Max Beckmann'ın otoportresi rekor fiyata satıldı

Beckmann, otoportresini Nazi Almanya’sından kaçtıktan sonra Hollanda’da sürgündeyken yaptı (AFP)
Beckmann, otoportresini Nazi Almanya’sından kaçtıktan sonra Hollanda’da sürgündeyken yaptı (AFP)
TT

Max Beckmann'ın otoportresi rekor fiyata satıldı

Beckmann, otoportresini Nazi Almanya’sından kaçtıktan sonra Hollanda’da sürgündeyken yaptı (AFP)
Beckmann, otoportresini Nazi Almanya’sından kaçtıktan sonra Hollanda’da sürgündeyken yaptı (AFP)

Almanya’nın önde gelen sanatçılarından Max Beckmann’ın otoportresi, Perşembe günü düzenlenen müzayedede rekor fiyata satıldı.
Şarku’l Avsat’ın Greysbach müzayede evindeki bir yetkiliden aktardığına göre, tablo 20 milyon euroya satılırken, gerçek fiyatının komisyonlar ve vergiler de dahil toplam 23,2 milyon euro olduğu ifade edildi.
Bir başka Beckmann tablosu olan ‘Mısırlı’, 2018 yılında 4,7 milyon euroya satılarak rekoru elinde tutuyordu.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Perşembe günü satılan tablonun fiyatı, Beckmann’ın eserlerinin dünya çapındaki müzayedelerde satışı için rekor değil. Çünkü Alman ressamın bir parçasının şimdiye kadar satıldığı en yüksek fiyat, 2017 yılında Londra Chrisrie’s’de gerçekleşti. ‘Kuşların Cehennemi/ Holle der Vogel’ tablosu 36 milyon sterline (o zamanlar 41 milyon dolar değerine) satıldı.
Boyandığı 1943 yılından bu yana özel mülkiyette bulunan başyapıt ‘Sarı ve pembe otoportre/ Selbstbildnis gelb-rosa’ sanatçının Nazi Almanya’sından kaçtıktan sonra Hollanda’daki sürgün dönemini anlatıyor.
Eşi Mathilde’ye verdiği ve 1986 yılında ölümüne kadar yıllarca sakladığı tablo, özel bir İsviçre koleksiyonunda kaldı ve doksanlı yılların ortalarından beri halka gösterilmedi.



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe