İran rejimi, protestolar nedeniyle ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya

Dünya Kupası maçlarından birinde İranlı bir kadın Mahsa Amini yazılı bir oyuncu forması tutuyor (Reuters)
Dünya Kupası maçlarından birinde İranlı bir kadın Mahsa Amini yazılı bir oyuncu forması tutuyor (Reuters)
TT

İran rejimi, protestolar nedeniyle ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya

Dünya Kupası maçlarından birinde İranlı bir kadın Mahsa Amini yazılı bir oyuncu forması tutuyor (Reuters)
Dünya Kupası maçlarından birinde İranlı bir kadın Mahsa Amini yazılı bir oyuncu forması tutuyor (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP’ye göre, İran rejimi, son 3 aydır sürekliliği ve kapsamı bakımından benzeri görülmemiş, yasak tanımayan ve İslam Cumhuriyeti’nin ideolojik temellerini sarsan protestoların devam etmesi nedeniyle kendisini 2022’nin sonlarında ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya buldu.
İran’daki gösteriler Eylül ayının ortalarında Ahlak Polisi’nin elbisesi sebebiyle gözaltına aldığı genç kadın Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesinin ardından başladı. Uzmanlar, İran’daki halkın öfkesinin, yaklaşık 85 milyonluk İran nüfusunun on yıllardır mustarip olduğu ekonomik sorunlar ve mevcut sosyal kısıtlamalardan da beslendiğini belirtiyor.
İran daha önce de protestolara sahne oldu ancak şu anki hareket ülkenin şehirleri, halk kesimleri ve etnik gruplar arasındaki yayılımı ve sürekliliği ile “dini rejime alenen meydan okuması” açısından benzersiz bir hareket olma özelliğine sahip.
İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in posterleri ateşe verildi, kadınlar sokaklarda artık başörtüsüz dolaşıyor ve ayrıca güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çatışmalar meydana geldi.
İran başta ABD, İsrail ve onların müttefikleri olmak üzere Irak’ta mevzilenen İranlı muhalif Kürt grupları “ayaklanmaları” körüklemekle suçluyor. Nitekim İran söz konusu grupların karargahlarına silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) defalarca füze saldırısı gerçekleştirdi.
İran Başsavcısı Ahlak Polisi’ni lağvettiğini duyurdu. Bu açıklama, protestolara bir yanıt olarak değerlendiriliyor. Ancak muhalifler zorunlu başörtüsü yasasının uygulanmaya devam etmesi ve bu açıklamanın Ahlak Polisi’ne bağlı resmi merciler tarafından yapılmayıp basın toplantısı sırasında bir soruya verilen yanıtla duyurulması sebebiyle açıklamaya şüpheyle yaklaşıyorlar.
Merkezi Londra’da yer alan ve insan hakları ihlalleri için hesap verebilirlik çağrısında bulunan “İran İçin Adalet” isimli grubun kurucu isimlerinden Şadi Sadr, “Protestoların reform için veya Ahlak Polisi’ne karşı olmadığı bilakis rejimin tamamını hedef aldığı başından belliydi. Şu an yaşananlar rejim için ciddi bir meydan okuma. Rejim protestocularından gelen gerçek bir tehditle karşı karşıya olduğunun farkında” ifadesini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yurtdışında yaşayan İranlı muhaliflerle geçen ay yaptığı toplantının ardından İran’da yaşananları “Bu rejimin dışında başka rejim görmemiş genç kadın ve erkek jenerasyonun devrimi” diye niteledi.
Tony Blair Küresel Değişim Enstitüsü’nde İran çalışmaları uzmanı Kasra Arabi, “İran’daki hava devrim havasıdır” dedi. Son yıllarda rejim karşıtlarının sayılarındaki artışa dikkat çeken Arabi, “Protestocuları bastırmaya çalışabilirler ancak devrimci havayı bastıramazlar” dedi.
İran’daki İslam Cumhuriyeti, Batı yanlısı Şah rejiminin yıkılmasının ardından 1979’da Humeyni tarafından kuruldu.
İslam Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana yeni politikalar ve İslam hukuku kanunlarını uyguluyor. Kuruluşundan birkaç yıl sonra kadınlara kamuya açık alanlarda başörtüsü zorunluluğu getirildi.
