Mukus rengi hastalık habercisi olabilir: Sümüğünüzün rengine göre sağlık durumunuz

"Sigara içenlerde siyah sümüğe dikkat"

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
TT

Mukus rengi hastalık habercisi olabilir: Sümüğünüzün rengine göre sağlık durumunuz

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)

Halk arasında "sümük" diye tabir edilen, burundaki mukus tabakasının birçok işlevi var. Örneğin bu tabakanın rengi, bireylerin vücudunda neler olup bittiğine dair çok önemli bilgiler veriyor.
Uzmanlara göre normalin dışında bir renk tonu, özellikle de uzun süreli olduğunda çeşitli hastalıkların habercisi olabilir.
Sümük rengi, herhangi bir hastalığın teşhisi için tek başına yeterli değil. Ancak bireylerin derhal bir doktora başvurması gerektiğini gösterebileceği için dikkate değer bir konu.
Science Alert'ün aktardığına göre, normal olan berrak mukus tabakası, koruyucu proteinler ve suyla karışık tuzları içeriyor.
Bu tabaka, susuz kalmaya ve bakterilerle virüsler gibi yabancı cisimlerin vücuda girişine karşı nemlendirici bir bariyer görevi görerek solunum yollarını nemli ve temiz tutuyor.
Solunan her şey bu mukusa yapışabiliyor. Burundaki küçük kıllar, mukusu boğazdan mideye doğru itiyor ve burada tüm kötü mikroplar mide asidi tarafından eritiliyor.
Ancak mukus sadece burunda yer almıyor. Bu jel, vücudun nemli olması gereken her yüzeyini, aynı zamanda akciğerleri, sinüsleri, ağzı, mideyi, bağırsakları ve hatta gözleri kaplıyor.
Mukusun şeffaf olması endişelenecek bir şey olmadığı anlamına geliyor. Ancak miktarı çok artarsa alerji, soğuk algınlığı veya grip başlangıcı olduğuna işaret edebilir.
Mukusun diğer renkleri ve anlamları ise şu şekilde:

Beyaz mukus: Birçok farklı anlamı olabilir. Ancak çoğu zaman, solunum yollarının tahriş olduğu, şiştiği, mukus akışını kısıtladığı ve kurumasına neden olduğu anlamına geliyor.
Aynı zamanda burun enfeksiyonu, alerji veya susuz kalmaktan da kaynaklanabilir.
Zira bağışıklık hücreleri burnu tahriş eden faktörle mücadele ederken, mukusa bulanık bu dokuyu veren molekülleri serbest bırakıyor.
Yaygın bir mit olmasına rağmen, araştırmalar süt tüketiminin mukusu daha bulanık hale getirmediğini gösteriyor.

Sarı mukus: Muhtemelen vücudun bir enfeksiyonla mücadele ettiği anlamına geliyor.
Bir enfeksiyon durumunda bağışıklık sisteminin beyaz kan hücreleri, ister bakteri ister virüs olsun, mikrobiyal istilacıyı onu yok etmek için bölgeye hücum ediyor. İşlerini tamamlayıp ölen beyaz hücreler mukusla birlikte vücuttan atılıyor ve bu süreçte onu sarıya boyayabiliyor.
Öte yandan, sarı mukus, antibiyotiğe ihtiyaç olduğu anlamına gelmez. Çünkü vücut her zaman enfeksiyonlarla karşı karşıya kalır ve onlarla mücadelede çok iyidir.

Yeşil mukus: Aslında bu da bir enfeksiyonun habercisi. Zira mukus ayrıca büyük miktarda ölü beyaz kan hücresi birikmesinden dolayı yeşile dönüyor.
Bu renk birkaç hafta veya daha uzun süre devam ediyorsa, özellikle ateş veya mide bulantısı varsa doktora başvurulmalı.

Pembe veya kırmızı mukus: Burunda kan olduğu anlamına geliyor.
Bu durum, alerji, enfeksiyon ve hünkürme veya sürtünmegibi birçok faktörden kaynalanabilir. Yüzüstü düşmek gibi fiziksel travmalar da sümüğü kırmızıya çevirebilir.
Aynı zamanda havanın çok kuru olduğuna da işaret edebilir.

Kahverengi mukus: Bu da kanın kuruduğu veya bireylerin kirli ortamlarda vakit geçirdiği anlamına geliyor.
Nazal astardaki kan kuruduğunda mukusa karışıp onu kahverengiye çevirebiliyor.
Ancak kahverengi mukus her zaman kandan kaynaklanmayabilir. Kir, toz, sigara dumanı, enfiye veya baharatlar da bu renk değişikliğinin nedenlerinden.
Öte yandan öksürürken kahverengi balgam geliyorsa, bir doktora görünmek gerek. Çünkü bu, bronşit belirtisi olabilir.

Siyah mukus: Genellikle sigara içenlerde görülüyor.
Özellikle akciğer hastalığı olanlarda ve çok sigara içenlerde gözlemlenebiliyor.
Sigara veya esrar kullanımından sonra ortaya çıkabildiği gibi kir ve tozun solunmasından da kaynaklanabilir.
Bağışıklık sistemi zayıflamışsa, ciddi bir mantar enfeksiyonuna da işaret edebilir.
Buna eşlik eden başka belirtiler varsa doktora görünmek önemli.
Independent Türkçe, Science Alert, Business Insider



Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor
TT

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Kanada'daki York Üniversitesi Sağlık Fakültesi'nde yapılan devrim niteliğindeki bir keşif, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen ve zayıflatıcı bir otoimmün hastalık olan iltihaplı romatizma (romatoid artrit) tedavisinde yeni bir dönemin habercisi olabilir.

