‘Biat etme’ konusunda sorular gündeme geldi… DEAŞ yeni liderinin gerçek kimliğini gizli tutarak neyi amaçlıyor?

DEAŞ’ın gerçek kimliği açıklanmayan yeni liderine ‘biat etme’ konusunda sorular gündeme geldi

Libya güçleri 2016’da Sirte’de düzenlenen operasyon sırasında DEAŞ mevzilerine saldırdı (AFP)
Libya güçleri 2016’da Sirte’de düzenlenen operasyon sırasında DEAŞ mevzilerine saldırdı (AFP)
TT

‘Biat etme’ konusunda sorular gündeme geldi… DEAŞ yeni liderinin gerçek kimliğini gizli tutarak neyi amaçlıyor?

Libya güçleri 2016’da Sirte’de düzenlenen operasyon sırasında DEAŞ mevzilerine saldırdı (AFP)
Libya güçleri 2016’da Sirte’de düzenlenen operasyon sırasında DEAŞ mevzilerine saldırdı (AFP)

DEAŞ, örgütün başına geçen Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi’nin öldürülmesinin ardından Ebu Hüseyin el-Hüseyni el-Kureyşi’nin yeni lider olduğunu duyurması ve yeni lidere biat etme çağrısı yapmasının ardından bu ‘biatın sıhhati’ konusunda sorular gündeme geldi.
Uluslararası terörle ilgili araştırmacılar, örgütün yeni liderin kimliğini ifşa etmeden sadece takma adını bildirmesinin biat yeminini bozabileceğini ve bu konuda belirsizliği artırabileceğini ileri sürdü.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberine göre, Suriye ordusunun bir buçuk ay önce ülkenin güneyinde düzenlediği askeri operasyonda Ebu el-Hasan el-Kureyşi’nin öldürüldüğü teyit edilmişti.
DEAŞ, Çarşamba günü yaptığı açıklama ile Ebu el-Hasan el-Kureyşi’nin çatışmada öldürüldüğünü duyurdu, ancak ölüm tarihi, yeri veya kimler tarafından öldürüldüğü belirtilmedi.
Ancak Washington, Ebu el-Hasan el-Kureyşi’nin Ekim ortasını Suriye’nin güneyinde geçirdiğini bildirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan, radikal hareketler ve uluslararası terörizm konusunda uzman Mısırlı bir araştırmacı olan Münir Edib, “Örgüt, zayıf bir örgüt olmasına rağmen artık kendi içinde bilgi saklama konusunda daha gizli hale geldi. Ebu Hüseyin el-Hüseyni el-Kureyşi’nin kimliğini belirlemek zordur, çünkü örgüt ona bir takma ad takmıştır ve örgüt gerçek yeni liderin kimliğini ifşa etmemeye kararlıdır” dedi.
DEAŞ liderleri genellikle birden fazla takma adla biliniyor.
Ekim 2019’da Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de ABD tarafından öldürülen Ebu Bekir el-Bağdadi’nin gerçek ismi İbrahim Avad İbrahim el-Bedri Samarayi idi. Ebubekir el Bağdadi, ayrıca ‘Ebu Dua’ takma adını da kullanıyordu.
3 Şubat’ta İdlib’in kuzeyinde, ABD’nin hava saldırısında öldürülen eski DEAŞ lider Ebu İbrahim El-Haşimi El-Kureyşi, Hacı Abdullah Karadaş ve Ebu Ömer Karadaş olarak biliniyordu.
Bazıları, Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi’nin gerçek isminin Cuma Avad el-Bedri olduğunu bildirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan DEAŞ hareketlerine aşina bir kaynak şu ifadeleri kullandı;
“Terör örgütleri, 1980’li yıllarda liderliği güvenlik takibinden korumak için birden fazla isim ilan ederdi. Görünen o ki, örgütün unsurları için Ebu Hüseyin’in gerçek kimliği aynı derecede önemli değil. Çünkü onlar için önemli olan liderin örgüt hiyerarşisinde, dini bir çerçeve ve miras içinde yer almasıdır. Bu, Ebu İbrahim el-Kureyşi’nin atandığı günlerde, küçük bir grubun örgüt unsurun Telegram üzerinden yeni liderin kimliğini sormasıyla kanıtlanmıştır. Onlardan sadece biat etmelerini istediğinde, soruları azaldı.”
Münir Edib, Ebu El-Hüseyin veya Ebu El-Hasan hakkında herhangi bir istihbarat teşkilatının elinde hiçbir bilgi olmadığını vurgulayarak şunları söyledi;
“ABD, Ebu el-Hasan’ın Ekim ayı ortasında öldürülmesine şaşırdı. Washington, Ebu İbrahim veya El-Bağdadi’de olduğu gibi onun ölümünü açıklamadı, bunun yerine örgütün kendisi duyurdu.”
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby konuya ilişkin açıklamada, “Beyaz Saray bir başka DEAŞ liderinin öldürülmesini memnuniyetle karşılıyor” dedi.
Bağdadi, 2014 yılında Musul’daki El-Nuri Camii’nin kürsüsünden kendisini ‘sözde halife’ ilan etti ve bunun ardından 5 yıl ortadan kayboldu.
Bağdadi, 5 yıl aradan sonra yayınlanan ilk görüntülü mesajında Suriye’de Bağuz’daki son kalenin düştüğünü duyurdu.
Edib konuya ilişkin değerlendirmesine şöyle devam etti;
“Örgüt literatürüne göre bu biat geçerli değildir ve özellikle örgüt biat için bilinmeyen bir isim öne sürdüğü için bu nedenle hizipleşme ve bölünmelerin olması muhtemeldir. Sözde halifenin başta örgüt mensupları olmak üzere herkes tarafından bilinen bir kişi olması için gerekli şartlar olmalıdır. Yeni liderin kimliğinin duyurulmaması ayrılmalara neden olabilir. Yine de bu bölünme büyük olmaz. Çünkü örgütün zor koşullardan geçtiğini ve liderini koruması gerektiğini herkes bildiği için kimliği açıklanmaz.”
Konuya hakim kaynaklar Ebu El-Hüseyin hakkında basit bir bilgi olduğunu, onun Şura Meclisi’nden Ebu El-Hasan El-Haşemi olduğuna işaret etti.
Söz konusu kaynak şu açıklamayı yaptı;
“Şer’i olarak, cihatçı örgütler ve hareket içtihatlarında herhangi bir liderin ölüm haberini, yeni liderin adını ve teşkilattaki yerini süratle duyurma zorunluluğu ile saklamayı tercih etmezler. Örgütün yeni liderin gerçek adını ve kimliğini açıklamadaki suskunluğu, biat yemininin geçerliliği konusunda belirsizliğe yol açabilir. Bu nedenle, örgütü sözde hilafet devletine değil de El Kaide’ye) yaklaştıracak ‘gizli biatlar’ elde etmeye çalışabilir.”
Münir Edib ise, “Örgüt için en önemli koşullardan biri biat yani bağlılık yemini düştü. Zira halifeyi ve ismini açıkça zikretmesi gerektiğinden, biat olduğu müddetçe, kendisine biat edilecek kişinin ismi açıklanmalıdır” yorumunda bulundu.
Ebu El-Hüseyin’in atanmasının, örgüt içinde devam eden anlaşmazlığın gerçekliğini gizlemek için bir tür kamuflaj olabileceğini vurgulayan kaynak şöyle devam etti;
“İki ihtimal ile karşı karşıyayız. Bunlardan ilki, Ebu El-Hüseyin gerçek bir kişidir. Ancak gizlidir ve hayatını güvence altına almak ve devlet kurumları tarafından takip edilmemek için ortaya çıkarılmaz. İkinci ihtimal ise, hayali bir figürle karşı karşıya olmamız ve örgütün öldürülen Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi’nin yerine bir halef seçme fikri konusunda hala bölünmüş olmasıdır.”
Aynı bağlamda, dün bazı DEAŞ yanlısı internet sitelerinde, örgütün ‘Sahel Vilayeti’ ve ‘Irak Vilayeti’ isimli kollarının yeni lidere biat ettiğini gösteren fotoğraflar yer aldı.



İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze Şeridi'nde iki Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

İsrail ordusu, iki "teröristin" Gazze'nin güneyindeki "sarı hat"ı geçerek İsrail güçlerine yaklaştığını belirtti.

Açıklamada, iki adamın "acil bir tehdit" oluşturduğu ve kimliklerinin tespit edilmesinin ardından "etkisiz hale getirildiği" belirtildi.

İsrail güçleri, Filistinli Hamas grubuyla 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ardından Gazze Şeridi'ndeki sarı hattın gerisine çekildi.

Beton bloklar ve sarı işaretlerle belirlenen hat, Gazze Şeridi'nde yeni bir toprak bölünmesini temsil ediyor ve kıyı şeridine doğru 1,5 ila 6,5 ​​kilometre uzanıyor. Böylece İsrail, Gazze'nin alanının yarısından biraz fazlasını kontrol ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyyal Zamir, geçtiğimiz günlerde Sarı Hat’ı Gazze Şeridi ile yeni sınır olarak ilan etti.

Ateşkese rağmen, Gazze'de ara sıra yaşanan olaylar can kayıplarına yol açmaya devam ederken, İsrail ordusu da Hamas liderlerini ve merkezlerini hedef almayı sürdürüyor.


Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
TT

Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)

İsrail televizyon kanalı i24NEWS, dün Suriyeli kaynaklara dayandırdığı haberinde Şam'ın, İsrail ile bir güvenlik anlaşmasına varmak için topraklarındaki Türk ve Rus varlığı arasında denge kurmak istediğini bildirdi.

Kanal, Suriye'nin ülkenin güneyinde ve Golan Tepeleri yakınlarında Rus güçlerinin konuşlandırılmasını İsrail ile müzakereleri güçlendirmenin bir yolu olarak gördüğünü belirtti.

Televizyon haberinde, İsrail'in Suriye'deki Rus varlığının devamı konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yakın bir kaynak, İsrail ve Suriye arasında güvenlik anlaşması konusunda son haftalarda önemli ilerleme kaydedildiğini ve yakında imzalanmasının mümkün olduğunu bildirdi.

İsrail'in i24NEWS haber sitesine konuşan kaynak, bu son atılımın ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli çabaları sayesinde gerçekleştiğini belirterek, diplomatik bir ilave içerecek olan anlaşmanın, yakın gelecekte bir Avrupa ülkesinde yapılacak üst düzey bir Suriye-İsrail görüşmesinde imzalanmasının muhtemel olduğunu kaydetti.

Suriyeli kaynak, Eş-Şara ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak bir görüşmede doğrudan imzalanma olasılığını da göz ardı etmediğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail kanalından aktardığına göre Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani geçen ay, Şam'ın 1974 Ateşkes Anlaşması'na dayalı, bazı küçük değişikliklerle ve tampon bölgeler olmaksızın, yıl sonuna kadar Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılmasını beklediğini söyledi.

İsrail ise eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra İsrail ordusunun Suriye'de ele geçirdiği tüm mevzilerden İsrail'in çekilmesi yönündeki Suriye'nin talebini reddediyor.

i24NEWS'e göre İsrail kaynakları, İsrail ordusunun Suriye topraklarında şu anda kontrol ettiği dokuz noktadan bazılarından çekilmesinin ancak Suriye ile tam bir barış anlaşması karşılığında gerçekleşeceğini, güvenlik anlaşması karşılığında olmayacağını belirtiyor.


UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
TT

UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün, Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın kara kutularının doğru teknik analiz için Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türk yetkililerle anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Bakanlık, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, yasal işlemleri tamamlamak amacıyla, talihsiz uçaktaki yolcuların ailelerinin bazılarından alınan DNA örneklerinin karşılaştırma ve kurbanların kesin kimlik tespiti için Türk yetkililere verildiğini belirtti.

Bakanlık, Genelkurmay Başkanı ve beraberindekilerin ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili soruşturma komisyonunun Türk makamlarıyla koordinasyon içinde çalışmalarına devam ettiğini ifade etti.

Bakanlık ayrıca, Türk Başsavcısının olayla ilgili tüm belgeleri ve kamera kayıtlarını Libya makamlarına vermeye hazır olduğunu teyit ettiğini ve ortak soruşturma için izlenen prosedürleri ve verilen onayları özetleyen resmi bir muhtıranın Libya Başsavcısına gönderileceğini kaydetti.

Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe, Ankara üzerinde uçağıyla temasın kesilmesinin ardından Libya Genelkurmay Başkanı'nın hayatını kaybettiğini duyurdu.

Dibeybe ayrıca, Ankara'ya yaptığı resmi bir gezi dönüşünde meydana gelen trajik bir kaza sonucu Haddad'ın yol arkadaşlarının da hayatını kaybettiğini açıkladı: Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Futuri Gribel; Askeri Sanayi Şirketi Direktörü Tuğgeneral Mahmud Al Katavi; Libya Ordusu Genelkurmay Başkanı Danışmanı Sayın Muhammed el Assavi Diyab ve Genelkurmay Başkanı'nın medya ofisindeki fotoğrafçı Sayın Muhammed Ömer Ahmed Mahcub.

"Bu trajik kayıp, millet, askeri kurum ve tüm halk için büyük bir kayıptır. Ülkelerine samimiyet ve özveriyle hizmet etmiş, disiplin, sorumluluk ve milli bağlılık konusunda örnek teşkil etmiş insanları kaybettik" ifadelerini kullandı.

Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, salı akşamı Ankara'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan uçakla temasın kesildiğini açıklamıştı.

Bakan, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu akşam saat 20:52'de (GMT 17:52) Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru 20:10'da kalkan 9H-DFJ tescil numaralı Falcon 50 tipi özel jetle temas kesildi" dedi.

Bakan, "Haymana bölgesinden acil iniş talebi alındı, ancak daha sonra uçakla temas kesildi" diye belirtti. "Uçakta Libya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad da dahil olmak üzere beş kişi bulunuyordu" diyen Bakan, daha sonra uçağın enkazının bulunduğunu ifade etti.