Paris ve Washington zorlu bir sınavla karşı karşıya: Biden-Macron görüşmesinin sonuçları dört gözle bekleniyor

Ukrayna'daki savaşın nasıl sona erdirileceği ve ekonomik yükün nasıl paylaşılacağı konusundaki yaklaşımlar farklı.

Macron ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, dün NASA'da iki ülke arasındaki uzay iş birliği konulu bir toplantıda (AP)
Macron ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, dün NASA'da iki ülke arasındaki uzay iş birliği konulu bir toplantıda (AP)
TT

Paris ve Washington zorlu bir sınavla karşı karşıya: Biden-Macron görüşmesinin sonuçları dört gözle bekleniyor

Macron ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, dün NASA'da iki ülke arasındaki uzay iş birliği konulu bir toplantıda (AP)
Macron ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, dün NASA'da iki ülke arasındaki uzay iş birliği konulu bir toplantıda (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, cumhurbaşkanlığı dönemindeki ilk resmi ziyaretinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u kabul etmek için perşembe sabahı Beyaz Saray'ın kapılarını açtı. Fransa Cumhurbaşkanı, askeri müzik eşliğinde 21 pare top atışı ve resmi karşılama töreni ile karşılandı. Liderler, ikili görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyecek.
Eşi Brigitte Macron ile birlikte Salı akşamı Washington'a gelen Fransa Cumhurbaşkanı, gerçekleştirdiği ziyaret ile iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesini hedefliyor. Ziyaret ayrıca Paris-Washington ilişkilerine gölge düşüren krizlerin aşılması, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesine ilişkin sıcak konularda tatmin edici sonuçlar alınması, müzakere yolları ve savaşın ekonomik yansımalarını ele alacak. Macron’un ziyareti Biden yönetiminin ticaret politikası ve Avrupa endüstrileri karşısında ABD’ye korumacı avantajlar sağlayan Amerikan enflasyonu düşürme yasasıyla ilgili Fransa ve Avrupa’nın kaygıları, Pasifik ve Hint okyanuslarında artan Çin etkisini ve Çin'in askeri emelleriyle nasıl başa çıkılacağına ilişkin konuları da masaya yatıracak.
 
İlişkileri güçlendirme
 Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, geçen Pazartesi düzenlediği basın toplantısında “Cumhurbaşkanı Macron'un 2018'den bu yana ABD'ye ilk resmi ziyaretinin nedeni, Başkan Biden'ın dış politikayı şekillendirmek için müttefik ülkelerle ilişkileri güçlendirme hedefini vurgulamaktır. ABD ittifaklarının gücü ve dayanıklılığı, Başkan Biden'ın dış politika yaklaşımının bel kemiğidir. Fransa ABD'nin en eski müttefikidir.” ifadelerini kullandı.
 Macron’un ziyareti, geçen yıl Washington'ın Avustralya ve Birleşik Krallık ile savunma alanında "AUKUS Anlaşması" imzalamasının ardından yaşanan diplomatik sürtüşme ve ilişkilere gölge düşüren çatlağı onarmak için özel bir öneme sahip. Bu güvenlik anlaşması kapsamında Avustralya, Fransa ile imzaladığı milyarlarca dolar değerindeki bir denizaltı anlaşmasını iptal ederek, ABD ile nükleer denizaltılar alanında anlaşmaya vardı.
Analistler, iki liderin diplomatik yeteneklerinin ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ve ittifakların esnekliğinin önemli bir testi olan görüşmenin sonuçlarını bekliyor. Görüşmenin sonuçları, Macron'un güçlendirmek istediği transatlantik birliğin resmini çizecek ve savaş zamanında ABD-Avrupa stratejik ittifaklarının değeri gösterecek.
 
Savaş nasıl bitirilir
Savaşın nasıl sona erdirileceği ve Avrupa ekonomileri üzerindeki ağır ekonomik yükün nasıl paylaşılacağı konusunda küçük farklılıklar olsa da Ukrayna, Biden ve Macron arasındaki görüşmenin temel konularından biri olacak.
Macron her zaman Avrupa'nın savunma amaçlı bağımsızlığını ve ABD'den özerkliğini desteklemiş ve Avrupa Birliği'ne kendi ordusunu yaratma çağrısında bulunmuş olsa da bu ziyaret, Biden'ın Avrupa'daki en değerli ve güvenilir müttefiklerinden biri olduğunu kanıtladı.
Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesiyle geçtiğimiz dokuz ay, Biden ve Macron arasında yoğun bir iletişime tanık oldu. Ancak, çatışmanın nasıl sona erdirileceği konusunda iki lider arasında gerginlik ve açık bir anlaşmazlık var. Macron, Ukrayna ile Rusya arasındaki barış görüşmelerinin yeniden başlatılması ve Moskova ile diyaloğun sürdürülmesi çağrısında bulunurken, Biden, bunun yalnızca Kiev'in verebileceği bir karar olduğunu yineledi. Biden, Ukrayna'nın savaşı kazanması gerektiği konusunda daha ısrarcı ve savaşın ne zaman durdurulacağına yalnızca Ukraynalıların karar verebileceği konusunda ısrar ediyor.
Siyasi analist Jeremy Diamond’a göre, Macron, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşıyla başa çıkma konusunda Başkan Biden ile olan entelektüel ve siyasi yakınlığına rağmen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iletişim kanallarını açmak ve Başkan Biden ile birkaç kez alenen fikir ayrılığına düşmek de dahil olmak üzere dünya sahnesinde kendi alanını oluşturmaktan çekinmedi.
Macron'un ziyaretin sonuçlarıyla ilgili umutları, jeopolitik oyunlarında, Fransa'yı Amerikan tarafına yaklaştırmak isteyen ev sahibi ev Washington’dan farklı. Test, iki liderin ABD enflasyon yasasının olumsuz etkilerini ele alma konusunda ne ölçüde anlaşacağı ile ilgili olacak. ABD enflasyon yasası, Washington yönetimine Amerikan şirketlerine büyük sübvansiyonlar sağlama yetkisi veriyor ve ülkede üretilen elektrikli arabaları satın alan tüketicilere vergi indirimi sağlıyor. Fransız ve Alman otomobil endüstrisini büyük ölçüde etkileyen bu konu, Fransız liderin gündemindeki önceliklerden biri.
Macron'un, ABD'nin Rusya-Ukrayna ihtilafından dolayı sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) fahiş fiyatlara Fransa ve Avrupa'ya satarak çıkar sağlamasına duyduğu öfkeyi dile getireceğine şüphe yok.
Çin ile ilgili olarak, Washington'daki Fransa Büyükelçiliği Sözcüsü Pascal Confro, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “2018'den beri Avrupa'nın Çin ile ilişkiler için kendine özgü bir stratejisi var. Bu da Çin ile ilişkilere yönelik tutumlarda bir farklılığa işaret ediyor.”
Bazı analistler, hem Biden'ın hem de Macron'un Çin ile ilişkilere yaklaşımı nedeniyle ziyaretin sonucuna ilişkin beklentilerin düşürülmesi gerektiğini söylüyor. Rusya ve farklı "ittifak" anlayışları, iki liderin aynı senaryodan aynı sayfada konuşamayacağı anlamına geliyor.



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.