Moskova’dan NATO'ya savaşı kasıtlı olarak uzatma suçlaması

Ukrayna, Donetsk’teki Rus kuvvetlerine ateş açtı. (Reuters)
Ukrayna, Donetsk’teki Rus kuvvetlerine ateş açtı. (Reuters)
TT

Moskova’dan NATO'ya savaşı kasıtlı olarak uzatma suçlaması

Ukrayna, Donetsk’teki Rus kuvvetlerine ateş açtı. (Reuters)
Ukrayna, Donetsk’teki Rus kuvvetlerine ateş açtı. (Reuters)

Japon Denizi ve Doğu Çin Denizi üzerinde ortak stratejik hava devriyeleri düzenleyen Moskova ve Pekin, Batı'ya ‘yeni ortak zorluklar’ karşısında ittifaklarını pekiştirecekleri mesajını gönderdi. NATO’yu Ukrayna'daki savaşı uzatmaya çalışmakla suçlayan Rusya Dışişleri Bakanlığı, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı neticelerini çatışmayı körüklemeye yönelik bir adım olarak nitelendirdi. Diğer yandan Rus Hava Kuvvetleri ve Çin Hava Kuvvetlerine ait stratejik bombardıman uçaklarının Japon Denizi ve Doğu Çin Denizi semalarında ortak devriye düzenlediğini duyuran Rusya Savunma Bakanlığı, şu bildiriyi yayınladı:
“Ortak hava grubunda Rus Hava Kuvvetlerinin Tu-95MS tipi savaş uçağı ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetleri’ne ait Hun-6K stratejik bombardıman uçakları yer alıyor.”
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Rusya ile Çin arasında Asya-Pasifik bölgesindeki yapılan ortak hava devriyelerinin üçüncü ülkelere yönelik olmadığı ifadelerine yer verildi. Askeri yönetim, Rus stratejik uçağının uçuş süresinin yaklaşık sekiz saat sürdüğünü, Suhoy savaş uçaklarının da eşlik ettiğini bildirdi. Rus Hava Kuvvetleri'ne ait uçakların ilk olarak Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki bir hava alanına, Çin uçağının ise yapılan devriyeler kapsamında Rusya Federasyonu topraklarındaki bir hava alanına indiği belirtildi. Aynı zamanda bazı aşamalarda stratejik füzelere yabancı ülkelerden savaşçıların da eşlik ettiği kaydedildi.
Dün Çin’e ait iki uçağın ve şüpheli Rus savaş uçaklarının Japon Denizi üzerinde uçtuğunu belirten Japonya Savunma Bakanlığı, buna karşılık hava savunma güçlerinin de savaş uçakları gönderdiğini bildirdi.
Japon haber ajansı Kyodo’nun haberine göre Savunma Bakanlığı, Çin’e ait iki uçağın çarşamba sabahı Doğu Çin Denizi'nden Japon Denizi'ne gelerek Japonya'nın güneybatısındaki Tsushima Boğazı'ndan uçtuğunu, ardından ise kuzeye yöneldiğini aktardı. Güneyden ters istikamete giden iki Rus savaş uçağının ise yakındaki sular üzerinden kuzeye yöneldiği ifade edildi.
Moskova ve Pekin’in yayınladığı ortak bildiride ise, iki ülkenin karşı karşıya kaldığı ‘eşzamanlı zorluklar’ karşısında askeri işbirliğini geliştirme niyetinde olduğu üzerine duruldu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Bükreş'teki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sonuçlarının, ittifakın Ukrayna'daki duruma siyasi ve diplomatik bir çözüm bulmakla ilgilenmediğini gösterdiğini söyledi. Zaharova sözlerini şöyle sürdürdü:
“Moskova, NATO dışişleri bakanlarının açıklamalarını görmezden gelemez. Yer verilen ifadeler, NATO'nun çatışmayı körüklemeye ve uzatmaya çalıştığını gösteriyor. Batı ittifakı, Ukrayna'da siyasi ve diplomatik bir çözümle hiç ilgilenmiyor. NATO ülkeleri, Kiev rejiminin Batılı sponsorlarından tam bir suç ortaklığıyla, Rus tarafını Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından işlenen suç ve zulümlerle suçlamaya devam ediyor. Örneğin küresel gıda arzını kesintiye uğratmakla suçlandık. Bizim hatamız olmadan ortaya çıkan sorunlara gerçek çözümler sağlayan Moskova, Washington ve Brüksel'in dayattığı yaptırımların kısıtlamalarına rağmen, sürekli olarak bunu uygulama çabalarını sürdürüyor.”
Moskova’nın Patriot sistemleri Ukrayna'ya tedarik edildiği takdirde bu sistemleri hedef alacağı tehdidinde bulunan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, NATO'nun Ukrayna'ya modern füze savunma sistemleri tedarik etmesi meselesine atıfta bulundu. NATO daha önce Kiev'e ABD yapımı Patriot sistemlerinin tedarik edilmesini ele almadığını belirtmişti.
NATO’yu üye ülkelerinin dünya nüfusunun yalnızca yüzde 12'sini oluşturduğu bir suç örgütü olarak nitelendiren Medvedev, Rus TASS haber ajansının dün yayınlanan haberine göre şunları söyledi:
“NATO, insanlık önünde tövbe etmeli, bir suç örgütü olarak kendisini feshetmelidir. NATO, dünya çapında yaptıklarını ne çabuk unuttu. Devletlere yönelik darbeleri düzenlemek ve meşru devlet liderlerini devirmek gibi faaliyetler. Anlaşılan o ki NATO ve liderliği, operasyonları ve radikal rejimlere silah tedariki nedeniyle çok sayıda sivil zayiat verdiğini de unutmuş.”