İnsan hakları örgütleri, İran rejimini, yasa dışı idamlar da dahil olmak üzere yurtdışında adam kaçırma ve yabancı uyruklu kişilere ev hapsi uygulamak gibi bir dizi insan hakları ihlallerini işlemekle suçluyor.
Uluslararası Af Örgütü’ne göre İran, dünyada idam cezasının en çok uygulandığı ülkeler arasında ikinci sıraya yükseldi. Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü (IHR), Tahran’ın bu yıl 500’den fazla kişiyi idam ettiğini kaydetti.
İran’ın nükleer ajandası, İslam Cumhuriyeti ve Batı arasındaki temel ihtilaf noktasını oluşturuyor. Aralarında Arap ülkelerin de yer aldığı İran’a hasım ülkeler, Tahran’ı Irak ve Lübnan’daki vekil güçleri aracılığıyla ve Suriye ile Yemen’deki ihtilafa yaptığı müdahale üzerinden Ortadoğu’ya nüfuz etmeye çalışmakla suçluyor.
Öte yandan İran son dönemde Moskova ile ilişkilerini güçlendirerek Rus güçlere ucuz insansız hava araçları (İHA) tedarik etti. Bu İHA’lar Ukrayna’nın başkenti Kiev ve Ukrayna’nın diğer şehirlerine yönelik saldırılarda kullanıldı. Bu gelişme ise uluslararası toplumun tepkisini çekti.
Buna rağmen İslam Cumhuriyeti’nin karşı karşıya olduğu en büyük meydan okuma İran’ın içinden geliyor.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan İranlı araştırmacı Kerim Sacid Pur, ABD merkezli Foreign Affairs dergisine yaptığı değerlendirmede, “İran rejimi 43 yıldır bugünkünden daha zayıf görülmemişti” dedi.
Uluslararası Af Örgütü’nün ifadesiyle, İran makamları protestolara müdahalede “baskı aygıtına” başvuruyor, gerçek mermi kullanıyor ve geniş çaplı tutuklamalar yapıyor.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü’ne (IHR) göre, İran genelindeki gösterilere yönelik güvenlik güçlerinin müdahaleleri sırasında 18 yaşın altında 60 kişi ve 29’u kadın olmak üzere en az 448 kişi hayatını kaybetti. IHR, ölümlerin çoğunun ülkedeki Kürt ve Beluç azınlıkların yaşadığı ve şiddetli protestoların düzenlendiği bölgelerde gerçekleştiğini kaydetti.
Birleşmiş Milletlere göre protestoların bastırılması sırasında yaklaşık 14 bin kişi tutuklandı. Tutuklular arasında, hüküm giymesi halinde idam cezasına çarptırılacak olan rap şarkıcı Toomaj Salihi gibi sanat ve kültür camiasından isimler de bulunuyor.
İran yargısı protestolarla ilişkili olarak şimdiye kadar 6 idam cezası kararı çıkardı. IHR, avukatların katılmadığı bu yargılamaları “göstermelik yargılamalar” şeklinde niteledi. IHR’ye göre 3’ü çocuk toplam 26 kişi hakkında “asılarak idam” kararı çıkması tehlikesi bulunuyor.
Şadi Sadr, değerlendirmesinde, “Tüm bunlar rejimin düşmek üzere olduğu anlamına gelmiyor. İslam Cumhuriyeti gibi bir rejimin dağıtılması oldukça zor bir iş. Bu işte başarılı olmayı engelleyen faktörler var. Protestocuların en iyi şekilde örgütlenmesi ve daha güçlü bir uluslararası destek bu faktörlerden bazıları” ifadelerini kullandı.
Humeyni’nin 1970’lerde Şah’ı devrilmesine liderlik ettiği hareketin aksine şu anki protesto hareketinin lideri bulunmuyor.
Çeşitli bölgelerde protestoculara ilham kaynağı olan isimlere işaret eden Kasra Arabi, bu isimler arasında Hüseyin Runeki, Macid Tevekkeli ve kadın hakları savunucusu Fatma Sebheri’yi sıralıyor. Düşünce özgürlüğünün savunulmasında aktif rol üstlenen Runeki cezaevindeki iki ay süren açlık grevinin ardından Kasım’da serbest bırakıldı. Tevekkeli ise hâlâ cezaevinde bulunuyor. Arabi, “Bu protestolar lidersiz değil. Çünkü göstericiler geri dönüşü olmayan bir devrimin ortasındaymış gibi hareket ediyorlar” dedi.
Protestoların başlamasından önce tutuklanan insan hakları aktivisti Nergis Muhammed, bulunduğu Evin Cezaevi’nden “direnişi sürdürme” çağrısında bulundu. Nergis, ailesinin Avrupa Parlamentosu’na teslim ettiği mektubunda, “Kazanacağımıza inanıyorum” ifadesini kullandı.



Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)