Prens Harry, Örümcek Adam kılığına girdi

"Belki bir sonraki Örümcek Adam o olur!"

(Instagram / Scotty's Little Soldiers)
(Instagram / Scotty's Little Soldiers)
TT

Prens Harry, Örümcek Adam kılığına girdi

(Instagram / Scotty's Little Soldiers)
(Instagram / Scotty's Little Soldiers)

Prens Harry, Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetleri'nde görev yaparken hayatını kaybedenlerin çocukları için Örümcek Adam kılığına girerek Noel mesajı paylaştı.
38 yaşındaki Harry, ebeveynleri ölen asker çocuklarını destekleyen bir vakıf olan Scotty's Little Soldiers'ın (Scotty'nin Küçük Askerleri) yıllık geleneksel Noel partisi için bir video çekti.
Vakfın bu yılki partisinin teması "Kahramanlar ve Kötüler" olarak belirlendi. Prens Harry de bu konsepte uyarak Örümcek Adam kılığına girmeyi seçti.
Annesi Prenses Diana'yı 12 yaşındayken kaybeden Harry, çocuklara şu mesajı verdi:
"Noel, sevdiklerimizi gerçekten ama gerçekten çok özlediğimiz bir dönem ve bu çok normal. Ama aynı zamanda ebeveynlerimiz olmadan eğlendiğimiz için suçluluk hissetmek de mümkün."
Kendisi de artık baba olan Harry, şöyle devam etti:
"Ama sizi temin ederim ki ebeveynlerimiz bizim her zaman eğlenmemizi isterdi, bu yüzden suçluluk hissetmeyin. Çok iyi vakit geçirmeye hakkınız var, özellikle de Scotty's Little Soldiers topluluğuyla birlikte."
Videonun devamında Örümcek Adam maskesini çıkaran Harry, "Çıkın, çok iyi zaman geçirin ve Noel'i kutlayın" diye ekledi.

Çocuklar, Harry'nin videosuna olumlu tepkiler verdi.
Babasını 2018'de kaybeden 12 yaşındaki Emily Reynolds, etkinliğin basın bülteninde şu ifadeleri kullandı:
"Bizimle aynı deneyimi yaşamış birinin bizi düşünmesi çok hoş. O sadece sempatik olmaya çalışan biri değil. Ebeveynsiz büyümenin ne demek olduğunu bilen birisi."
Henüz 9 haftalıkken babasını kaybeden 15 yaşındaki Ben O'Donnell da "Prens Harry'nin Örümcek Adam kostümü giymesi harika! Belki bir sonraki Örümcek Adam o olur!" diyerek heyecanını belirtti.
Prenses Diana, 1997'de trajik bir araba kazasında hayatını kaybetmişti.
Prens Harry annesini kaybettikten sonra zor zamanlar geçirdiğini sık sık dile getirmişti. 2020'de katıldığı bir etkinlikte bu travmayı atlatmak için üç yıl terapiye gittiğini söylemişti.
 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research