri olduğunu biliyoruz, dolayısıyla bunun devam edeceğini öngörebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Finlandiyalı yetkililere göre çoğu Somali, Irak ve Yemen’den olmak üzere yaklaşık bin sığınmacı, ağustos ayının başından bu yana iki ülkeyi ayıran bin 340 kilometre uzunluğundaki sınırdan geçti.

Helsinki, Moskova’yı bu göçmenleri kasıtlı olarak Finlandiya’ya göndermekle suçluyor ve bunu ‘hibrit bir operasyon’ olarak tanımlıyor.

Fin sınır muhafızı Ville Joskitt “Sınıra yakın bölgede hâlâ üçüncü ülkelerden gelen büyük göçmen grupları var. Ancak durumu iki hafta öncesiyle karşılaştırırsak, bir kısmı kendi başlarına veya yetkililer aracılığıyla Rusya’nın diğer bölgelerine taşındı” dedi.

Joskitt, AFP’ye sınırdaki durumun ‘uzun süre’ devam etmesinin beklendiğini söyledi.

Finlandiya, kasım ayı ortasında Rusya ile olan 8 sınır kapısından 4’ünü kapattı ve en son da geçişleri ülkenin en kuzeyindeki tek bir geçişle sınırlandırdı. Bu son sınır kapısı da kasım ayının sonunda kapatıldı.

Finlandiya’nın doğu komşusu ile ilişkileri, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimini başlatmasının ardından gerginleşti. Bu durum, Finlandiya’yı nisan ayında ABD liderliğindeki Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’na (NATO) katılmaya yönlendirdi.