İltihaplı romatizma bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu eklemlerde oluşan kronik sertlik, şişlik ve ağrı olarak tanımlanır. Hastalık zamanla eklemlerde, kıkırdakta ve kemiklerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açarak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir. Mevcut tedaviler genellikle steroidler gibi geniş spektrumlu İmmünsüpresyonlar (bağışıklık sisteminin aktivasyonunun veya etkinliğinin azalması) veya spesifik sitokinleri (hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan protein ve peptidlerin bir grubu) hedef alan biyolojik ilaçları içeriyor. Ancak bu yaklaşımlar genellikle etkinliğini yitirirken enfeksiyonlara yatkınlığın artması ve diğer ciddi yan etkiler gibi riskler taşıyor.

Umut verici sonuçlar

Kanada York Üniversitesi Kinesiyoloji ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Araştırma Başkanı Doç. Dr. Ali Abdussettar liderliğinde yürütülen ve geçtiğimiz mart ayında Journal of Autoimmunity dergisin yayımlanan çalışmada araştırmacılar ‘TRAF1’ proteininin bağışıklık düzenlemesindeki rolünü incelemek için gelişmiş bir gen düzenleme tekniği kullandılar. Araştırma ekibi, TRAF1 proteini üzerindeki valin 196 (V196) bölgesindeki tek bir mutasyonun farelerde enflamasyonu önemli ölçüde azaltabileceğini keşfetti. Çünkü bu mutasyon aşırı duyarlı bir bağışıklık sisteminin sürdürülmesi için kritik olan moleküler bir etkileşimi bozuyor. Bu da normalde aşırı iltihaplanmaya neden olan olaylar zincirini etkili bir şekilde durduruyor. İltihaplı romatizma, günlük yaşamın birçok yönünü etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur ve bu hastalığın tedavisinde mevcut tedavilerin sınırlı etkinliğine bağlı olarak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu çalışmada, İltihaplı romatizma ve diğer inflamatuar (iltihaplı) hastalıklar için daha etkili tedavilerin önünü açabilecek bir keşif yapıldı.

TRAF1, bağışıklık sistemindeki ikili rolüyle biliniyor. TRAF1, gen bazı bağlamlarda inflamatuar sinyalleri güçlendirirken, diğerlerinde bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini önlemek için bir fren görevi görür. Bu ikili görev, TRAF1'i şimdiye kadar tedavi edici müdahale için zor bir hedef haline getiriyordu.

Çalışma, mutasyonun TRAF1'in başka bir proteinle etkileşimi üzerindeki etkisini belirleyerek, inflamatuar sinyallerin nasıl daha hassas bir şekilde modüle edilebileceğine dair yeni bilgiler sağladı. Bu mutasyon, aşırı iltihaplanmaya neden olan moleküler olaylar dizisini etkili bir şekilde durduruyor. Bu hedefe yönelik yaklaşım sadece iltihaplı romatizma semptomlarını hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda hastalığa yol açan bozuk mekanizmaları da ele alarak mevcut tedavi seçeneklerine iyi yanıt vermeyen hastalara umut veriyor.

Bu çalışma, bağışıklık sisteminin düzenlemesi ve bunun iltihaplı hastalıklar üzerindeki etkilerini anlamamızda büyük bir sıçrama olarak görülüyor. Araştırma ekibi, gen düzenleme teknolojisinin gücünden yararlanarak, önemli moleküler etkileşimlerin değiştirilebileceğini göstermiş ve daha hassas tedavi edici stratejilerin geliştirilmesinin önünü açmıştır.

Yeni tedavi yöntemleri

Bu bulgular farelere ve insanlara başarıyla uygulanabilirse, sonuçları çok derin olabilir. Bu yeni keşif temelinde gelecekte üretilecek ilaçlar, iltihaplı romatizma için daha uygun bir tedavi sağlayabilir. Potansiyel olarak geniş spektrumlu immünosupresanlara olan bağımlılığı azaltabilir ve enfeksiyon ve kanser gibi yan etkilerin oluşma riskini en aza indirebilir. Araştırmanın ortaya koyduğu ilkeler diğer inflamatuar hastalıkların tedavisinde de uygulanabilir ve bağışıklık sisteminin önemli bir faktör olduğu hastalıkların tedavisi için yeni yollar açabilir.

Bu keşif, araştırma ekibinin yenilikçi ruhunun da bir kanıtı olurken genetik araştırmaların modern tıptaki önemli rolünü de ortaya koyuyor. Çalışmalar ve klinik deneyler ilerledikçe, iltihaplı romatizma hastaları yakında sadece semptomları hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda inflamasyonun temel nedenlerini de hedef alan tedavilere erişebilecekler. Araştırma ekibi, doktorlar ve hastalar, iltihaplı romatizma tedavisini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyan bu öncü çalışmayı laboratuvardan klinik uygulamaya geçerken yakından takip ediyor.

Dünya genelinde iltihaplı romatizma hastası 18 milyon insanın birçoğu her gün ağrı çekiyor ve bazı sakatlıklar yaşıyor. Bu keşif, tedavilerin daha etkili ve daha hafif olduğu bir gelecek için umut veriyor.

Araştırma ilerledikçe, ekibin çalışmaları, yeniliğe büyük ihtiyaç duyulan bir alanda devrim niteliğinde tedaviler keşfetmek için genetik içgörülerin gücünü vurguluyor. Bu keşif, bilimin vaat ettiğinden daha fazlasını, kronik hastalıklardan kurtarılmış yaşamların olabileceğine dair bir vizyon sunuyor.