Ermenistan, Rusya’ya sırtını döner mi?

Putin ve Paşinyan 23 Kasım’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında (AFP)
Putin ve Paşinyan 23 Kasım’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında (AFP)
TT

Ermenistan, Rusya’ya sırtını döner mi?

Putin ve Paşinyan 23 Kasım’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında (AFP)
Putin ve Paşinyan 23 Kasım’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında (AFP)

Ermenistan, Rusya’nın Bağımsız Devletler Topluluğu’nu güçlendirme yaklaşımını paylaşsa da, bu ilişki son zamanlarda olağandışı dalgalanmalar arasında dikkate değer hale geldi.
Dünyanın birçok yerinde kolluk kuvvetleri görevlerinde bulunan, uluslararası siyaset ve ticaret alanında işletme yüksek lisans derecesine sahip emekli Albay Wes Martin’ National Interest dergisi için bu konuda bir makale kaleme aldı.
Analizde, “Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, geçtiğimiz hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i küçümsedi. Paşinyan, Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (CSTO) bir araya gelmesi için başkent Erivan’da Putin’i ağırlarken, bir zirve bildirisini kabul etmeyi reddetti” ifadelerine yer verildi.
Martin makalesinde, “Putin’den herhangi bir uzaklaşma memnuniyetle karşılansa da, Ermenistan o halde neden Rusya’nın en büyük askeri konferansına ev sahipliği yaptı?” diye sordu.
CSTO’nun NATO’nun bir aynası olduğu vurgulanan analiz şu ifadelerle devam etti:
“Batı ittifakı gibi, bir üyeye yapılan saldırı, Ermenistan, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’ı içeren altı üyeye de saldırı olarak kabul edilir. Ancak örgüt, Moskova’da yer alan karar verme mekanizmasıyla, Rusya’nın güç projeksiyonu için hükümetler arası bir araç olarak çalışıyor. Bu yılın başında hükümet karşıtı protestolar Rusya’nın Kazakistan’daki çıkarlarını tehdit ettiğinde, muhalefeti bastırmak için ittifakın dört bir yanından binlerce asker gönderildi. Ancak Ermenistan, bu sonbaharda Azerbaycan sınırında yaşanan şiddet olayları sırasında toplu savunma maddesine başvurduğunda ittifak sessiz kaldı.”
Martin, Rusya’nın Ukrayna’ya saplanmışken, kendi arka bahçesi olarak gördüğü yerlerdeki sorunlara fazla eğilemeyeceğine dikkat çektiği analizde şunları yazdı:
“Ancak bu olay, Ermenistan’ın neden konferanstan ya da örgütten tamamen çekilmediği konusunda soruları gündeme getirdi. İttifak temel yükümlülüğünü yerine getirmediği için, özellikle Batı’nın gözüne girmeye yönelik ısrarlı girişimleri göz önüne alındığında, Ermenistan’ın Rus paryasına ev sahipliği yapmaktan pek bir kazancı yok gibi görünüyor. CSTO üyesi Tacikistan bile, Ekim ayında topraklarındaki eğitim tatbikatlarını aniden iptal etti.”
Analize göre, bazıları Ermenistan’ın başka seçeneği olmadığını, Moskova’nın Ukrayna’daki anlamsız savaşından sonra bile Rusya’nın yörüngesine direnemeyecek kadar küçük olduğunu savunuyor.
Martin makalesini şu ifadelerle sürdürdü:
