Türkiye’den müttefiklerine terör örgütlerini desteklemeyi bırakmaları çağrısı

SDG, Uluslararası Koalisyon ile koordinasyonunu sonlandırdı.

Suriye sınırındaki Türk askeri gücü. (AA)
Suriye sınırındaki Türk askeri gücü. (AA)
TT

Türkiye’den müttefiklerine terör örgütlerini desteklemeyi bırakmaları çağrısı

Suriye sınırındaki Türk askeri gücü. (AA)
Suriye sınırındaki Türk askeri gücü. (AA)

Türkiye, terörle ve gerek sınırlarının içinde gerekse dışında güvenliğini ve halkını hedef alan saldırılarla mücadele etmek için gereken her şeyi yapmaya devam edeceğini vurgulayarak, müttefiklerine Suriye'nin kuzeyindeki teröristleri desteklemeyi bırakmaları çağrısında bulundu. Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Türkiye'nin adımlarını sıklaştırması ve Ankara'nın Suriye'nin kuzeyindeki mevzilerine kara harekatı düzenleme planları nedeniyle DEAŞ’a karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon’la koordinasyonun kesildiğini duyurdu.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar dün yaptığı açıklamada “Ne zaman, nerede, ne yapmak gerekiyorsa, neyi gerektiriyorsa yeri ve zamanı gerektiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi gereğini yaptı, bundan sonra da yapmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
Akar, gazetecilere yaptığı başka bir açıklamada, birkaç gün içinde mevkidaşları ile yaptığı görüşmeler ve toplantılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
“Son dönemde yapılan görüşmelerde müttefik ülkelere eli kanlı bir terör örgütü olan, sınırlarımıza ve halkımıza saldıran PKK/KCK/YPG'ye, DEAŞ'la mücadele bahanesi dahil her ne sebeple olursa olsun destek olmamaları, teröristlerden ayırt edilmeyi zorlaştıracak kendi bayrak ve kendi üniformalarını kullandırmamaları, bulundukları bölgelerden teröristleri uzak tutmaları ve bir an önce terör örgütleri ile tüm ilişkilerini kesmeleri hatırlatılmakta ve gerekli uyarılar yapılmaktadır.”

Dün Türkiye sınırına yakın, Haseke'deki ABD’ye ait bir askeri devriyesi. (AFP)
Bakan Akar sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK/KCK/YPG son dönemde de sivil yerleşim alanlarımızı hedef almış, çocuk, kadın, öğrenci, öğretmen demeden masum vatandaşlarımıza yönelik alçak ve kanlı saldırılar gerçekleştirmiştir. Binlerce kilometre öteden DEAŞ terör örgütünü tehlike olarak hissedenlerin, sınırlarımızın yanı başından okullar dahil sivil yerleşim yerlerimizi hedef alan ve masum insanlarımızı katleden terör örgütlerine karşı gerekli tedbirleri almamız konusundaki tutumları kabul edilemez."

Ankara: ABD bizi anlamalı
ABD'den yapılan "Türkiye'nin Suriye'de yeni bir askeri operasyon düzenlemesine şiddetle karşı olunduğuna" yönelik açıklamalara ilişkin soruya Bakan Akar şu cevabı verdi:
"Bizden tekrar değerlendirmemizi istediler. Biz de hassasiyetlerimizi, görüş ve düşüncelerimizi anlattık, verilen sözlerin tutulmasını istedik. Bizi, yani durumu anlamaları gerektiğini vurguladık."
DEAŞ'la sahada göğüs göğüse mücadele eden tek ülkenin Türkiye olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Akar, "Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde 4 bin 500 radikal DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getiren Türkiye, DEAŞ ve diğer tüm terör örgütleri ile mücadele için her türlü işbirliğine hazırdır" dedi. Terör örgütü PKK/KCK/YPG'nin, Suriye'nin kuzeyinde sağlanan huzur ve istikrar ortamını bozmaya yönelik taciz ve saldırılarını artırdığına dikkat çekti.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Savunma Bakanı Lloyd Austin'in çarşambayı perşembeye bağlayan gece Hulusi Akar ile yaptığı telefon görüşmesinde kendisine ‘Washington'ın Türkiye'nin Suriye'de yeni bir askeri operasyon düzenlemesine şiddetle karşı olduğunu ve bölgedeki gerginliğin artmasından endişe duyduğunu söylediğini’ aktarmıştı. Buna karşılık Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) açıklamasında, Bakan Akar’ın görüşmede Türkiye’nin halkının ve sınırlarının güvenliğini sağlamak üzere Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması'nın 51'inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakları kapsamında terörle mücadele operasyonları yaptığını, operasyonlarda tek hedefin teröristler olduğunu ve koalisyon güçlerine veya sivillere zarar verilmesinin asla söz konusu olmadığını vurguladığı kaydedildi.
Hulusi Akar, perşembe günü Ankara’da ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile görüştü. İkili Suriye’deki gelişmeleri ele aldı.

Türkiye’nin ısrarı
Türkiye, Suriye'nin kuzeyindeki askeri operasyonunda kararlı olduğunun yeniden altını çizdi. Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Ankara'nın bölgede herhangi bir terör örgütünün varlığını önlemek için gerekli adımları atacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen MGK toplantısının ardından perşembeyi cumaya bağlayan gece yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri̇ başta olmak üzere, millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve ilave tedbirler müzakere edilmiştir. Yüce milletimizin ve eşsiz ülkemizin savunmasını ve güvenliğini sağlamak maksadıyla BM Şartı’nın 51’inci maddesi kapsamında güney sınırlarımız boyunca icra edilen operasyonların tek hedefinin terör örgütleri olduğu, bölgemizde; sınırlarımızı, şehirlerimizi, vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi hedef alan hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyeceği, bunun için gereken her adımın kararlılıkla atılacağı hususu vurgulanmıştır.”
Toplantıda ayrıca şu hususa da dikkat çekildiği belirtildi:
“Teröre karşı verdikleri kahramanca mücadelede; millî ve milletler arası hukuk ile insan hakları ve kamu vicdanına mutlak bir bağlılıkla hareket etmeyi ilke olarak benimseyen güvenlik kuvvetlerimizin, ağır darbe alan bölücü terör örgütüne nefes aldırmak maksadıyla yalan ve iftiraya başvuran çevrelerce hedef alınmasına hiçbir surette müsamaha gösterilmeyeceğinin altı çizilmiştir.”

Operasyonlar devam ediyor
MSB Suriye'nin kuzeyinde tespit edilen 5 PKK/YPG’li teröristin öldürüldüğünü duyurdu.
MSB dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Teröre ve teröriste geçit yok! Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye’nin kuzeyinde tespit ettiği 5 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdi. Teröristle mücadelemiz etkin ve kararlı şekilde sürecek!” açıklamasını yaptı.
Diğer yandan Anadolu Ajansı (AA) tarafından, PKK/YPG liderlerinden Muhammed Nasır’ın Suriye’de gerçekleştirilen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) operasyonuyla etkisiz hale getirildiği bildirildi.
AA dün güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilerden hareketle, Kemal Pir kod adlı Muhammed Nasır’ın ‘terör örgütü PKK/YPG'nin sözde Tel Tamir eyaleti tugay sorumlusu olduğunu’ belirtti.
AA’ya göre bölgeden olması itibarıyla Barış Pınarı bölgesi sınır hattını çok iyi bildiği değerlendirilen teröristin, füze konusunda uzman olduğu ve sabotaj planlarının yapılmasında aktif rol aldığı belirlendi. Barış Pınarı bölgesi, Suriye Milli Ordusu ile işbirliği içinde Türk kuvvetleri tarafından kontrol ediliyor. AA, teröristin Barış Pınarı bölgesine yönelik eylemlerde önemli rol oynadığının ve kendisine bağlı unsurlarla sabotaj eylemlerine katıldığının tespit edildiğini ve daha önce MİT tarafından hedef listesine alındığını kaydetti.
Dün Türk Jandarma güçleri, bir TIR’ın dorsesinin altında Türkiye topraklarına yasa dışı yollardan giren bir teröristi yakaladı.
İçişleri Bakanlığı olaya ilişkin yaptığı açıklamada “Şırnak İl Jandarma Komutanlığı tarafından 24 Kasım 2022 günü PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü üyelerine yönelik  gerçekleştirilen operasyonda, Canfeda Alman kod adlı Azad Öngüç isimli teröristin bir TIR’ın dorsesinin altına saklanarak yurt içine giriş yaptığı bilgisi alınması üzerine, Jandarma ekiplerince üç  kişinin bulunduğu TIR, Silopi ilçesi Ortaköy Jandarma Krk.K.lığı yol emniyet ve kontrol noktasında durduruldu” bilgisini paylaşarak operasyonda teröristin yurt içine girmesine yardım ettiği tespit edilen iki kişinin de gözaltına alındığını kaydetti.
Bakanlık, yapılan incelemelerde teröristin ‘PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü içinde örgütün sözde Türkiye sorumlusu Hakkı Gabar kod adlı İskan Akyüz’ün uzun süre korumalığını yaptığının tespit edildiğini’ bildirdi.
TSK, Suriye Milli Ordusu ile iş birliği içinde, Suriye'nin kuzeyindeki SDG mevzilerine yönelik top ve füze saldırılarını sürdürdü. Perşembeyi cumaya bağlayan gece bir Türk silahlı insansız hava aracı (SİHA), Halep'in doğusundaki Menbiç kentindeki el-Metahin bölgesinde SDG güçlerini taşıyan bir aracı hedef aldı. Operasyon sonucunda aracın yandığı ve SDG saflarında kayıplar olduğu kaydedildi.
Bununla eş zamanlı olarak TSK, Tel Şair, Şuyuh Tahtani, Carkali, Zur Mağar köylerinde ve Halep'in doğu kırsalındaki Cerablus şehrine bakan Fırat Nehri'nin doğusundaki Ahmed Munir Çiftliği’nde SDG mevzilerini hedef aldı.
Yerel kaynaklar ayrıca, Rakka kırsalındaki Tel Abyad yakınlarındaki SDG mevzilerinin hedef alınmasıyla eş zamanlı olarak, Rakka'nın kuzey kırsalındaki Ayn İsa ilçesinin batısındaki ed-Debs, Cedide ve Muşeyrife bölgelerini bombardımana tuttuğunu bildirdi.

SDG ve Uluslararası Koalisyon
SDG Sözcüsü Aram Hanna’nın dün Reuters’a verdiği bilgiye göre SDG, ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon ile terörle mücadele kapsamındaki tüm koordinasyonun ve ortak operasyonların yanı sıra periyodik olarak yürütülen bütün ortak özel operasyonlara son verildiğini duyurdu. Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder daha önce yaptığı açıklamada DEAŞ’a karşı yapılan operasyonların devam ettiğini söylemişti.
Geçen hafta SDG lideri Mazlum Abdi, sınırda Washington'dan ‘daha ​​güçlü bir mesaj’ talep ederek, güçlerinin Türkiye'nin operasyonları nedeniyle Uluslararası Koalisyon ile yapılan ortak devriyelerin durdurulduğunu bildirmişti.

Rusya’nın tutumu
Diğer yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Rusya'nın Türkiye ve Suriye'ye arabuluculuk dayatmadığını belirterek, talep edilmesi halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasında bir görüşme ayarlamaya hazır olduklarını söyledi.
Rus Sputnik Haber Ajansı’nın aktardığına göre Bogdanov dün şu açıklamayı yaptı:
“Her zaman hazır olduğumuzu ifade ediyoruz ancak şu ana kadar siyasi düzeyde somut bir adım atılmadı. Henüz böyle bir plan yok. Her şey tarafların istekliliğine bağlı, kimseye bir şey dayatmıyoruz. Eğer bize sorulursa ve Ankara ve Şam'daki ortaklarımızın böyle bir ilgisi varsa, elbette olumlu yanıt vereceğiz.”
Kremlin daha önce, Pençe-Kilit Operasyonu ile Suriye’nin kuzeyindeki istikrarın bozulduğunu öne sürmüş, bunun ‘geri tepebileceğini ve güvenlik durumunu çıkmaza sokabileceğini’ savunmuştu.
Türkiye, PKK/PYD/YPG terör örgütünü sorumlu tuttuğu, 13 Kasım'da altı kişinin yaşamını yitirmesine ve 81 kişinin yaralanmasına neden olan İstanbul'daki bombalı terör saldırısından sonra 19 Kasım'da Pençe-Kilit Operasyonu’nu başlatmıştı.



UNIFIL: İsrail güçlerinin varlığı Lübnan ordusunun güneye konuşlanmasını engelliyor

UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
TT

UNIFIL: İsrail güçlerinin varlığı Lübnan ordusunun güneye konuşlanmasını engelliyor

UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)

UNIFIL sözcüsü Candice Ardiel dün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'daki varlığının, Lübnan ordusunun İsrail ile varılan ateşkes anlaşmasında belirtildiği gibi bölgeye konuşlanmasını engelleyen "ciddi bir ihlal" olduğunu belirtti.

Ardiel bir televizyon röportajında, "İsrail güçlerinin Güney Lübnan'daki varlığı, hareket ve hareket özgürlüğü açısından bizim ve Lübnan ordusu için bir engel teşkil ediyor" ifadesini kullandı.

Lübnan ordusuyla iş birliğini "her zaman güçlü ve sürekli" olarak nitelendiren Ardiel, gücün tehlikelerin farkında olduğunu ve "görevlerimize ve bizden beklenen görevlere bağlı olduğumuzu" belirtti.

UNIFIL Kuvvet Komutanı Diodato Abagnara cumartesi günü yaptığı açıklamada, Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın uygulanmasında ilerleme kaydedilebilmesi için Lübnan'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve birliğine tam saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

"X" platformunda, Lübnan ordusuna destek verme kararlılığını vurgulayarak, onları "Güney Lübnan'da istikrarı sağlamada ortağımız" olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İsrail, Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların ardından Hizbullah ile yaşanan savaşın ardından bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına rağmen Güney Lübnan'daki mevzilerini kontrol altında tutuyor ve ülkenin doğusu ve güneyine yönelik saldırılarını sürdürüyor.


Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.