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Ukrayna'nın egemenliğini ve bağımsızlığını koruma gereğine ilişkin yakın tarihli açıklaması hususunda da “Ancak Ukrayna'nın toprak bütünlüğünden bahsetmedi” vurgusunda bulundu.
Diğer yandan İkinci Dünya Savaşı sırasında Ukraynalı milliyetçilerin Polonyalılara karşı yürüttüğü güçlü ve kanlı faaliyetleri hatırlatan Moskova, Ukrayna ile Polonya'nın arasını açma kampanyasını sürdürüyor. Rus Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin dün yaptığı açıklamada, Polonya liderliğini ‘Batı Ukrayna topraklarını yerinden etme girişimlerine’ karşı uyardı. Moskova'nın elindeki verilerin, Polonyalıların Ukrayna'nın batısındaki bölgeler üzerindeki kontrolü artırma kararlılıklarını doğruladığını belirten Narışkin şu açıklamada bulundu:
“Polonyalıları aceleyle yanlış karşılaştırmalar yapmamaları konusunda şimdiden uyarmak isteriz. Kendilerini tarihlerini daha kapsamlı bir şekilde incelemeye davet ediyoruz. Tarihleri, Polonyalı milliyetçiler ile Ukraynalı milliyetçiler arasındaki çatışmaların acı örnekleriyle dolu.”
Narışkin açıklamasında ayrıca Polonya’yı aynı hataları tekrarlamamaya çağırarak “Polonya liderliği, Ukrayna topraklarındaki iddialarını haklı çıkarmak için Batı Ukrayna'da referandum düzenlemeyi planlıyor” dedi.
Aynı zamanda Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'nın, Polonya'nın Batı Ukrayna'daki bölgelere yönelik taleplerini hızlandırması için ilgili organlara resmi bir gerekçe hazırlamaları talimatını verdiğini aktardı.
Yönetim Kurulu toplantısında açıklamada bulunan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, son iki ay içerisinde yedek kuvvetlere çağrılan 300 binden fazla Rus askerinin eğitim operasyonlarının tamamlandığını duyurdu. Şoygu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yeni askeri oluşumların muharebe eğitimine yaklaşık üç bin eğitmen katıldı. Eğitim için ülkemiz toprakları ve Belarus Cumhuriyeti topraklarındaki yüzden fazla eğitim sahası kullanıldı. İki ay içerisinde gönüllüler dahil olmak üzere 300 binden fazla yedek asker eğitildi.”
Sekiz bine yakın zırhlı personel taşıyıcı, savaş tankı, topçu mürettebatı, hava savunma sistemleri, insansız hava araçları, dijital harp sistemleri ve muhabere teçhizatının hazır bulunduğuna işaret eden Bakan Şoygu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rus kuvvetleri, füze kuvvetleri ve topçuların yeni savaş yöntemlerini test etti. Düşman ile aktif ateş çatışması, askeri operasyonların başarısının önemli bir bileşeni konumunda. Füze ve topçu kuvvetleri bu hususta önemli bir role sahip. Özel operasyon sırasında, yeni savaş yöntemleri de test ediliyor. İnsansız hava araçları da dahil olmak üzere yangın keşif sistemlerinin yanı sıra modern ve gelişmiş silahların kullanımı gerçekleştiriliyor.”
Rus kuvvetlerinin son 24 saat içerisinde önemli bir ilerleme kaydettiğini bildiren Rusya Savunma Bakanlığı, Belogorovka ve Berchi Travny köylerinin tamamen ele alındığını, en az 50 Ukrayna askerinin etkisiz hale getirildiğini, 4 savaş aracının imha edildiğini kaydetti.
Rus Silahlı Kuvvetleri kapsamındaki havacılık, ordu, füze ve topçu kuvvetlerinin Ukrayna'daki özel askeri harekatını sürdürdüğünü bildiren Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, 157 bölgede atış mevzilerinde, personel ve askeri teçhizatın yoğunlaştığı alanlarda Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı 79 topçu biriminin bombalandığını aktardı.
Kupiansk konusunda da şunları söyledi:
 “Taktik gruplarını ve bir tank bölüğünü kullanan düşman, Luhansk Halk Cumhuriyeti'nin Novosiolovskoye köylerindeki Rus kuvvetleri mevzilerine saldırmaya çalıştı. Ancak Rus kuvvetlerinin saldırıyı püskürtmesi üzerine Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı birimler mevzilerine geri döndü. 50 kadar Ukrayna askeri etkisiz hale getirilirken 10 tank, bir piyade aracı, iki zırhlı araç ve bir kundağı motorlu topçu sistemi imha edildi.”
Konaşenkov, Rus Silahlı Kuvvetleri’nin Ukrayna Silahlı Kuvvetleri kapsamındaki üç taktik grubunun Luhansk Halk Cumhuriyeti yönünde Rus kuvvetleri mevzilerine saldırma girişimini püskürttüğünü bildirdi. Rus kuvvetlerinin askerler arasında en az 40 can kaybı, aynı zamanda dört piyade aracı ve bir cephane aracının fire verilmesinin ardından düşmanı yenmeyi ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin birimlerini orijinal konumlarına döndürmeyi başardığını vurguladı.
 



AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
TT

AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)

Avrupa Birliği (AB), Gazze Savaşı'nın üzerinden 109 gün geçmesine rağmen, üyeleri arasında derinleşen anlaşmazlıklar ve kendi içinde her biri büyük ölçüde bağımsız bir çizgiyi takip eden üç bloğun oluşması nedeniyle ateşkes çağrısı yapan tek bir toplu bildiri yayınlamayı başaramadı.

Ancak Pazartesi günü geçekleştirilen Dışişleri Bakanları toplantısında Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün Dışişleri Bakanları ile Arap Birliği Genel Sekreteri’nin yanı sıra Filistin ve İsrail ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Gazze savaşındaki gelişmeleri “ertesi gün” olarak adlandırılan gün konusunda bir paradoks görüldü. Buradaki ironi, Avrupalıların bölünmelerine rağmen AB, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Arap Birliği'nin düzenlediği "barışa hazırlık konferansı düzenlenmesi" çağrısına dayanan bir plan üzerinde anlaşması oldu. Filistinli ve İsrailli tarafların yokluğunda düzenlenebilecek konferansa ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) de davet edildi. Amaç, “iki devletli çözümü” sahada gerçeğe dönüştürmek.

Avrupa planı, "barış için yol haritası" olarak adlandırılabilir. AB Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Sven Koopmans tarafından hazırlanan plan, Pazartesi günkü toplantıdan önce AB’nin 27 üyesine dağıtıldı. Hollanda, Danimarka ve Baltık Denizi ülkelerinin yanı sıra Almanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti ağırlıklı olmak üzere AB içinde İsrail'e en yakın grubun buna karşı çıkmadı.

Onayın ana sinyali, bugüne kadar sadece diplomatik ve siyasi olarak değil, özellikle Alman ordusunun sahip olduğu en son silah ve teknolojileri sağlayarak kesinlikle İsrail'in yanında olmayı taahhüt eden Almanya'dan geldi. Berlin'in yaptığı son şey, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'e verdiği desteği teyit etmek ve İsrail'in Gazze'de “soykırım” yapmadığını tekrar tekrar iddia etmek oldu.

Paris'teki siyasi kaynaklar, Avrupalıların, yönelimleri ne olursa olsun, "Bugün Gazze savaşının İsrail'in sorunlarını çözmeyeceği ve bu başarılsa bile Hamas'ın ortadan kaldırılacağı kanaatine vardıklarını" ancak Hamas’ın yerini başka nesillerin alacağını ve bunun son olmayacağını söylüyor. Bu kaynaklar, Avrupalıların bugün İsrail'i kendisinden daha doğrusu onun yetkililerinden kurtarmaları gerektiğini düşündüklerini ve bunu başarmanın yolunun da İsrail'den geçtiğini aktarıyor.

srftbn
Netanyahu 18 Ocak'ta Tel Aviv'de basına konuşuyor (DPA)

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptığı açıklamada, “Böyle bir çözüm duymak istemediklerini söyleyenler başka bir alternatif de sunmadı” diyerek, barışın bölgenin tüm sakinlerini kapsamadığı sürece sağlanamayacağını ifade etti. Borrell, "Akıllarında başka hangi çözümler var? Tüm Filistinlilerin ayrılmasını sağlamak mı? Ya da hepsini öldürmek mi? Amacın, Hamas'ı ortadan kaldırmak olduğunu söylemek tek taraflı. Çünkü bu, Hamas'ın ne zaman yeterince zayıf olduğuna karar vermenin İsrail'e bağlı olacağı anlamına geliyor. Bu şekilde çalışmaya devam edemeyiz” dedi.

Gerçek şu ki, Avrupalıların ortaya attığı şey yeni bir şey değil, çünkü “barışın belirleyicileri” yıllardır biliniyor ve iki devletli çözüm, John Kirby'nin başarısız olduğu 2014'ten bu yana tartışılmıyor. Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın danışmanı olan Kirby, İsraillileri Batı Şeria'daki yerleşim hızını azaltmaya ikna edemedi. Ancak bugün yeni olan şey, AB’nin farklılıklarını ve bölünmelerini bir kenara bırakmayı başarması.

AB’nin 7 Ekim'den bu yana sağladığı sınırsız desteğe rağmen AB’nin yayınladığı her açıklamaya İsrail’de büyük şüpheyle bakılıyor. Bunun son kanıtı, Fransız gazetesi Le Monde'un, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın Avrupa Birliği dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantıda aktardığı haber. Haberde Katz, İsrail’in tek müttefiki olduğunu bunun da ABD olduğunu ifade etti. Bu da Tel Aviv’in Brüksel’in değil yalnızca Washington’un planını kabul edeceği anlamına geliyor. Katz planı tartışmayı reddetti ve bunun yerine iki video kaset yayınladı. Birincisi İsrail'in Gazze Şeridi'ne liman olarak istediği yapay adayı, diğeri ise İsrail'i Hindistan'a bağlayan tren hattının güzergahını gösteriyor.

sdcevr
ABD Başkanı Joe Biden, 19 Ocak'ta ABD belediye başkanlarının toplantısı vesilesiyle Beyaz Saray’da konuşuyor (Reuters)

Avrupa Birliği'nin aradığı çözümün, İsrail'i tüm uluslararası forumlarda savunan, ona silah, teçhizat ve her türlü desteği sağlayan ABD tarafından benimsenmeden gün ışığına çıkamayacağına dair köklü bir kanaat var. Dolayısıyla onları etkileyebilecek ve bu tür bir çözümü kabul etmeye itebilecek olan taraf da AB. Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen son telefon görüşmesi, Netanyahu'nun reddettiği iki devletli çözüm konusunda aralarındaki derin anlaşmazlığı kamuoyuna ortaya çıkardı.

Pek çok analist, Netanyahu'nun cesaretini ve Biden'ı kızdırma isteğini iki devletli çözümü reddetmesini iki ana faktörle tekrarlayarak açıklıyor: Bunlardan biri, aşırı sağla olan siyasi ittifaka esir olması, iki devletli çözüme açılması durumunda bu ittifakın sürekli çökmesi ve Knesset'te sahip olduğu küçük çoğunluğu kaybetmesi tehdidi, ikinci ise Biden, başkanlık mücadelesinde İsrail'i desteklemek için Yahudi seslerine ve ABD'de İsrail adına çalışan dernek ve kuruluşların etkisine yöneldi. Ayrıca, Biden  İsrail Avrupalıların, Arapların ve dünya ülkeleri ve halklarının ezici çoğunluğunun istediği barışçıl çözümü kabul etmesi için İsrail'e ciddi baskı uygulayabilecek bir konumda.

Netanyahu iki devletli çözüme her zaman karşı çıktı ve bunu yalnızca bir kez ve gönülsüzce kabul etti. Burada, Avrupa'nın Washington'un tutumunun değişeceği yönündeki iddiası muhtemelen kaybedilecek ve eski Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki Kasım ayında başkanlığı kazanması durumunda boşa çıkacak.

Soru şu, Avrupalıların elinde ne var? İsrail'in planlarına uymayı reddederek onlarla yüzleşmesi durumunda ellerindeki baskı araçlarına başvurmaya hazırlar mı? Bu soruları cevaplamak zor. Ancak bunun tersine, Tel Aviv'in geleneksel olarak Brüksel'de sahip olduğu siyasi ilişkiler ve diplomatik desteğe paralel olarak İsrail'in Birlik ile yakın ekonomik, ticari, bilimsel ve yatırım ilişkilerinin olduğu ve bu nedenle Avrupalıların İsrail üzerinde ciddi baskı kartlarının olduğu doğrulanabilir. Ancak İsrail'le daha önceki birleşme deneyimlerinden yararlanmak cesaret verici değil ve dolayısıyla buna güvenmek de garanti değil.