“Ermenistan, güvenliği için görünüşte Moskova’ya bağımlı olabilir, ancak ekonomik olarak kesinlikle bağımlıdır. Rusya, Ermenistan’ın doğalgazının yüzde 85’ini ve buğdayının yüzde 99’unu sağlıyor. Ancak bu argüman, küçük ülkelerin ekonomik olarak zararlı olsalar bile genellikle ilkeli duruşlar sergilediğini göz ardı ediyor. Litvanya, Rusya’ya olan bağımlılığından kurtulduktan 30 yıl sonra, Avrupa’nın en küçük ekonomilerinden biri şimdi dünyanın en büyük ikinci ekonomisine karşı duruyor.  Litvanya, Çin’in Uygur azınlığına yönelik muamelesini alenen soykırım olarak nitelendirdi, Çin’in Orta ve Doğu Avrupa devletleriyle toplantılar için kullandığı sözde 17+1 grubundan çekildi ve bir Tayvan Temsilciliği açarak bunu yapan ilk Avrupa ülkesi oldu.”
Bunu hızla ağır bir ekonomik baskının izlediğine vurgu yapan Martin, analizde “Çin, Litvanya’dan yapılan ithalatın yanı sıra Litvanya parçaları kullanan herhangi bir ürünün ithalatını yasakladı. Bu ekonomik zorlamadan sonra bile, Litvanya hala ilkelerine bağlı kaldı” yazdı.
Martin, söz konusu makaleyi şu ifadelerle sürdürdü:
“Diğerleri, Ermenistan sorununun küçük bir ülke olmakla ilgili olmadığını, ‘düşmanca bir mahallede’ yaşama durumu olduğunu iddia ediyor. Ülke, bölgesinde ekonomik olarak izole edildi. Azerbaycan ve Türkiye, yaklaşık 30 yıldır sınırlarını Ermenistan’a kapattı. 1994 yılında ateşkes ilan edildikten sonra Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmesi nedeniyle Ermenistan ile sınırlar kapatıldı (Türkiye, müttefiki ile dayanışma içinde Ermenistan ile sınırlarını kapattı). Ancak Ermenistan, komşularıyla ilişkilerin yeniden normalleşmesine ve Rusya’ya bağımlılıktan uzaklaşmasına yol açacak bir barış anlaşmasının peşinde değildi. Bunu yapmak, Karabağ davasından beslenen milliyetçi coşkuya karşı hareket etmeyi ve uzun vadede vatandaşlarının yararına olacak pragmatik bir politika izlemeyi gerektirecekti.”
Ukrayna sonrası iki yönlü oynamanın artık işe yaramadığına dikkat çeken Martin ayrıca şunları yazdı:
“Avrasya Ekonomik Birliği’nin (EAEU) Rusya ile bir üyesi olan Ermenistan, Avrupa Birliği’nin Moskova’ya yönelik yaptırımlarından yararlanmaya başladı. Ekim ayındaki verilerin Ermenistan’a buzdolabı, çamaşır makinesi vb. ithalatının önemli ölçüde arttığını ortaya koyması bir sürpriz oldu. Gerçek alıcının, yaptırım uygulanan Rus silah endüstrisi olduğuna dair haklı korkular var. Bundan önce bile, bu yıl Rusya’ya ihracatı yüzde 50 arttığında, birçok kişi Ermenistan’ı Rusya’yı ‘yaptırımlardan kaçıran’ bir ülke olarak görüyordu. Net verilerin olmaması, Ermenistan’ın Batı ürünlerini bir geçiş ücreti karşılığında yeniden ihraç ettiğini gösteriyor.”
Analizde, “İki tarafında da bu ‘bekle ve oyna’ yaklaşımı, Ukrayna’nın işgalinden bu yana dünyanın büyük resim siyasetiyle uyuşmuyor. Ermenistan, Rusya’nın yaptırımları delmesinden çıkar sağlamaya çalışırken, son CSTO küçümsemesi cesur bir duruş olarak görülemez. Böyle bir eylem, yalnızca Putin’e, güvenlik ittifakında kalan Ermenistan’ın bağlılığının hafife alınamayacağını göstermeye hizmet edebilir” denildi.
Wes Martin makalesini, “Ermenistan gerçekten Batı ile ittifak yapmak istiyorsa, ilgisini göstermenin basit bir yolu var: CSTO’dan ayrılmak” ifadeleri ile noktaladı.



Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
TT

Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)

Üç kişilik Amerikan-Rus mürettebat, dün bir Rus uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatıldıktan sonra görevlerine başladı.

Rus Soyuz MS-28 uzay aracı Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden saat 04:27'de fırlatıldı.

Uzay aracında NASA astronotu Chris Williams ve iki Rus meslektaşı Sergey Mikaev ve Sergey Kud-Sverchkov bulunuyordu. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na başarıyla kenetlendi.

Jcjc
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatılırken... 27 Kasım 2025 (Reuters)

Üç astronotun yörünge istasyonunda yaklaşık sekiz ay geçirmesi bekleniyor. NASA, fizikçi Williams ve askeri pilot Mikayev için bunun ilk uzay uçuşu olduğunu açıkladı. Kud-Sverchkov için ise bu, uzaya ikinci yolculuğu olacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mürettebat, NASA astronotları Mike Fincke, Zena Cardman ve Johnny Kim, Japon Uzay Ajansı astronotu Kimiya Yui ve Rus kozmonotlar Sergey Ryzhikov, Alexey Zubritsky ve Oleg Platonov'a katılacak.

NASA, Williams'ın insan uzay keşiflerini ilerletmek ve dünyadaki yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla istasyonda bilimsel araştırmalar ve teknik deneyler yürüteceğini duyurdu.


Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
TT

Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)

Devlet kurumları tarafından desteklenen önde gelen bir Rus nöroteknoloji şirketi, beyinlerine yerleştirilen sinir çipleri kullanılarak uzaktan kontrol edilebilen güvercin sürüsü geliştirmek için yeni bir proje açıkladı. GB News'e göre bu hamle Batılı istihbarat teşkilatları arasında yaban hayatının modern casusluk amacıyla kullanılma potansiyeli konusunda endişelere yol açtı.

Ulusal Teknoloji Girişimi ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu'ndan fon alan şirket, PJN-1 veya "Biyo-Drone" adlı prototipinin, kuşun beynindeki belirli bölgeleri uyararak operatörlerden uçuş komutları alabildiğini belirtti.

Şirket, sistemin elektronik aksamlar ve bir GPS takip ünitesi içeren küçük, güneş enerjisiyle çalışan sırt çantasına bağlı bir mikroçipe dayandığını açıklıyor. Teknisyenler, kuşun içgüdülerini etkileyen ve sanki kendi kararını veriyormuş gibi sağa veya sola doğru yön değiştirmesini sağlayan darbeler göndererek ona rehberlik ediyor.

Şirketin kurucusu Alexander Panov, bu teknolojinin diğer büyük kuşlara da uygulanabileceğini belirterek, "Şu anda güvercin kullanıyoruz, ancak sistemler daha ağır yükleri taşımak için kargaları, kıyı gözetimi için martıları veya geniş okyanus alanlarında uçuş yapmak için albatrosları kullanacak şekilde geliştirilebilir" dedi.

Şirket, tek bir kuşun önceden eğitim almadan günde 310 mil, haftada ise bin 800 milden fazla yol kat edebileceğini iddia ediyor. Ancak, beyne mikro elektrot yerleştirilmesinden kaynaklanabilecek herhangi bir ölüm oranı açıklanmadı. Bu işlem, yalnızca birkaç milimetrelik hata payına sahip, oldukça hassas bir cerrahi müdahale gerektiriyor.

Şirket tanıtım açıklamasında, "Biyodronik güvercin, kafasından çıkan ince bir tel ve elektronik bileşenleri içeren küçük bir sırt çantası dışında, sıradan bir güvercinden hiçbir farkı yok" diyerek, temel amacının sivil ve endüstriyel gözetim, arama kurtarma ve güvenliği artırmak olduğunu vurguladı.

Açıklamada, bu kuşların düşme olasılığının "doğal kuş düşme olasılığından farklı olmadığı, düşük" olduğu ve bu nedenle kullanımlarının "şehir içinde güvenli" olduğu belirtildi. Ayrıca, özellikle Moskova gibi büyük güvercin popülasyonlarına sahip Rus şehirlerinde, bu kuşların doğal ortamlarına kolayca uyum sağladıkları ve bu nedenle tespit edilmelerinin "neredeyse imkansız" olduğu belirtildi.

Ancak güvenlik uzmanları, bu teknolojinin, minyatür kameralar veya gelişmiş sensörler yerleştirilerek veya hatta ulaşılması zor yerlerde hassas bilgileri toplamak için platformlara dönüştürülerek gelişmiş casusluk operasyonları için kullanılma potansiyeli konusunda uyardı.

Şirketin projelerinin tartışmalara yol açması ilk kez olmuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre daha önce de süt üretimini artırmak için ineklerin sinir sistemini manipüle etmeye çalıştığı iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı. Rusya'nın ayrıca, deniz yollarını devriye gezmek, mayın döşemek ve su altı keşif görevleri yürütmek için yunusları eğitmek de dahil olmak üzere, hayvanları askeri amaçlarla kullanma konusunda uzun bir geçmişi var.


Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.