UNHCR, yerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşünün önündeki engelleri kaldıracak

Başbakan Necip Mikati başkanlığında Bakanlar Komitesi yerinden edilmiş Suriyelilerin dönüşünü görüşmek için toplantı düzenledi. (Ulusal ajans)
Başbakan Necip Mikati başkanlığında Bakanlar Komitesi yerinden edilmiş Suriyelilerin dönüşünü görüşmek için toplantı düzenledi. (Ulusal ajans)
TT

UNHCR, yerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşünün önündeki engelleri kaldıracak

Başbakan Necip Mikati başkanlığında Bakanlar Komitesi yerinden edilmiş Suriyelilerin dönüşünü görüşmek için toplantı düzenledi. (Ulusal ajans)
Başbakan Necip Mikati başkanlığında Bakanlar Komitesi yerinden edilmiş Suriyelilerin dönüşünü görüşmek için toplantı düzenledi. (Ulusal ajans)

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri (UNHCR) Filippo Grandi, UNHCR’nin Suriye hükümetiyle birlikte ‘yıllardır Suriyelilerin geri dönmesini engelleyen ciddi engelleri kaldırmak için’  çalıştığını duyurdu. Grandi, Birleşmiş Milletler’in(BM)  ülkelerinde yerinden edilmiş Suriyelilere yardım ettiğine dikkat çekerek, Lübnan halkına doğrudan desteğin arttırıldığını ve desteğin daha da artması için üzerinde çalışılacak mevcut bir program olduğunu ifade etti.
Geri dönmek isteyen yerinden edilmiş kişilere yardım etmek, kişilerin yaşam zorlukları ve azalan iş imkanları nedeniyle kendi ülkelerine gönüllü olarak geri dönmelerinin önündeki en büyük engellerden biri oldu. Güvenlik, tutuklanma korkuları ve arananları zorunlu askerlik hizmetine götürme gibi diğer engellere ek olarak yaşam zorluğu ve azalan iş olanaklarında var olan sorunların başında geliyor.
Lübnan geçtiğimiz ay, Lübnan Genel Güvenliği tarafından hükümet koordinasyonuyla düzenlenen iki konvoyla gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyenler için geziler düzenlemeye başladı ve yüzlerce kişi Lübnan'ın doğusundan Suriye'ye doğru yola çıktı.
Dün Beyrut’u ziyaret eden Grandi, Başbakan Necip Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri ve diğer yetkililerle bir araya geldi. Mikati ile görüşmesinin ardından, Lübnan’ın karşı karşıya olduğu muazzam zorluklara değinerek, yüz binlerce Suriyeli ve diğer mültecilere ev sahipliği yapmanın zor bir sorumluluk olduğuna değindi. UNHCR Komiseri şu açıklamalarda bulundu:
“Gelecekteki beklentileri tartıştık. Birleşmiş Milletler, Lübnan halkı ve ülkede yaşayan herkes için insani yardım da dahil olmak üzere onları desteklemeye devam edecek. Bu sürecin önemli bir yönü olan Suriye'nin gönüllü dönüşüne Lübnan'ın saygısını takdir ediyoruz. Yıllar içinde biriken ve insanların geri dönmesini engelleyen ciddi engellerin kaldırılması için de Suriye tarafı ve Suriye hükümeti ile çalışıyoruz. Biraz ilerleme kaydettik ancak insanların geri dönme kararını verme konusunda kendilerine güvenmeleri için daha yapılacak çok iş var. Cihazlarımızın çoğu insanın geri dönmek istediğini göstermeye devam ediyor. Ancak bir dizi engelin aşılması gerekiyor. Üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Suriye'de de birçok zorluk var ve her zaman Suriye'de erken toparlanma ihtiyacını öngören Güvenlik Konseyi kararına atıfta bulundum ve bu konuda bağışçılarla çalışmalıyız.”
Mikati de Lübnan üzerinde her düzeyde baskı oluşturan Suriyeli yerinden edilme krizinin sona erdirilmesi için uluslararası toplumun iş birliği çağrısını yineledi. Başbakanlık Ofisi açıklamasında, Mikati’nin Grandi’yi kabulü sırasında şunları söylediğini aktardı:
“Komisyon ve diğer ilgili uluslararası kuruluşlar, bu ikilemi çözmek için Lübnan hükümeti ile uzman kuruluşları aracılığıyla koordinasyon sağlamalı. Çünkü Lübnan'ın artık bu dosyanın yansımalarını kaldıracak mali, hizmetsel ve siyasi kapasitesi yok. Bu dosya Lübnan gerçeği üzerinde baskı kuran bir kart olarak kalmamalı. Bu aşamadaki öncelik, yerinden edilmiş Suriyelilerin Suriye'deki durum istikrara kavuştuktan sonra peş peşe ülkelerine geri gönderilmesidir.”
Grandi ile yerinden edilmiş Suriyeliler konusunu görüşen Berri, yerinden edilmiş Suriyelilerin yaşadığı krizin bir sonucu olarak Lübnan'ın taşıdığı yükün boyutunun çok büyük olduğunu, bunun Lübnan ve mülteciler için ciddi sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Bu risklerin büyüklüğünü anladığını ifade eden Grandi, “Uluslararası toplum, ülkelerinde yerinden edilmiş Suriyelilere yardım etmek için bu alandaki yardım kapasitesini artırmaya hazır” dedi.



İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera vilayeti kırsalında yer alan Yermuk Havzası'ndaki çeşitli noktaları işgal etti.

Suriye devlet televizyonu, ‘İsrail güçlerine ait altı aracın Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası'nda bulunan Saysun köyüne girdiğini’ duyurdu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, ‘üç araçtan oluşan bir İsrail kuvvetinin Yermuk Havzası'ndaki Ayn Zikr köyünün eteklerinde bulunan devrik rejim güçlerinin 112. Tugayı’na ait eski bir askeri alana girdiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçlerinin söz konusu bölgeye girmesi, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen ikinci ihlal. Zira daha önce de askeri bölgeye girmişler ve içinde sabotaj ve buldozer operasyonları gerçekleştirmişlerdi.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre İsrail güçleri, 2 Temmuz'da Kuneytra'nın güneyindeki Mezraa el-Basali'de gözaltına aldıkları üç Suriye vatandaşını birkaç saat sonra serbest bıraktı.

İsrail ordu güçleri çarşamba günü güney Kuneytra kırsalındaki bir çiftliğe saldırı düzenleyerek üç vatandaşı gözaltına aldı; Tel Aviv bu kişilerin İran'la bağlantılı olduğunu iddia etti.

28 Haziran'da bir İsrail ordu gücü güney Kuneytra kırsalındaki Ruveyhine köyünü işgal ederek evlerde arama yaptı ve evlerin içini tahrip etti.

Dera 24 televizyon kanalı, iki tank ve iki araçtan oluşan bir İsrail gücünün köye girdiğini ve bazı evlerde arama yaptığını bildirdi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları Esed rejiminin devrilmesinden sonra önemli ölçüde arttı. İsrail ordusu Suriye ordusuna ait askeri mevzileri hedef alarak buraları imha etti. İsrail ayrıca, Şam, Kuneytra ve Dera kırsalında kara saldırılarıyla eş zamanlı olarak tampon bölgeyi kontrol altına aldı, ardından sınır bölgelerinde operasyonlar düzenlemeye başladı.